Tarih: 05.12.2017 15:12

İnternet bağımlılığı 'sinire ve titreme'ye neden oluyor

Facebook Twitter Linked-in

 

Milliyet yazarı Songül Hatısaru, günümüzün problemi internet bağımlılığına dikkat çeken bir röportaj yaparak konunun önemini gözler önününe sermiş.

Bağımlılık konularında uzman Psikiyatr Dr. Çezar Atasoy ile yaptığı röportaj şöyle:

 

KARAMSARLIK, AGRESİF DAVRANIŞ BELİRTİSİDİR

Teknoloji bağımlılığı nedir, literatürde tanımı var mı?

Teknoloji bağımlılığı insan-makine etkileşimini içeren ve kimyasal olmayan davranışsal bağımlılıklar olarak tanımlanır. Yani temel olarak teknoloji ve teknoloji aletlerinin vücuda dışarıdan herhangi bir kimyasal madde almadan davranış değişikliğine ve davranışsal bağımlılığa neden olması olarak tanımlayabiliriz. Örneğin kumar bağımlılığı gibi davranışsal bir bağımlılık diyebiliriz. Özellikle üstünde durduğumuz şey ise TV, bilgisayarlar, tabletler, internet, bilgisayar oyunları, sosyal medya ve bunların akıllı telefonlar ile birlikte her an yanımızda bulunuyor olması durumundan kaynaklanan sorunlar.

Birine teknoloji bağımlısı diyebilmek için hangi özellikleri göstermesi gerekir?

 Davranışın kişinin yaşamında en önemli hale gelmesi, zihni devamlı meşgul eden, yapmak için şiddetli arzu duyulan sosyal hayatını bozan hal alması, kullandığı teknolojik araçtan uzak durduğu zamanlarda tekrar eline alma zamanını düşünmesi.

Teknoloji araçlarını kullandığında duygusal olarak kendini iyi hissetme, kullanmadıklarında ya da aniden kesildiğinde hoş olmayan duygular ve fiziksel etkiler hissetme, titreme, karamsarlık, sinirlilik, agresif davranış yaşama gibi belirtilerin oluşması. Terk edilen teknolojik araç kullanımının bir süre sonra yeniden aşırı kullanımının tekrarlaması ve yeniden bırakıldığı seviyede tekrar kullanılmaya başlanması durumlarında bağımlılık gelişmiştir diyebiliriz.

Epilepsi eşiği düşüyor

Teknoloji bağımlısı olmanın zararları nelerdir?

Çocuk beyni 24 yaşına kadar gelişmeye devam eder. Gelişim sürecinde olan beyin ekran ve telefonun yaydığı radyasyonun olumsuz etkilerine maruz kalmakta, hızlı hareketli görüntüler epilepsi eşiğini düşürmektedir.

Çocuklarda internet üzerinden maruz kaldıkları cinsel içerikli uyaranlar nedeniyle erken yaşta ergenlik gelişimi görülüyor. Tuvalet ihtiyacını ertelemekten kaynaklı kabızlık, idrar yolu enfeksiyonları, mesane sorunları,  görme bozuklukları gibi fiziksel sorunlar ile karşı karşıya kalınıyor.

Hareketsizlikten kaynaklı sağlık sorunları, beslenme bozuklukları aşırı yemek yeme, obezite veya hiç yemek yememe tek öğün beslenme, postür bozuklukları başlar. Sosyal ve ruhsal etkilerine baktığımızda; teknoloji bağımlılığından etkilenen bireyler çoğunlukla çocuk ve ergenler olduğu için aile iletişimi bozulmakta ebeveynler öfkelenmekte ve bu durum karşısında kendilerini çaresiz hissetmektedir.

Agresif davranışların artması, sınır tanımama, dikkat ve konsantrasyon sorunları, zihinsel beceri sorunları oluşturmakta, bazı duyguların yitirilmesi, empati kurma yeteneğinin gelişmemesi, soyut düşünme yeteneğinde geri kalma, kendilik bozukluklarının oluşması, yalnızlaşma, yabancılaşma, uyku bozuklukları, kabus görme, hayattan bıkmışlık, depresyon, kaygı, özgüven kaybı gibi problemlere neden olmaktadır.

Derslere olan ilgi azalır, okul başarısında düşme, öğrenmede sıkıntı yaşamaya başlar. Teknolojik araçlara ulaşmak için dürüst olmayan girişimlerde bulunabilir. Yalan söyleme, hırsızlık yapma gibi.

İşin içine şiddet de giriyor bir yerden sonra... Bu da mı teknolojinin marifeti?

 Çocukların oynadıkları oyunlar genellikle son derece hareketli, heyecan veren, şiddet içeren, ödül kazandıran ya da kaybettiren, oyun kahramanı ölen ve sonra yeniden dirilen sanal ortamlar. Böyle ortamlara defalarca maruz kalan insan zihni bir süre sonra gerçek hayatta da buna benzer olaylarla karşılaşma beklentisinde olur, şiddet içerikli bilgisayar oyunları oynamanın saldırgan davranışlarda anlık artışlara yol açtığını gözlemliyoruz.

