Ankara Güvenpark'ta geçen yıl düzenlenen terör saldırısında ağır yaralanarak karnındaki 6,5 aylık bebeğini kaybeden Songül Bektaş, tedavisinin ardından tekrar hamile kaldığı bebeğini de kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor.
Ankara Güvenpark'ta geçen yıl düzenlenen terör saldırısında ağır yaralanarak karnındaki 6,5 aylık bebeğini kaybeden Songül Bektaş, tedavisinin ardından tekrar hamile kaldığı bebeğini de kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor. Terör nedeniyle 2 kez bebek kaybetmenin travmasını atlatmaya çalışan Bektaş, kaybettiği ilk bebeği için aldığı emzik ve mama önlüğüyle avunuyor.
Geçen yıl 13 Mart'ta Güvenpark'ta otobüs duraklarının bulunduğu noktada gerçekleşen terör saldırısında 37 kişi hayatını kaybetmiş, 350 kişi de yaralanmıştı. Bu saldırının mağdurlarından biri de o gün 2,5 ay sonra dünyaya gelecek yavrusu için alışverişe çıkan Songül Bektaş'tı.
Patlamanın olduğu gün polis memuru eşiyle birlikte doğum alışverişine çıkan Bektaş, Güvenpark'ta dinlenmek için oturduğu sırada patlama gerçekleşti. Patlama nedeniyle karnındaki 6,5 aylık bebeğini kaybeden, kendisi de aylarca tedavi gören Songül Bektaş, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
'Yaşasaydı adı 'Elif' olacaktı'
Patlama olduğu anda eşinin kendisini korumak için üzerine kapandığını ifade eden Songül Bektaş, 'Bir anda çığlıklar, büyük bir gürültü ve ışık dalgası vardı. O sırada eşim hem beni hem de bebeğimizi korumak için üzerime kapandı. Karşımda gördüğüm patlama, sanki benim içimde patladı. Ateşler sanki benim içimden çıkıyordu.' dedi.
Yaralandığını ancak o sırada acı hissetmediğini ifade eden Bektaş, patlamanın, aksiyon sahnelerindeki sahnelere benzediğini söyledi.
Hastaneye gittiklerinde hemen ameliyata alındığını dile getiren Songül Bektaş, ağır yaraları nedeniyle çok sayıda ameliyat geçirdiğini ve uzun bir tedavi süreci geçirdiğini anlattı.
Yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamayan Bektaş, patlamanın etkilerini halen yaşadığını ifade etti.
Songül Bektaş, 'Yaşasaydı bir kızımız olacaktı. İsmi bile hazırdı. Annemin adını, 'Elif' koyacaktık. Bebeğimiz için alışveriş yaptığımız gün onu kaybettik.' diye konuştu.
'Tekrar anne olmak istiyorum ama korkuyorum'
Hayata tutunmak ve yaşamak için sebebi olmadığını düşündüğü bir gün gittiği hastanedeki kontrollerde yeniden hamile kaldığını öğrendiğini dile getiren Bektaş, 'Kalp atışının zayıf olduğunu söylediler. Çok sayıda ilaç kullanıyordum. Çok sürpriz oldu. Doktorlar, yaşasa da bebeğin sakat doğabileceğini anlattılar. Sakat da olsa doğuracaktım. O kadar sıkıntıdan sonra bana mucize gibi gelmişti. Tekrar hamile kalınca hayata tutunmak için bir sebep doğmuştu. Kalp atışları 10 haftalıkken durdu ve bebeğimi aldılar. Onu da patlamanın eseri olarak kaybettim.' şeklinde konuştu.
Yaşadıkları nedeniyle anne olmaktan çok korktuğunu kaydeden Songül Bektaş, 'Anne olmayı çok istiyorum ama 'yeniden kaybederim' diye çok korkuyorum. Eve gelince bebek için aldığımız birçok şeyi kaldırdık. Kalanlar bir emzik ve önlük. Onlara bakıyorum. Bunlar da bana güç veriyor. Zaman zaman kendimce avunuyorum. Çok sıkıntılı süreçler geçirdim. Unutmamalıyız. Onlar da bizim için bir ders. Masum insanlara karşı çok haksızlık yapılıyor.' ifadelerini kullandı.
Hamile kalana kadar hastaneye hiç gitmediğini, iğne dahi yaptırmadığını anlatan Bektaş, şöyle konuştu:
'Doktora sadece diş kontrolü için giderdim. Ne ameliyat, ne iğne. Hiçbir şey için gitmedim. Hamileyken 'ben nasıl doğum yapacağım' diye çok korkuyordum. Doğum yapmaktan korkuyordum, normal doğumla bebeğimi aldılar. İğneden korkuyordum, birçok insanın kaldıramayacağı ameliyatlar geçirdim. Tekrar anne olmak istiyorum ama çok korkuyorum. Savaş hali olsa kendimizi savunacak bir durumumuz olurdu. İnsanlara bu fırsatı vermiyorlar. Ne bebeğimizi ne de kendimizi koruyabiliyoruz. Bebeğimden kalanlarla yaralarımı sarmaya çalışıyorum.'