Çocukken geçirdiği felç nedeniyle bir bacağını kullanamayan matematik öğretmeni Canan Yağız, engelinin neden olduğu güçlüklere rağmen okulda öğrencilerini geleceğe hazırlıyor. Kırıkkale 15 Temmuz Şehitleri Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde görev yapan 42 yaşındaki Yağız, küçük yaşta geçirdiği çocuk felci nedeniyle sol bacağını kullanamıyor. Özel bir protez ve baston yardımıyla yürüyen lise öğretmeni, engeli dolayısıyla yarıda bıraktığı üniversite eğitimini tamamlayarak, hayali olan mesleğini büyük bir sevgiyle devam ettiriyor. Canan Yağız, çocuk felci nedeniyle sol bacağında bir engeli olduğunu ve özel bir protez kullanarak yaşamına devam ettiğini söyledi. İlkokula başladığında okulu ve evi arasında mesafe olduğunu belirten Yağız, 'Annem okula kucağında, sırtında götürüp getirdi. Onun hakkını hiçbir zaman ödeyemem. Babam çocukken hep 'Canan sen okumalısın, senin altın bileziğin olmalı' derdi. Babamın sözlerini şimdi çok iyi anlıyorum. Annem ve babamın verdiği destek sayesinde buralardayım.' dedi. Canan Yağız, ilkokul, ortaokul ve liseye giderken sıkıntılar yaşadığını, o yıllarda okulların fiziki şartlarının engelliler için çok iyi olmadığını dile getirerek, engelleri aşarak eğitimini tamamladığını anlattı. 'Hayalimden vazgeçtim ve üniversiteyi bıraktım' Yağız, öğrencilik dönemlerinde hep gelecek kaygısının olduğunu ve 'gelecekte ne olacağım, nasıl olacağım' diye düşündüğünü dile getirdi. Kimseye muhtaç olmak istemediğini, gecesini gündüzüne katıp çok çalıştığını aktaran Canan Yağız, şöyle devam etti: '1993 yılında Hacettepe Üniversitesi Almanca Matematik Öğretmenliği Bölümü'nü kazandım. Çok sevindim. Hayalim gerçek olmuştu ancak üniversiteye 2 hafta gidebildim. Yine fiziki şartlar, engeller karşıma çıktı. Yurtta kalamadım. Yurtla okul arası mesafeyi yürümem gerekiyordu. Arkadaşlarımın desteğiyle 2 hafta idare edebildim. Hayalimden vazgeçtim ve üniversiteyi bıraktım. Çok üzüldüm, zor bir dönemdi ama yılmadım, bırakmadım. Okumam gerektiğini çok iyi biliyordum. Sonra tekrar çalıştım ve Dicle Üniversitesini kazandım. Orada ağabeyim vardı ve bir dönem orada okudum. Daha sonra Kırıkkale Üniversitesine geçiş yaptım. Buradan matematik bölümünden mezun oldum. Üniversiteden 1998 yılında mezun oldum ve Sakarya Karakamış Köyü İlköğretim Okuluna atandım. Buraya da annemle gittim. Annem hep yanımdaydı.' Yağız, engeliyle barışık şekilde yaşadığını dile getirerek, 'Üzülmenin, 'vah, tüh' demenin bir anlamı yok. 'Ben bu engeli nasıl geçerim'i öğreniyorsunuz. Hayata daha sıkı tutunuyorsunuz, daha güçlü oluyorsunuz. Öğrencilerime kimi zaman matematiği, kimi zaman hayatı ve kimi zaman da hayatın engelleri karşısında nasıl güçlü duracaklarını öğretiyorum. Hep birlikte bu işi götürüyoruz.' ifadelerini kullandı. 'Çocuklarım 'anne biz engellimiyiz' diye soruyorlar' Engelli vatandaşlara da tavsiyelerde bulunan Canan Yağız, şöyle konuştu: 'Yılmasınlar ve her zaman umutlu olsunlar. Hayat böyle güzel. Engelimi 'artı bir şey' olarak düşünüyorum. Hayata 'bir tık' daha fazla bakabiliyorsunuz. Belki bu bize verilmiş bir şans. Nasip yani kader. Kadere kızmak ya da söylenmek olmaz. Allah'tan gelen başımız, gözümüz üstüne. Bununla yaşamayı öğrenmek lazım. 2 çocuğum var. Bazen biz engelli rampasından çıkarken çocuklarım, 'anne biz engelli miyiz' diye soruyorlar. 'Yok siz engelli değilsiniz, ben engelliyim' diyorum. Bina girişlerinde hemen engelli girişlerini arıyorlar. Onlarla yaşamak çok güzel. Çocuklarıma, eşime, öğrencilerime ve herkese bu yolda destek oldukları ve engellerimi kaldırdıkları için çok teşekkür ediyorum.' Öğrencilik dönemlerinin aksine son yıllarda binaların giriş çıkışlarında engelli girişlerinin bulunduğunu ve birçok okulda asansörlerin olduğunu aktaran Yağız, engelliler için çok güzel aşamalar katedildiğini ve engellilere birçok hakların verildiğini de sözlerine ekledi.