Bu durumun süresinin uzadığında çocukların kaygı düzeylerinin diğer bireylerden daha yüksek olduğuna, duygusal düşmanlık düzeyinin arttığına ve yaşıtlarına oranla engellenmeye karşı daha hassas olduklarına, empati kurma kapasitesinin düştüğünü biliyoruz. Kısıtlama ya da engellemeye yönelik tutumlara son derece sinirli ve öfkeli tepkiler verirler. Olaylara tahammül etme eşikleri düşer.  

Harçlığın miktarı değil nereye harcadığı önemli

Harçlık ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Temel ihtiyaçları ne ise onu karşılayacak kadar para vermeli. Öğlen yemeği veren okula giden bir çocuğa yemek parası vermenin anlamı yok. Neye harcar çocuk. Meşrubat, çay, gofret vs alır; bu da ortalama 10 liradır. Bugün 50, yarın 50 verirseniz çocuk harcar. Bu kadar parayı harcamadım derse anne-babasının ertesi gün bu kadar vermeyeceğini bilir, belirli bir yerden sonra harcamak için farklı alanlara gider, kimisi de nargile kafeye gider,  bara  gider. Ne kadar verdiğimizden çok nereye harcadığına dikkat etmeliyiz, En azından çocuklara almak istediği bir eşyaya kendi birikiminden katkı sağlamayı öğretmeliyiz ki  tutumlu olmayı öğrenebilsinler.  

Nargile kafenin bir adım sonrası tehlike

Ne kadar çok nargile kafe açıldı, bir anda moda oldu... Madde bağımlılığının artmasına yol açar mı bu kafeler?

Şu anda furya şeklinde. Nargile kafeye giden bir aşamadan sonra ot cafeye, bonzai cafeye gidecek. Son birkaç yılda her köşe başında bir nargile kafe açıldı. Nargile kafeye meyve aroması olarak bakamazsınız. Bu bir içme ritüeli, davranış kalıbı oluşturuyor. İçine ne koyduğunuz önemli değil ki? Bir süre sonra çevresinde birinin uyuşturucu kullandığını görüyor, denemek istiyor, esrarın da, kokainin de nargile ritüeli ile içileni var. Bağımlı hiçbir zaman bize böyle saf eroinle gelmez. Önce esrar ile başlıyor, sonra bonzaiye geçiyor, sonra metamfetamine geçiyor, sonra parası varsa kokaine geçiyor, parası yoksa eroine.  

15 yaşına kadar internetle ?baş başa? kalmamalı

İşlev ve fayda ilişkisini yitirmiş gibi görünüyoruz. Katılır mısınız?

Teknolojinin ne işe yaradığını bilmeden teknolojik alet kullanıyoruz. Evdeki bilgisayarlar sadece oyun için kullanılıyor neredeyse. Türkiye?de daha yeni çıktı kotalı, ebeveyn denetimli, çocuk kontrollü internet. Çocuğun odası mahremdir, kapıyı çalmadan girmeyelim düşüncesini bazen abartıyoruz, Çocuk içeride bilgisayarda ne yapıyor bilmiyoruz ki. Belirli bir yaşa kadar; bana göre 15 yaşına kadar interneti kullanırken kapısı açık olmalı. Kapalı bir alanda yaptığında oto kontrolü kaybediyor.

Ama kontrol etmek o kadar zor ki bu bombardıman altında.

Zamanında kontrol etmediğimiz, sınır koymadığımız, fazla rahat bıraktığımız için iş işten geçmiş oluyor gerçekten. Bir de tabii ailelerin kendi sıkıntıları var. İş stresini, sosyal fobisini, depresif duygu durumunu, anksiyetesini eve taşıyor. Ebeveyn tedavi olmuyor ise çocuğu da kendi haline bırakıyor. Ya da o şekilde yetiştiriyor. Kaygı bozuklukları ailede varsa çocukta da benzer sorunlar ortaya  çıkıyor. Aile asosyal ise çocuk da asosyal olur. Aile doğayı sevmiyorsa çocuk hiç sevmez. Aile spor yapmıyorsa çocuk da yapmaz. Kendi haline kalmış çocuk kendisini oyalayacak en kolay şey plan oyuna sarılıyor, sonrasında şiddet içerikli oyunları geliyor.

TV?de de Suriye savaşını, şiddeti görüyor. Birilerinin öldüğünü birilerinin öldürdüğünü görüyor. Sanal ortamda da bunu yapıyor. Büyüdükçe şiddet eğilimi daha çok ortaya çıkıyor. Sosyal ilişkilerini şiddet üzerine kurmaya başlıyor. Akran çevresinde gücünü  şiddet ile gösteren çocuklar biraz daha popüler oluyor.

Her şeyi yapabilirim; öğretmene de karşı çıkarım, sigara da içerim, çevreme birkaç kişi toplarım, kimse bana yan gözle bakamaz üzerinden aralarında bir rekabet başlıyor. Rekabet de maalesef şiddeti körüklüyor. Medyada gördüğü Mafyatik tipler dokunulmaz görünüyor. Adam üç gün hapis yatıyor, çıkıyor lüks içinde yaşıyor. Kanunları uygulamakta sıkıntı olduğu için, çocuklar bu tür davranışlarının cezasız kalacağını öğreniyorlar. Yaparım yanıma kar kalırı öğreniyorlar.  




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —