Tarih: 03.12.2017 09:47

'Bu Vatan Kimin?' şiiri 23 yıldır öksüz

Facebook Twitter Linked-in

 

?Bu vatan Kimin?, ?Yas? adlı şiirleriyle tanınan şair ve eğitimci olan Orhan Şaik Gökyay?ı ölüm yıl dönümünde  saygıyla anıyoruz. Orhan Şaik Gökyay, edebiyatta unutulmaz üstadlar arasındadır. 

 

AİLE VE EĞİTİM HAYATI

 

Yedi çocuklu bir ailenin bir çocuğu olarak edebiyat öğretmenliği görevini yapan babası Mehmet Cevdet Efendi?nin İnebolu?da bulunduğu 16 Temmuz 1902 tarihinde dünyaya geldi. Asıl adı Hüseyin Vehbi olan Orhan Şaik?in annesi Şefika Hanım?dır. Eğitim hayatına Kastamonu'da başlayan yazar o zamanki adıyla İdadinin yani lisenin dokuzuncu sınıfında eğitim hayatına devam ederken maddi sıkıntıya düşen ailesine yük olmamak hasebiyle öğrenimine ara verdi. Edebiyatla ilk teması Kâtip olarak memurluk vazifesini icra ederken oldu. İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy ile bu yıllarda bir görüşme fırsatı olmuş ve Mehmet Akif tarafından şiirleri beğenilmişti.

İlk şiiri Kastamonu'daki Açıksöz gazetesinde 1922 yılında yayınlandı. Aynı yıl öğrenimini tamamlamak üzere Ankara'ya gitti. Ankara Darülmuallimin'den mezun olduktan sonra Piraziz, Samsun ve Balıkesir'de öğretmenlik yaptı. Balıkesir'de görev yaptığı sırada Çağlayan isminde bir edebiyat dergisi çıkardı ve takma isimle yazı ve şiirlerini yayımladı.

1927 tarihinde İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesine kaydoldu. Burada hocası Fuat Köprülü'den etkilendi. Almancasını ilerletti.

 

 

ÇALIŞMA HAYATI

 

Edebiyat öğretmenliği görevine geri dönen Orhan Şaik Gökyay Bursa?da iken meşhur ??Bu Vatan Kimin?? adını taşıyan şiirini yazdı.

Edebiyat Fakültesini bitirdikten sonra Kastamonu, Malatya, Edirne, Ankara, Eskişehir ve Bursa'da edebiyat öğretmenliği yaptı. Edirne'de görev yaptığı sırada kendisi gibi öğretmenlik yapan Ferhunde Sarıoğlu ile evlendi. Türk kültürüne yaptığı katkılar ile bilinen yazar ??Dede Korkut?un Torunu?? lakabının kendisine atfedileceği Dede Korkut Hikâyeleri'ni 1938 yılında yayınladı. Öğretmenlik hayatına 1939 yılından itibaren Ankara?da, yeni kurulan Musiki Muallim Mektebi?nde (Ankara Devlet Konservatuarı) öğretmen ve müdür olarak devam etti. Edebiyat tarihi araştırmalarına devam eden Orhan Şaik Gökyay ??Kâbusname?? ve ?? Nasihatname?? gibi eserleri günümüz dilinde yayınlayarak edebiyatımıza büyük katkıları oldu.  Galatasaray Lisesinde ve Çapa Eğitim Enstitüsünde edebiyat öğretmenliği yaptı.

1944 yılının meşhur ??Irkçılık-Turancılık Davasında?? Nihal Atsız?la olan ünsiyeti hasebiyle yargılanıp tutuklandı ve görevine son verildi. On bir ay devam eden mahkûmiyetin ardından beraat edip Galatasaray Lisesi?nde görevine geri döndü.

