Kral Abdullah, ziyareti vesilesiyle ikili görüşmelerin yanı sıra bölgede karşı karşıya kalınan zorlukları da ele aldıklarını söyledi. İki ülke arasında çok derin tarihi ilişkiler olduğunu dile getiren Abdullah, ülkeler arasındaki tarihi bağlar ve diplomatik ilişkilerin 70'inci yılını kutladıklarını ve siyasi, güvenlik ve ekonomik alanlardaki iş birliğini daha da ileriye götürmeyi öngördüklerini anlattı.
Ticaret ve yatırımları artırmak yönünde karşılıklı bir iradenin söz konusu olduğunu vurgulayan Abdullah, bakanlar seviyesinde heyetlerin ikili ilişkileri daha ileriye götürme yönündeki temennisini dile getirdi.
'Bölgenin istikrarını bu belirleyecek'
Her zamankinden çok daha önemli bölgesel gelişmelerin artık iki ülke olarak daha fazla istişare içinde olmalarını gerektirdiğini dile getiren Abdullah, şöyle devam etti:
'Kudüs konusunda ülkemize gösterdiğiniz bir destek var. Bu büyük zorlukları aşmak için nasıl daha fazla birlikte çalışabiliriz, hem ümmetimiz hem de bölgemizin karşı karşıya kaldığı bu zorlukları görüştük. Yine şunda mutabık kaldık, Kudüs meselesi önemli bir husus olarak ortada ancak iki devletli çözüme bir alternatif yok. Ve herhangi bir barış anlaşması söz konusu olacaksa bütün bölgenin istikrarını bu belirleyecektir.
Dün ABD Başkanına da ABD elçiliğini Kudüs'e taşıması kararlarıyla ilgili endişelerimizi dile getirdim. Dolayısıyla şu aşamada bizim hızlı çalışmamız gerekiyor. Filistinliler ve İsrailliler arasında nihai bir çözüme, bir barış anlaşmasına ulaşılmalı. Böylece Filistinliler, İsrail ile yan yana ve Doğu Kudüs'teki başkentlerinden yararlanacak şekilde kendi bağımsız ülkelerini kurabilmeliler.
'Mescid-i Aksa ve Harem-i Şerif bizim için çok önemli'
Bu yaklaşımlar terörle mücadeleye de destek vermiyor. Biz buradaki kutsiyet arz eden makamların koruyucusu konumundayız. Mescid-i Aksa ve Harem-i Şerif bizim için çok önemli. Hem Müslümanların hem Hristiyanların kutsiyet atfettiği mekanlar. Bu konuda da Sayın Cumhurbaşkanının desteğini aldık.'