12 EYLÜL'E GİDEN SON VİRAJ: MARAŞ OLAYLARI

Bugün Maraş Olaylarının 39. yıl dönümü... Ökkeş Şendiller, o anları bir kez daha daha yaşayarak Maraş olaylarını enpolitik.com'a anlattı.

Güncel 19.12.2017 21:14:03 0
12 EYLÜL

 


1978?de 19-26 Aralık günleri arasında Maraş?ta olaylarda 150 kişi öldürüldü. 300?ün üzerinde ev ve iş yeri yakılıp yıkıldı. Resmi rakamlara göre, katliama karışanların sayısı 1350 kişi ve bunlardan 752?si ilk etapta tutuklandı. 

Davalar tam 23 yıl sürdü. 22 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kişi de 1?24 yıl arasında ceza aldı. 1991?de çıkan TMK ile ceza alanların bir kısmının yattığı yıllara sayılarak ertelendi, diğerleri serbest kaldı. 

Milli piyangocular, CIA elemanları, Mit'çiler?

Katliamda birinci dereceden rol aldığı belirtilen 68 kişiye ise hiç ulaşılamadı. Maraş olaylarında tutuklanarak cezaevine konulanlardan biri de Ökkeş Şendiller idi. Ankara?daki bürosunda konuştuğumuz Şendiller,  Maraş olaylarının nasıl başladığını, cezaevinde neler yaşandığını enpolitik.com?dan Yasemin Altun?a  anlattı.

Yazdığı kitabı göstererek 'bunları laf olsun diye yazmadım' diyen Şendiller,  dolabından çıkardığı 4-5 cilt mahkeme tutanaklarını göstererek 'Maraş olayları 12 Eylül'e giden son virajdır' ifadesini kullandı. İşte Maraş olaylarını bizzat yaşayan Ökkeş Şendiller'in dilinden işin aslı... 

 

                         

 

 

Maraş olayları deyince akla gelenlerdensiniz. Önce sizi tanıyalım? Ökkeş Şendiller kimdir, nasıl anlatırsınız kendinizi?

 

En zor soru bu soru insanın kendini anlatması gerçekten de zor. 1956 Kahramanmaraş Merkez Kuzucak Köyü doğumluyum. İlkokulu bitirip ailenizden ayrılıyorsunuz, bizim dönemde öyleydi. Ben de ilkokul, ortaokul, lise Kahramanmaraş'ta ,  üniversiteyi de Gaziantep Eğitim Enstitüsü Matematik bölümünde okudum. 1978 yılın sonunda  Maraş olaylarında dolayı bir cezaevi hayatım oldu.

 

Niye attılar sizi cezaevine, ne olmuştu o zaman Kahramanmaraş?ta neler yaşanmıştı? Dönemin canlı tanıklarındansınız bize anlatır mısınız?

 

Şimdi şöyle bizim çocukluğumuzdan beri cemiyet hayatımız var. Ülkü ocaklarında faaliyet gösterdim. O zamanlar oldukça etkili bir sivil toplum kuruluşuydu. Benim cezaevinde tutuklanmamda o zamanki Aydınlık Gazetesi'nin çok fazla rolü oldu. Gazete, o zamanlar farklı kampanyalar yürütüyordu.

 

Aydınlık gazetesi sizi neden suçladı,  neler  yazdı da cezaevine demirparmaklıklar ardına kadar uzanan bir yola sürükledi sizi?

 

Biz köy çocuğuyuz. Yazın çalışıp kışın okuyorduk. O zamanlar gerek orman işinde gerek ise tarım işinde çalışıyorduk.  Ben orman işini iyi bilirim. Ağaçlandırma için ormana gider, kamp kurar çalışırız. Ama o zaman Aydınlık Gazetesi, bunu ?komanda kampı kurdular? şeklinde verdi.  Bu yüzden pek çok defa savcılığa çağrıldım. 1978 yılında kurulan CHP hükümetiyle birlikte, benim okuduğum okul Gaziantep Enstitüsü de kapandı. Çünkü; Türkiye?de sol çok güçlüydü o dönemde.  Solun mezun vermediği okulların başında bizim okul vardı. Bizim okulumuz etkin bir okuldu .  Tabi Aydınlık Gazetesi; Maraş olaylarını da fırsat bilerek benim isimimi ön plana çıkardı, manşetlere çekti.

 

                                   

 

 

Onlarca insanın ölümüne sebep olan Maraş olayları nasıl başladı?

