Tarih: 20.11.2017 16:52

CHP Grup Başkanvekili Altay: 'Nato hatasında payı olan teknisyenlerin İlişkileri, sicilleri açıklansın'

Facebook Twitter Linked-in

 

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, milletin gönlünden düşen, iktidardan düşme eğilimine giren bütün partilerin son kozunun seçim sistemiyle oynamak olduğunu savunarak, 'Milletin gözünde itibar kaybedip sonra seçim sistemleri üzerinde oynayarak parlamentoda sandalyelerini koruma gayreti beyhudedir.' dedi.

Altay, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, bugün Dünya Çocuk Hakları Günü olduğunu anımsattı.

Türkiye'de okul çağındaki 1 milyon 973 bin çocuğun okul dışında yer aldığını, sokaklarda, fabrikalarda olduğunu ifade eden Altay, çocuklara yönelik cinsel istismarın son 10 yılda 7 kat artığını, her 4 saatte 1 çocuğun cinsel istismara maruz kaldığını, hükümetin 15 yıldır bu trajediyi seyrettiğini savundu.

Elindeki kağıdı, 'Bu belge mühim bir belge. Millete yanlış bilgi veren hükümet yetkililerini, Cumhurbaşkanı'nı, eğer biraz utanma duygusu varsa yüzünü kızartacak bir belge.' diye gösteren Altay,  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürlüğü yaptığı 8 yıllık dönem için SGK'nın bugünkü kurla 47 milyon dolar zararından bahsettiğini belirtti.

Altay, Kılıçdaroğlu'nun, Genel Müdürlük yaptığı 8 yıllık döneminin zararının 2 milyon 332 bin lira olduğunu söylediğini anımsatarak, AK Parti'nin 8 yıllık döneminde SGK'nın zararının 246 milyon dolar, 15 yıllık döneminde ise  471 milyon dolar olduğunu iddia etti. Altay, bu tabloyu, Erdoğan'ın istemesi halinde kendisine gönderebileceğini ifade ederek, SGK işinden AK Parti'ye ekmek çıkmayacağını vurguladı.

 'İlişkileri, sicilleri açıklansın'

Norveç'te NATO tatbikatındaki Atatürk ve Erdoğan düşmanlığı skandalına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Altay, Erdoğan'ın, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olduğu, Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Erdoğan'dan daha büyük ve kıymetli olduğu için AK Parti'den daha yüksek refleks gösterdiklerini savundu. Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bu olayın özürle geçiştirilmesi ve kapanması halinde aklımıza şu gelir: Acaba yıpranmış, tükenmiş Erdoğan'a bir can suyu mu lazımdı da böyle NATO tarihinde görülmemiş bir olayla karşılaştık. Bu işi yapan teknisyen, teknikerlerin durumlarının, ilişkilerinin açıklanması lazım. Erdoğan, her sıkıştığında bir uluslararası komplo, tezgahla baş başayım diyerek milleten güven tazeleceğini düşünüyorsa yanılgı içindedir. Erdoğan, özür dilediler, mesele bitti diyorsa, bu işin peşini Türkiye Cumhuriyeti olarak bırakıyorsak bu bir tezgahtır. Değilse bu teknisyenlerin, sicilinin, ilişkilerinin açıklanması lazım. Bu edepsizlik, ahlaksızlık, saygısızlıktır. Atatürk olmasaydı sadece Erdoğan olsaydı biz aynı tepkiyi gösterirdik. Türkiye Cumhuriyeti ve milletimiz, bütün kişilerden, diğer kurumlardan, siyasi değerlendirmelerden daha yüksek, daha önemli ve daha kutsaldır. Bu anlayışımız üzerinden kimse kendine can suyu sağlamaya çalışmasın.'

'İlginin altında yatan ne?

Altay, düne kadar  Rıza Sarraf'ı sahiplenen, 'Bizim vatandaşımızdır' diyen AK Parti yöneticilerinin dünden beri Sarraf meselesinde çark ettiğini gördüklerini öne sürdü.

Sarraf ile ilgili olarak AK Parti'nin derdinin Sarraf değil, Sarraf'ın bildikleri olduğunun çok açık olduğunu öne süren Altay, Sarraf'ın sağlığını gerekçe göstererek, nerede olduğunu öğrenmek için nota verildiğini anımsattı. Altay, 'Ey Erdoğan, ey AK Parti  dünyanın 189 ülkesinde belki on bin vatandaşımız cezaevinde. Bir tek onun sağlığı mı seni ilgilendiriyor, ilginin altında yatan nedir? Bir karın ağrın var, her şey ortaya saçılmadan tavsiyem git millete anlat. ' dedi.

Altay, Sarraf'ın ambargoyu delen transferlerle sadece Türkiye'nin itibarını zedelemediğini, ekonomik zararlara yol açtığını, bunu dört eski bakanın da içinde olduğu büyük bir rüşvet çarkıyla sağladığını ileri sürerek, bunları örtülemek için şimdi batı düşmanlığı eğiliminden istifade edilmek istendiğini savundu.

'Toplumdaki batı karşıtlığını bu kirli ilişkileri örtmek için kullanamazsınız ey AK Parti.' diyen Altay, şöyle devam etti:

'Bu iş kirli bir iş. Bu kirli işi Erdoğan'a yönelik operasyon gibi algılayıp, pazarlamaktan herkes uzak duracak. Yol yakınken AK Parti iç muhasebe yapmalı, orada her şey ortaya saçılmadan, olanı biteni milletle paylaşmalıdır. Sarraf konusunda ABD'nin ambargo kararına Türkiye baştan evet diyerek, taahhütte bulunarak birçok bankanın da ekonomik olarak çökmesine yol açacak bir sürece imkan sağladı. Bunun sorumluluğu olmayacak mı, millete verilecek hesabı olmayacak mı? Türkiye'ye yönelik her türlü uluslararası hamleye karşı 80 milyon bir oluruz. Ama sen kirli  bir işe bulaşmışsan 80 milyon tarafından yıkanması talebine evet diyemeyiz. Sen kirlet 80 milyon temizlesin; yok böyle bir yağma. '

'Son koz'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, seçim barajının düşmesine yönelik açıklamalarını da değerlendiren Altay,  'AK Parti'nin de 'barajı düşürmeyelim, seni kurtarırım, seçim sisteminde değişiklik yaparız, siyasi partilerin seçimlere güç birliğiyle girmelerine imkan sağlayacak bir yasal düzenlemeyi hayata geçiririz, seni de Mecliste tutarız' teklifi. Bu ahlaksız bir teklif. Bahçeli'nin, partisini AK Parti'nin payandası haline getirdikten sonra tabanındaki büyük kopuşun sonuçları olarak MHP'nin baraj endişesi taşıdığı muhakkak.' diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Altay, milletin gönlünden düşen, iktidardan düşme eğilimine giren bütün partilerin son kozunun seçim sistemiyle oynamak olduğunu, bunun da geçmişte çok örnekleri bulunduğunu, ANAP döneminde sayısız örneklerini gördüklerini savundu. Altay, milletin gönlünden düşen partiyi, seçim sisteminde yapılacak değişiklerin parlamentoda tutmaya yetmediğini söyledi.

Altay, milletin gözünde itibar kaybedip sonra seçim sistemleri üzerinde oynayarak parlamentoda sandalyelerini koruma gayretinin beyhude olduğunu, AK Parti'nin buradan sonuç almasının mümkün olmadığını ifade etti.

Seçim barajının düşürülmesi noktasında 'hodri meydan' diyen Altay, mümkünse barajın da kaldırılabileceğini sözlerine ekledi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —