Filistin Yönetimi'nin Kudüs İşleri Bakanı ve Kudüs Valisi Adnan El-Hüseyni, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs?ü 'İsrail?in başkenti' olarak tanıyan kararının bölgede 'barışa açılabilecek tüm pencereleri kapattığını ve artık İntifada da dahil her şeyin beklenebileceğini' söyledi.
Trump'ın kararını ve ABD'nin bu konudaki pozisyonunu reddetmekte kararlı olduklarını belirten Hüseyni, 'Son 25 yıldır yapılan tüm müzakereler ve barış görüşmelerini yeniden gözden geçirmeliyiz. Çünkü bu karar söz konusu süreci kesti ve bölgede barışa açılabilecek tüm pencereleri kapattı.' dedi.
İnsanların öfkesini muhafaza edeceğini, yapacakları gösteri ve etkinliklerle dünyaya 'Trump?ın kararını kabul etmeyecekleri' mesajını vereceklerini ifade eden Bakan Hüseyni, ABD'nin böyle bir karar alacağını beklemediklerini ve buna duydukları öfkenin çok büyük olduğunu belirtti.
İntifada dahil her şey beklenebilir
Filistinlilerin sürekli çile çekmeye ve işgale karşı koymaya alışkın bir halk olduğunu vurgulayan Hüseyni, 'Kudüs halkı ülkelerine, şehirlerine ve kutsal mekanlarına nasıl sahip çıkacağını biliyor.' ifadesini kullandı.
Hüseyni, yaşanan olayların bir İntifadaya dönüp dönmeyeceği şeklindeki soruya ise 'Bunun bir İntifada olup olmayacağına sahadaki durum karar verecek. İnsanlar harekete geçti ve ne yapacaklarını çok iyi biliyorlar. Tabi durumun çok kolay olmadığını da biliyorum. Her şey beklenebilir.' şeklinde cevap verdi.
Kudüs'teki yarım asırlık işgal
Doğu Kudüs'ü 5 Haziran 1967'de işgal eden İsrail, 1980'de tek taraflı olarak kentin doğusunu ve batısını 'birleşik başkenti' ilan etti.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BGMK), 1980'de kabul ettiği 478 sayılı kararla, İsrail'in ilhak ve başkent ilanını geçersiz saydı.
BMGK kararı çerçevesinde ABD dahil uluslararası toplum, Doğu Kudüs'ün işgal altında olduğunu kabul ediyor. İsrail yönetimini tanıyan tüm ülkelerin büyükelçilikleri, Tel Aviv'de bulunuyor. Hiçbir ülke, Kudüs'ün doğu veya batı bölümlerini başkent olarak kabul etmiyor.
ABD, Trump'ın hamlesiyle Kudüs'ü 'İsrail'in başkenti' olarak tanıyan ilk ülke oldu.
Uluslararası toplumun tepkisini çeken Trump yönetimi, bölgenin kaosa sürükleneceği ve İsrail-Arap ihtilafının daha da çözümsüz hale geleceği uyarılarını göz ardı etti.
İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, İsrail'in '1967 sınırlarını, zorunlu göçe maruz bırakılan Filistinlilerin geri dönüş hakkını ve yeni Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına son vermeyi kabul etmemesi' nedeniyle Nisan 2014'te durmuştu.