Gönül sohbet ister, helva bahane

Kültür emperyalizmine karşı durmak için aradığımız çözümlerin hepsi geleneğimizde var. Kendi gelenekleriyle eğlenmekten mahrum çocuklarımızın, ellerin eğlencesine kapılıp gitmesi normal değil mi?

Güncel 13.12.2017 13:54:42 0
Gönül sohbet ister, helva bahane

 

Kültür emperyalizmine karşı durmak için aradığımız çözümlerin hepsi geleneğimizde var. Kendi gelenekleriyle eğlenmekten mahrum çocuklarımızın, ellerin eğlencesine kapılıp gitmesi normal değil mi?

İskender Pala, Tavan Arası kitabının sunuşunda şöyle diyor:

'Evin çocukları ve gençleri hep uzak tutulur nedense tavan arasından. Oysa çocuklar için büyülü bir mâbet, gençler için karanlık bir zaman tünelidir tavan arası. Sırlarla dolu, ayrıksı ve merâklı...Bir çocuğun tavan arasında oynayacağı öyle çekici oyuncaklar ; bir gencin de orada çözeceği öyle gizemli şifreler vardır ki ...Onlar belki de hayâtlarına anlam katacak iksiri bir tavan arasında bulacaklardır.'

Bugün, batılı eğlence şekilleri hayâtımıza girince tavan arasına kalkan bir geleneğimizden; ecdâdımızın, kışın eve kapanınca îcât ettiği bir sohbet meclisinden bahsedelim. Daha doğrusu, geleneksel bir mekteb olan Helva Sohbeti?nden. Mekteb diyorum çünkü, sohbet meclisleri her zaman eğitim- öğretim kurumu oldular. Münevverlerin, kültür adamlarının hâtıralarında, genellikle, evlerine gelip giden sohbet ehli büyüklerden bahis vardır. Bu sohbetlerde edep vardır; sırlı Türkçe vardır; güzel ses ve yorum vardır ve tabi ikrâm vardır. Sohbet ve ikrâmın mânâlı buluşmasıdır helva sohbeti. Sarayından köylerine kadar her kesimden insanın, kendi zevki ve imkânlarına göre düzenlediği bir kış gecesi eğlencesi.

 

 

HELVA

Sohbetine geçmeden önce, biraz helvadan ve sırlarından bahsedelim. Arapça tatlı, güzel anlamına gelen helvanın, kültürümüzde çok mühim bir yeri vardır. Daha doğrusu, helva kültürü olan bir milletiz. Kutlanması gereken kişisel veya sosyal olaylar helvasız olmaz. Doğum, ölüm, asker uğurlaması, hac dönüşü, yoğurt bayramı, çiğdem düğünü vs. hep helvâ ile kutlanagelmiştir (Mâlûmunuz ölüm de aslında düğündür.) Basit olarak un ( veya irmik), tereyağı ve şekerden(önceleri bal, pekmez) yapılır. Süt katınca yumuşar. Anadolu'dan Balkanlar'a kadar, farklı malzemeler ile çok çeşitli helva yapılır. Helva, çok kısık ateşte, uzun süre kavrulmaz ise iyi olmaz. Yâni sabırla pişer; sabrın tatlısıdır. Özel tavası vardır. Kaşık kaşık alınıp özel sahanda, sinilerde sunulur. Kısacası, emekli, eziyetli, törenli  bir tatlıdır. Tavası özeldir. Mânisi güzeldir.

 

 

Kaynana kazan karası

Körüm helva tavası

İkisini Allah alası

Oğlu bana kalası

Artık, ne evlerin baş köşesinde  kaynanalar kaldı ne de  mutfakların baş köşesinde helvâ tavaları...

Eskiden köylerde, nasıl her mutfakta bir helva tavası mevcut ise, Topkapı Sarayı'nda da Matbah-ı Âmire'ninÂ(saray mutfağı) bir şubesi olarak,  her türlü tatlı ve helvânın yapıldığı 'helvâhâne' mevcûttu. En çok tüketilen helvânın adı ise ?helvâ-yı hâkânî? idi.

 

 

HELVA SOHBETİ

Hem taşranın hem İstanbul'un sosyal hayâtında mühim bir yeri olan helva sohbeti, kış gecelerindeki müsâhabe meclislerinde, mevsimin îcâbı olarak damakların helva ile telziz edilmesinden ortaya çıkmıştır(1). Muhtevâsı, katılanların itibâr ve imkânlarına göre fark ederdi. Halk arasında yapılanlar samîmî olur; türkü, mâni söylenir; oyunlar oynanırdı. Sosyal tabaka yükseldikçe ciddileşir ve araya resmiyet girerdi. Eğlence olsa da tarzı farklı idi. Devlet erkânının düzenlediği helvâ sohbeti görkemli olur; bazen pâdişâh da katılırdı. En üst düzey helva sohbeti sarayda yapılandır. En meşhûrları ise Lâle Devri'nde yapılmıştır. Dîvân şâiri Nedim, bu sohbetlerle tanınmıştır.

Lâleyi bir iki gün anmıyalım şimdi  hele

Kâmlar sohbet-i helvâ ile olsun şirin

 

beyitinden anlaşıldığına göre sohbetler, lâle bahçeleri şenlenene kadar en önemli eğlencedir.

Pâdişâhın helva sohbeti için dâvetlilere 'helvâ sohbeti dâvet tezkiresi' giderdi.

 

 

Peki, pâdişâh bir helva sohbetine nasıl dâvet edilir? Kânûnî,  en muhteşem düğün kimindir sorusuna, Rüstem Paşa'dan 'Benimki 'cevâbını alınca canı sıkılır. Paşa sebebini açıklayınca gülümser: 'Benim düğünümü cihân sultanı teşrif etti.' Pâdişâhın ev sâhibi olduğu sohbet mi daha üstündür, yoksa misâfir olduğu mu? Dâmât İbrâhim Paşa da böyle düşünmüş olacak ki sohbetini teşrif edecek III. Ahmed Hân'ı tezkire ile değil, bir şiirle dâvet etmiş.

Senindir hâne, yoktur minnetin şevketli hünkârım

Kerem kıl sohbet-i helvâya gel ikbâl ü şevketle

 

Hikâye bu ya helva sohbetini çok özleyen bir pâdişâh, yaz uzayınca çok sıkılmış ve helvâ sohbetiistemiş. Ortam kış gibi olsun diye mangalları çıkarttırmış. Dâvetlilere de kışlık kıyâfetle gelmelerini emretmiş. Gelenler, sanki dışarıda kış kıyâmet varmış gibi dalkavukluk yarışı yaparken, vezirlerden biri canı sıkılarak bu manzarayı seyrediyormuş. Yanına yaklaşan bir devletlu, bu hâlini merâk edince şöyle demiş.

-Pâdişâhımız efendimiz, yarın bir gün kış gelince, Çamlıca Tepesi'nde yaz eğlencesi isterse ne halt edeceğiz,  diye düşünüyorum.

EV AÇMA

Bugün argo olarak hırsızın bir eve girişini ifâde eden bu tâbir, Anadolu'da baba ocağından ayrılan evli erkeğin yeni ev yapmasına denir. Başka anlamları da vardır. Mesela; bir toplantı ya da eğlence için, evi küçük olana komşu ya da akraba, evini açar. Eşyam eskir, ev kirlenir endişesi olmaz. Bu bir itibârdır. Evi mânâlı kılar. Gelen rızkıyla gelir. Onla gelir; dokuzunu bırakır gider.

Kış gelince, helva sohbetine tâlib olmak da ev açmaktır. Bir sonraki ev, sohbetin sonunda tesbit edilir.  Helva ikrâm edilirken, bir sonra evini açacak kişiye şöyle denir.

Sohbet oyun sona erdi

Gitmemizin vakti geldi

Sohbet sırası size geldi

Buyurun helvayı helvâyı

Sonra, ev sâhibine dönülüp şöyle duâ edilir.

Ocağınız tüter olsun                                                                                                                                                                          

 Kesenize bereket olsun                                                                                                                                                                         

 Buhâne hep mâmûr olsun                                                                                                                                                                          

 Kalkmak zamânı, gitmek zamânı

 

 

Misâfirler dağılırken de diş kirâsı olarak helva sarılıp verilir. 'Evimi şenlendirdiğiniz için teşekkür ederim.' demektir.

Helva sohbetleri, 20. yüzyılın başlarında İstanbul'da sona erdi. Halkda ve sarayda, sosyal çalkantılar ve savaşlardan dolayı ne sohbet edecek ne helvâ kavuracak hâl kalmıştı. Anadolu'da ise yüzyılın ortalarına kadar devâm etti. Batılı eğlence şekilleri iyice hayâtımıza girince tavan arasına kalktı.

Her akşam bir dizinin misâfir olduğu, çocukların bilgisayar oyunları ile eğlendiği, mutfağında konserve ve dondurulmuş gıdaların saltanat sürdüğü, eşyâsına hizmet ettiğimiz evlerimizi şenlendirmenin vakti gelmedi mi? Erbâin soğuklarındayız. Rûz-ı Kasım'ın en soğuk kırk günü... Bir akşam, ev açmanın; eşi dostu dâvet ederek helva kavurup sohbet etmenin tam zamânı. Televizyonu, bilgisayarı ve cep telefonlarını kapatıp çocuklarla yüksük, fincan vs. oynamaya; onlarla tavan arasını ziyâret etmeye ne dersiniz?

(!) Tarih Deyimleri ve Terimleri, Mehmet Zeki PAKALIN


Cuma 15.6 ° / 10 °
Cumartesi 16.1 ° / 9.6 °
Pazar 13.7 ° / 2.7 °