 

Ben ülkü ocaklarındaydım o zaman.  1978 yılı,  o zamanki  Ecevit hükümeti gelene kadar, Maraş'ta sol herhangi bir faaliyette bulunamadı.  Bulunsa da örgütler mahiyetinde bulundu. Maraş'ta özellikle Nurhak ve Engizek dağlarında Türkiye?deki her ihanet hareketin orada bir bağlantısı olur.

 

'MARAŞ OLAYLARINI  O BEŞ ÖRGÜT YAPTI'

 

Nurhak  dağı , Engizek dağları derken?  

 

O dağlarda militan yetiştiriyorlardı.  Hatta Mahsun Korkmaz isimli teröristin adında, PKK?nın adını verdiği sözde bir  akademi de kurmuşlardı. Elbistan?da, Pazarcık?ta görülürdü ama o kadar etkili değildi. Devletin de etkisiyle sanki bir işgal kuvveti gibi sol etkili olmaya başladı. Düşünün; Kahramanmaraş gibi bir yerde çocuklar okullara gidemez hale geldi. Aileler, başka vilayetlere çocuklarını okusun diye gönderdi. Öyle durup dururken başlamadı Maraş olayları. Sonra görüyoruz ki; Maraş olaylarında  etkili 5 tane Marksist örgüt var. Bu sonradan çıktı ortaya mahkeme kararlarıyla da sabit hepsi.  Bakın burada mahkeme kararlarında hepsi yazıyor.

 

 

 

Hangi örgütlerdi onlar?

 

Birincisi; Devrimci Halkın Birliği Örgütü,  Ermeni Garbis Altınyan yani Mustafa Garbis Altınoğlu diye birisi. 1970?li yıllarda de İstanbul?da kendi kız arkadaşını, arkadaşlarına öldürterek, cesedini büyük valizle götürürken bir taksicinin dikkatini çekmiş ve tarihe sandık cinayeti olarak geçmişti. 1974 affı ile dışarıya çıkmış. 1974?den itibaren de Maraş?ta ortaya çıktı.

İkincisi;  Devrimci Savaş Örgütü , merkezi Ankara İbrahim Kaypakkaya?nın önderliğinde kurulmuş bir örgüt.

Üçüncüsü;  Halkın Kurtuluşu Örgütü, o zaman PKK yoktu, Apocular vardı. Bunların dışında Aydınlık grubu etkili orada Türkiye İşçi Köylü Partisi adıyla faaliyet gösteriyor, Töbder, Polder  olaylara katılanlardan.  Tabi bu sadece sol örgütlerin işiyle olmadı.  Polisler, öğretmenler, valiler?

 

 

Devlette mi işin içinde vardı yani devlet mi izin verdi göz göre göre ?

Tabi devlette izin verdi.  Düşünün; Maraş gibi bir yerde çocuklar okuldan çıktığında solcular  saldırıyorlar. Saldırmadan önce çocukların üzerini arıyorlar, saldıran onlar, karakola götürüp işkence eden onlar.  O zaman Polder var, solcu polislerin birliğiydi; Polbir de sağcı polislerin birliğiydi. Ülkübir sağcı öğretmenler, töbder solcu öğretmenler birliği. Ülke genelinde böyleydi,sağ-sol ayrılmıştı.

 

Peki neden Maraş? Neden orayı seçtiler?

 

Maraş eskiden beri özel hedef..  Ermenilerin  1800? li yıllardan beri faaliyetleri var. Dediğim gibi sol örgütlerin faaliyetleri olmadığı için, Türkiye?de bazı çevrelerin hedefi haline getirilmiş o zamanlar. Bugün de aynı sıkıntılar var. Halen bitmiş değil. Yine yaralar kaşınıyor. 2010 yılında Avrupa kaynaklı, özellikle 'Ali?siz Alevilik, Kuran?sız Alevilik' mantığına sahip çevreler dernekleşerek  Avrupa fonlarıyla besleniyorlar.  O zaman da evler işaretlendi , evler boyandı.

 

Geçtiğimiz haftalarda  da Malatya?da, Manisa?da  alevi vatandaşların evleri de işaretlenmişti.  İkinci bir Maraş olayı yaşatmaya mı çalışıyorlar?

 

O  zamanda bu olayların halkla alakası yoktu. Olur demiyorum. İstanbul?da  Gazi  Mahallesi?nde de aynısı oldu.  O zaman yapanları polis ortaya çıkardı, DHKP-C  yaptı, dedi.  Maraş?ta da sol örgütlerin olduğu ortaya çıktı. 'Hepsini sol örgüt yaptı' demiyorum . Ama bunların kimin yaptığının, ortaya çıkarılması lazım. Çünkü bu örgütler Avrupa?dan beslenen örgütler.

