100 yıldan fazladır insanlık için önemli faydalar sağladığı iddia edilen Nobel Ödülleri?nin karanlık bir yanı var. İşte Nobel'in pek de bilinmeyen ölüm kokan hikayesi...
Nobel Ödülleri, 27 Kasım 1895 tarihli ve 30 Aralık 1896 tarihinde Stocholm?de açıklanan vasiyetnamesiyle Alfred Nobel tarafından kurulan derneğin verdiği bir ödüldür. İlk Nobel ödülleri 10 Aralık 1901 tarihinde verilmeye başlanmıştır. Yani bundan tam 116 yıl önce?
Her bilim dalı için ayrı ayrı komiteler tarafından ödüller verilir. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, fizik, kimya, ekonomi alanındaki ödüller; Karolinska, Fizyoloji veya Tıp alanındaki ödülleri; Norveç Nobel Komitesi ise edebiyat alanındaki ödülleri vermektedir. Norveç parlamentosun da İsveç Akademisinden seçilen beş kişilik bir kurul ise barış alanında hak kazanan kişilere ödüllerini verir. Ödül almaya hak kazanan kişi veya kurum bir madalya, bir diploma ve yıllar içinde değişen miktarda para ödülünün sahibi olmaktadır. Bir de 'Nobelli yazar', 'Nobelli bilim adamı' statüsüne erişip prestij sahibi olmaktadır.
Tüm bunlar Nobel'in görünen sevimli yüzü! Bir de Nobel ödüllerinin ve kurucusu Alfred Nobel?in pek de anlatılmayan, binlerce insanın hayatına mal olan, bilinmesi istenmeyen karanlık bir hikayesi vardır. İşte Nobel'e bakışınızı değiştirecek hikayesi:
1833?te İsveç Stockholm?de doğan Alfred Bernhard Nobel?in babası Immanuel Nobel ömrü boyunca finansal mücadeleler vermiş bir mucit ve mühendisti. Sonunda iflas etmeye zorlanan Immanuel, İsveç?i terk etmiş, Rusya?nın St. Petersburg şehrinde taşınmak zorunda kalmıştı.
Hatta buluşlarından biri olan denizaltı patlayıcı mayınları için buradan esinlendi. Süper mucit baba Nobel, 8 çocuğunu da St. Petersburg?a getirdi. Çocuklarının içinden biri oldukça dikkat çekici başarılara imza atıyordu.
Rusçanın yanı sıra birkaç dili akıcı şekilde öğrenen Alfred Bernhard Nobel; kimya,fizik, şiir ve de doğa bilimlerinde uzmanlaştı. Fakat yaşlı babası Alfred?in şiire olan ilgisini onaylamadığından, kendisini kimya ve mühendislik üzerine eğitim alması için yurtdışına gönderdi.
Alfred, Paris?de öğrenim görürken,1847?de nitrogliserini keşfeden İtalyan kimyager Ascanio Sobrero ile tanıştı. Nitrogliserin, nitrik asit ve sülfürik asitin karışımının, gliserinle reaksiyonunda oluşan oldukça patlayıcı sıvı kimyasaldır.
Nobel ailesinin zekası tamamen patlatma, savaş tüccarlığına çalışıyordu. Nitrogliserini de ticarileştirmeye çalıştılar, bir ayağı Rusya bir ayağı da İsveç?te olan Nobel ailesi harıl harıl çalışıyordu. Fakat kader onlara öyle bir oyun oynadı ki; adeta icat ettikleri patlayıcılar kimsenin canını almadan önce Nobel ailesine yakmıştı.
1864?te Alfred?in küçük kardeşi Emil ve yanındakiler İsveç?teki fabrikada gerçekleşen bir patlamada hayatlarını kaybettiler. Bu felaketten ibret almayan Alfred, ?kalan sağlar bizimdir? dedi, kardeşinin ve o kadar insanların ölümü onu zerre etkilemedi. Alfred, tüm hırsıyla nitrogliserini sözde ?güvenli kılma? çabalarına devam etti.
İcat edilmek istenen şey bomba niteliğinde olunca, faciaların ardı arkası kesilmedi. ?Patlatma yağı ?yapmak için, nitrogliserin ve barutu karıştırdığında oluşan patlamalarda San Fransisko?daki depoda 15 kişi daha öldü.
1867?ye gelindiğinde gözü kararan Alfred Nobel diatomik (ince silisli) toprakla nitro gliserini birleştirerek çubuk haline getirebilecek kıvamlı bir pasta üretmeyi başardı. Sonunda başaran Nobel, koşa koşa bu buluşun patentini almaya gitti.
Alfred, kardeşi dahil, onlarca kişinin ölümüne sebep olan bu icadın ismini, yunanca dunamis?ten yani güç kelimesinden esinlenerek?dinamit?adını verdi.
Dinamitin bulunmasıyla madencilik, inşa ve yıkım endüstrilerinde bir devrim yaşanmış, bu sayede demiryolları şirketleri güvenli bir şekilde dağları gelerek geçitler, yollar yapmış, inşaat sektöründe ise yeni binaların yapımını kolaylaşmıştı.
Evet ?Ölüm Tüccarı Dinamit? başlarda yararlı şeyler için kullanıldı ancak kısa bir süre sonra savaşlarda da kullanılmaya başladı. Dinamitli topların kullanıldığı İspanyol ?Amerikan Savaşı?nda dinamit artık bir savaş aracı özelliği kazanmıştı. Patlayıcı üreten Nobel?in bunu savaşlarda kullanılmasını onaylayıp onaylamadığına dair kesin olarak kendi ağzından net bir bilgi yok. Ama görünen fotoğraf şu: İnsanları öldüren patlayıcılar icat ediyor ancak ?barış yanlısı? olduğunu söylüyor.
Alfred; insanların kendisi ve buluşu hakkında ne düşündüğünü ise kardeşi öldüğünde anlayacaktı. 1888?de kardeşi Ludvig?in ölümü üzerine Alfred gazetede bir ölüm ilanı yayınlamak ister. Yapılan hatayla ölen kardeşi değil de Alfred?mış gibi anlaşılır ve gazete basıma öyle gider.
İlanda; Nobel?in insanların daha hızlı öldürmeye yarayan yöntemler bulduğunu ve bu yolla çok zengin olduğu yazılır. Hatta bir Fransız gazetesi, ?Le marchand de la mort est mort,? ?ölüm tüccarı öldü!? diye manşet atar. Nobel, bunları okuduğunda suratına adeta koca bir tokat atılır ve bu algıyı nasıl değiştiririm diye düşünmeye başlar.
355 patente sahip pek çok buluş yaparak, büyük bir servete ulaşan Nobel, sonunda mirasını iyi şeyler için kullanmaya karar verdi. Belki de böyle yaparak kardeşi dahil pek çok kişinin ölümüne sebep olan Nobel, vicdanını rahatlatmaya çalışıyordu.
1896?da ölmeden bir yıl önce son isteğini ve vasiyetini yazmaya karar verdi. Servetinin büyük kısmını 5 farklı kategoride Nobel Ödülü verilmesi için bağışladı. Nobel ödülleri bugün Tıp, Fizik, Kimya, Edebiyat ve Barış alanlarında veriliyor.
Nobel ödül kurallarında ?Nobel Barış Ödülü' için 'ulusların kardeşliği için her türlü faydayı sağlayan, orduları azaltmaya yönelik girişimlerde barış görüşmeleri yürütenlere verilir? diyor ancak ironiye bakın ki; ödülün ismini taşıyan Nobel yüzünden sayısız savaşlarda sayısız insanlar hayatlarını kaybetti.
Günümüzde ise bu ödüller özellikle de barış ödülü oldukça siyasallaşmıştır. Uluslararası Kızıl Haç Komitesi bugüne kadar Nobel Barış Ödülünü 6 defa almaya hak kazanmıştır. Panama hükümetini deviren, Küba'da İspanyollarla sömürge savaşına giren ve Guantanamo körfezinde o meşhur askeri üssü inşa ettiren ABD?nin 26. Başkanı Roosevelt 1906?da bu ödülünü almıştı. Roosevelt, herhalde bunları barış için yapmadı. Ödülü almasını sağlayan eylem ise Roosevelt'in 1905 te Rus-Japon Savaşı'na arabulucuk yapması. Bu hareketi diğer tüm savaş yanlısı eylemlerini bir çırpıda sildi ve ödülü kaptı.
1994?teki sözde Oslo Barış Anlaşması nedeniyle Filistin Lideri Yaser Arafat, ve İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres ve İsrail Başbakanı İzak Rabin?e verilmiş. Nükleer silahların azaltılması ve dünya barışına katkılarından dolayı Eski ABD Başkanı Barack Obama?ya, verilirken, ülkesindeki Arakan Müslümanlarının öldürülmesine ses çıkarmayan Burma lideri Aung San Suu Kyi de bu ödül layık görülmüştür.
Mikhail Gorbaçov, Birleşmiş Milletler Barış Gücü, AB, Jimmy Carter, Kofi Annan da bu ödüle layık görülenlerden? Nobel Barış Ödülü'nü Hitlere de verceklerdi, Irak'ın mahveden ABD Başkanı Bush'da vereceklerdi. Teşebbüs ettiler fakat gelen tepkilerle vazgeçtiler.
Şimdiye kadar Nobel ödülü alan Türk sayısı ise sadece 2: kimya alanında Türk doktor Aziz Sancar ve Yazar Orhan Pamuk.
Orhan Pamuk?a ödül, 2005 yılında Tagesanzeiger gazetesinin Das Magazin isimli kültür ekine yaptığı ?30 bin Kürt?ü ve bir milyon Ermeni?yi öldürdük, Türkiye?de hiç kimse bunu dile getirmeye cesaret edemiyor. Ben ediyorum.? sözleri için verilmişti. Dış politikada Türkiye?yi zora sokan Pamuk, Nobel Edebiyat ödülü ile ödüllendirilmiş; hizmetlerinin karşılığını böylece almıştı. Pamuk?un bu sözleri o yıllarda, ödülünün önüne geçmişti.
Aziz Sancar; Kimya Nobel ödülünü DNA onarım mekanizmasının nasıl işlediği konusunda almıştı. Sancar konferansa padişah tuğrası figürlü bir kravatı, ceketinin sol yakasına da taktığı Atatürk ve Türk Bayrağı rozetleriyle ?kombinleyerek?gelmişti.
Kaynaklar:
gercekbilim,Oğuz Sezgin, 26 Ağustos 2014
tarihiolaylar.com, nobel
wikiapedia, nobel
indigo dergisi, Dr. Mete Kaan Kaynar, 29 Aralık 2015
HABER: YASEMİN ALTUN