Fehmi Koru'dan Zarrab mahkemesi yazısı: ?On İki Öfkeli Adam Filmi gibi?

Fehmi Koru

Fehmi Koru, Zarrab davasını Sidney Lumet?nin 12 Öfkeli Adam filmine benzeterek, 'Türkiye, Zarrab'ın ve 12 öfkeli adamın insafına bırakılmamalıydı' dedi.

 

Fehmi Koru, Zarrab davasını Sidney Lumet?nin 12 Öfkeli Adam filmine benzeterek, 'Türkiye, Zarrab'ın ve 12 öfkeli adamın insafına bırakılmamalıydı' dedi.

 

On iki Öfkelİ Adam, 1957 ABD yapımı bir dram filmi. Yönetmeni Sidney Lumet. Senaryo Reginald Rose'a ait.

Makul şüphe kavramı üzerine kurgulanmış olan film, sanığın suçsuz olduğuna dair, bir jüri üyesinin, diğer on bir üyeyi ikna etme mücadelesini anlatıyor. Gerçekliğin ne kadar öznel, çıkarcı ve önyargılı olabileceğini gösteriyor. Bir kişinin diğerlerini ikna etme sürecinde, suçlu diyenlerin esas sebeplerinin yabancı düşmanlığı, kanuna itiraz etmeme, kalabalığa uyum veya sürü zihniyeti, geçmişle hesaplaşma, kendini önemli hissetme, varoşlardan nefret etme, hatta bir an önce karar çıksın maça yetişeyim endişesi olduğu ortaya çıkıyor.

 

İşte Fehmi Koru?nun konuyla ilgili yazısı:

 

?Küçümsemek gibi bir niyetim yok, ama görüntüsü öyle: Jürili yargılama sistemi pek çok yönden mahkeme salonuna bir sirk havası katar.

 

Bütün yargılama süreci, taraflara karşı önyargısı bulunmadığı varsayılan 12 sıradan kişiyi ikna etmek üzerine oturur.

 

Jüri üyelerinden biri bile, duruşmalar sırasında savcılık makamının sunduğu kanıtlar ve dinlettiği tanıklardan etkilenmez ve ?makul bir kuşku? duymaya devam ederek davalının ?suçlu? olduğuna inanmaz ise, dava ya başka bir jüri ile yeniden görülür veya beraatla sonuçlanır.

 

Mahkeme salonunda aynı göz hizasında kendilerine yer verilen savcı/lar ve avukat/lar jüri üyelerini ikna etmek için çaba gösterirler.

 

Yargıç, duruşmalar boyunca, ?hâkim? olmaktan çok ?hakem? gibi davranır.

 

Bize ters bir yargı usulü bu.

 

12 Öfkeli Adam filmi

 

New York?ta Rıza Sarraf?ı yargılaması beklenirken onun ?tanık? haline dönüşmesiyle Halk Bankası genel müdür yardımcısı Mehmet Hakan Atilla?yı yargılayan mahkeme, tahmin edeceğiniz gibi, jürili?

 

Sonuçta 12 kişinin ikna olması ?suç? hakkında son sözü belirleyecek, jüri Atilla?yı ?suçlu? bulursa, ardından yargıç uygun gördüğü cezayı tefhim edecek.

 

 

Arada geçen günler boyunca hepimiz birer televizyon dizisi izleyicisine dönüşeceğiz.

 

Gelin de burada 1957 yapımı Sidney Lumet imzalı ?12 Öfkeli Adam? filmini hatırlamayın.

 

Karar vermek üzere bir odaya kapatılmış 12 kişiden oluşan jürinin hemen bütün üyelerinin, hakkında karar verecekleri genç adamın babasını öldürdüğüne başlangıçta inandıkları halde, birinin duyduğu küçük bir kuşkunun peşine takılarak, sonunda genci beraat ettirecek bir noktaya varışlarını izleriz bu filmde.

 

O noktaya varana kadar, her bir jüri üyesinin, kendi küçük çıkarlarının (biri o akşam bir maça gideceği için bir an önce karara varılmasını istemektedir) veya hislerinin (kendi oğluyla ciddi sorunları olan biri gencin idamını o yüzden arzulamaktadır) yönlendirmesine tâbi olduğunu biliriz.

 

Beraat eden gencin gerçekten ?suçsuz? mu, yoksa babasını onun mu öldürdüğünü ise bilemeyiz.

 

?12 Öfkeli Adam?, tüm zamanların en iyi filmleri listelerinde, o listeyi kim yapmış olursa olsun, mutlaka yer alır.?