1959 tarihinde Londra'ya gitti ve buradaki School of Orient and African Studies'te Türk Dili ve Edebiyatı okutmanı olarak çalıştı. 1962'de Türkiye'ye döndükten Çapa Eğitim Enstitüsündeki görevine tekrar başladı. 1967 yılında yaş haddinden emekli oldu. Emekli olduktan sonra da eğitim ve öğretimden kopmadı. Eğitim enstitüsünde, Marmara ve Mimar Sinan Üniversitelerinde ders verdi. 2 Haziran 1989'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından kendisine fahri doktorluk unvanı verildi. Değerli kitaplardan oluşan kütüphanesini Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezine bağışladı. Yetmiş yılık öğretmenlik hayatında binlerce öğrenci yetiştiren Orhan Şaik Gökyay, 2 Aralık 1994 tarihinde vefat etti ve cenazesi ertesi gün Üsküdar'daki Nakkaştepe Mezarlığında toprağa verildi.

 

Eserleri

 

Dede Korkut (İstanbul, 1938)

Dedem Korkut'un Kitabı(İstanbul, 1973)

Katip Çelebi'den Seçmeler (İstanbul, 1968)

Destursuz Bağa Girenler (Dergâh yayınları, İstanbul 1982)

Bu vatan kimin? : Şiirler

 

 

BU VATAN KİMİN

Bu vatan toprağın kara bağrında,

Sıradağlar gibi duranlarındır.

Bir tarih boyunca onun uğrunda,

Kendini tarihe verenlerindir.

Tutuşup kül olan ocaklarından,

Şahlanıp köpüren ırmaklarından,

Hudutlarda gaza bayraklarından,

Alnına ışıklar vuranlarındır.

Ardına bakmadan yollara düşen,

Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,

Huduttan hududa yol bulup koşan,

Cepheden cepheyi soranlarındır.

İleri atılıp sellercesine

Göğsünden vurulup tam ercesine,

Bir gül bahçesine girercesine,

Şu kara toprağa girenlerindir.

Tarihin dilinden düşmez bu destan,

Nehirler gazidir, dağlar kahraman,

Her taşı yakut olan bu vatan,

Can verme sırrına erenlerindir.

Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil

Bu sevgi bir kuru ifade değil,

Sencileyin hasmı rüyada değil,

Topun namlusundan görenlerindir.

 

 

 

YAS

Dökün yaprağınızı dallarım dökün

Akın yaslı yaslı sularım akın.

Bükün boynunuzu bayraklar bükün

Bir alınmaz kalem vardı yıkıldı...

Durmadan çalkanan bir kızıl deniz

Bir damla yaş gibi duruyor sessiz

Vatan ufkundaki en güzel çeyiz

En şanslı süs baktım yarı çekildi.

Kara haber; tipi eser, savrulur

Bir yanardağ gibi içim kavrulur

Vatanın kaderi bende yoğrulur

Yas olup, yaş olup gözden döküldü.

Gökyay'ım derdiyle adını anar

Bir kararsız kuştur dalına konar

Neresinde bilmez bir yara kanar

Saran gitti boyuncuğu büküldü.

 

Edebi Kişiliği

 

Halk şiiri geleneğinden etkilenerek yazdığı içten, samimi şiirleri ile tanınmış, özellikle ulusal konularda yazdığı lirik-epik tarzdaki şiirleri ile sevilmiş bir sanatçıdır. ?Bu Vatan Kimin?? lirik-epik tarzdaki şiirlerinin en tanınmış olanıdır..

İlk şiirlerini aruzla kaleme almış olan sanatçının dili duru, pürüzsüz ve son derece sadedir.

1940 yıllarından itibaren folklor ve halk edebiyatı çalışmalarına yönelen sanatçı, özellikle Dede Korkut üzerine yaptığı çalışmalarla dikkat çekmiştir.

Şiir ve inceleme alanında eser veren sanatçı şiirlerini kitaplaştırmamış, sadece beş şiirini İngilizce olarak ?Birkaç Şiir-Poems? kitabına almıştır.

 

 

Haber: Derya Budak




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —