Gülen'le ilk röportajı Nuriye Ural mı Nevval Sevindi mi yaptı?

Gülen

Zaman gazetesi dâvâsında Nuriye Ural'ın 'Gülenle ilk röportajı ben yaptım.' sözleri dikkat çekti.

  Zaman gazetesi dâvâsında Nuriye Ural'ın 'Gülenle ilk röportajı ben yaptım.' sözleri dikkat çekti.    Odatv'nin haberine göre Nuriye Ural, 'Evet, 20 yıl önce kendisi ile ilk röportajı yapan gazeteci benim. O zaman Sabah gazetesinde çalışıyordum. Gülen ile ikinci röportajım Zaman gazetesi için oldu.' dedi. Oysa Gülenle ilk röportajı, 1997 yılında Nevval Sevindi yapmıştı ve bu röportaj Yeni Yüzyıl'da yayınlanmıştı.    Şimdi Odatv yazarı olan Sevindi, 06.08.2010 târihinde  İnternethaber'e verdiği röportajda Gülenle ilk röportajı yapan gazeteci olduğunu kabul etmişti.   İşte İnternethaber'deki o röportajın Gülenle ilgili bölümü:   'İ.H: Siz aynı zamanda Gülen?le röportaj yapan ilk gazetecisiniz. Yaptığınız Gülen yorumları nedeniyle çok tartışıldınız. O dönemde hakaretlerin havada uçuştuğu 32. Gün programı da gündem yaratmış; hafızalara kazınmıştı. Bugün baktığınızda pişmanlık duyduğunuz oldu mu hiç? ??O hakaretleri ağzıma almasaydım keşke?? ya da ??kendimi savunamadım ?? dediniz mi hiç?

N.S.: Cumhuriyet Gazetesi ?nde Hikmet Çetinkaya benim aleyhime iftira atan yazı yazmıştı. Ben hayatımda bu kadar iftirayı alt alta görmedim. Bütün pişmanlığım onların avukatları Fikret İlkiz?in beni davadan vazgeçirmesidir. Ben davadan vazgeçtim çünkü karşılığında o sayfada ??Nasıl Gazeteci olunur?? başlığıyla bir yazı yazacaktım. Yazıyı gönderdim; Fikret İlkiz ??bu ne?? dedi, koymadı. Bu olay bana yalanı öğretti. Çok aşağılık işler yapıldı gerçekten. Manipüle edildi yayın. Ben 500 kere köpek diyorum mesela o manipüle yayınlarda. Ama önce kim dedi; o yok. AKP?li olmadığım halde bir yığın hakarete ve mahkemelere maruz kaldım. Bireysel olarak çok üzüldüm. Dehşete düştüm. Ondan sonra da kanser oldum zaten. Kanser olmamda etkendir.

Ve beni bir Gülay Göktürk savundu bir de Can Dündar. Başka da savunan bir gazeteci olmadı koca medyada. 20-30 kişi bana hakaret etti; o kadar dava açmam gerekirdi, hepsi ayrı para. Basın Konseyi?ne başvurdum hiç değilse o suçlu bulsun bu insanları diye. Basın Konseyi ise ??Sana fahişe de deseler herkes suçsuzdur?? dedi. Basında gazetecinin ne kadar yalnız olduğunu anladım. Mesleki dayanışmadan yoksunsunuz.

Zengin bir kocam yok. Tek başına doğruyu söyleyen bir kadın gazeteci olmanın bir anne olmanın Türkiye?de ne kadar acımasızca ezildiğini; olağanüstü fitne iftiranın üzerinize salındığını 19. Yüzyıl romanı okur gibi yaşadım. O dönem iftira büyük bir kurumdur; hep de kadınların başına gelir. Ben de o trajediyi yüreğimde yaşadım; öyle derin bir acı verdi ki bu bana kanser olarak geri döndü.

İ.H.: Bugün bakınca medyada; siyasette birçok isim var, Fethullah Gülen?le hukuku olan. Ne düşünüyorsunuz?

N.S.:  iç kimsenin savunmadığı; saldırdığı yere ben o günlerde bir alan açmıştım. Onlar da artık eskisi gibi çekingen değiller; araçları büyüdü. STV gibi Zaman gazetesi gibi tamamen iktidara yandaş kurumlar gelişti. Beni yerden yere vuran laik kesim de bu konuda nerelere geldi; bugün onları izlemek zaman zaman sinirlendirse de beni bu sürece adım atan biri olmaktan mutluluk da duyuyorum. Bu konuda da 10 yıl önce gelmişim ne yazık ki dünyaya. Onlar şimdi yazabiliyor.'