Bugün o olayların yıldönümü. Bu olay önemli.  Bugün Malatya ve Maraş?ta alevi vatandaşların evleri işaretlenerek olay çıkarmaya çalıştıklarını görüyoruz. Özellikle Avrupa?nın  yaraları yeniden kaşımaya çalıştığını görüyoruz. Devletin o evleri kim işaretlediyse, onları bulup ortaya çıkarması gerekiyor. Oyun bu şekilde bozulur.  Acılardan ders alınması lazım.

 

SAĞCILARIN SİNEMASI BOMBALANDI, SOLCULARIN KAHVEHANESİ TARANDI

 

1978 yılına Maraş olaylarına dönelim tekrar, olaylar ilk Çiçek Sineması'nın bombalaması ile başlıyor değil mi? Sinemayı neden bombaladılar?

 

Biz Ülkü Ocaklarını yeni kurmuştuk.  Daha yeni yeni teşkilatlanıyorduk. ?Güneş  Ne Zaman Doğacak?? diye bir film . Bu film gittiği her yerde saldırıya uğruyordu.  Filimin yapımcıları Maraşa gelmişler, sinema salonlarıyla görüşmüşler, engellenmiş hep, solcu gruplar tehdit etmiş. 

 

                             

 

Filmin konusu şu; 1944?lü yıllarda Azerbaycanlı  40 kişi Türkiye?ye sığınıyorlar. O zamanki hükümet Ruslara teslim ediyor.  Bu 40 kişiden 2 kişi kaçıp Türkiye?de saklanıyor.  Geriye kalanları ise teslim edilirken Kars sınırını geçer geçmez silahla taranıp öldürülüyorlar.  Başrolunü Cüneyt Arkın oynuyordu.  Bu film Marksist örgütler tarafından gittiği her yerde ya bombalandı ya da tehdit edildi. Sonra bize de geldiler. Bu filmi getiren arkadaşlar, ?anlaştığımız firmalar tehdit edilmişler, vazgeçtiler? diye bize geldiler. Biz bu filmi Ülkü Ocağı'nda 19 Aralık 1978?de oynattık. Film seyredilirken salona bomba atıldı, ön tarafta yaralananlar oldu. Tamamen provakatif bir eylem! Bombanın tesir gücü zayıf  ama ön tarafta gariban çocuklar yaralandı. Bombadan sonra pek çok olay oldu. Mesela; CHP  binası taşlandı. Maraş olaylarının başlangıcı budur.  Bomba atıldıktan sonra 20 Aralık?ta da solcuların gittiği akıncılar kıraathanesi taranıyor, kimse zarar görmüyor tavana ateş ediyorlar.  Yani sağcıların sinemasına bomba atıldı, solcuların kahvehanesi tarandı.

 

21 Aralık?ta da  Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu isimli iki sol görüşlü alevi öğretmen öldürülmüş. Bu süreç nasıl yaşandı?

Aydınlık gazetesi bir sene öncesinden olayların fitilini ateşlemeye çalışıyordu.   ?Maraş'ta komandolara silah gitti? diye manşetler atıyordu. Siz 'sağcılara silah gitti' dediğiniz zaman, sol görüşlü vatandaşların silahlanmasını sağlarsınız. Sonra; Ermeni Garbis Altınoğlu 1974?te cezevinden çıkmış , 1978 yıllara kadar o bölgelerde faaliyetlerde bulunmuş. Onlar Maoculara dayalı kırsaldan şehre doğru devrim yapma hesabı yapan bir örgüt. Az önce saydığım 5 örgüt. Tobder?in, Polder?in, diğer siyasi örgütlerin faaliyetleri de var.  Devrimci Savaş Örgütü tarafından 2 sağcı öğretmen öldürüldü.  Adını vererek söylüyorum, Adana Askeri Mahkemesi?nin kararı bunlar.  Örgütün Maraş temsilciği toplanıyor örgütün lideri ile ilgili konuşuyorlar, oylama yapıyorlar ve öğretmenlerin öldürülmesi için karar veriyorlar. Mustafa Yüzbaşıoğlu öğretmenin ismi, onun yanında da bir öğretmen daha var, ikisi birlikte öldürüldü 21 Aralık 1978?de gerçekleştirildi. 

 

 

                                            

 

SOLCU ÖĞRETMENLER ÖLDÜRÜLDÜ

 

22 Aralık?ta bu öğretmenlerin cenaze töreni yapılacaktı. Polis, Ülkü Ocakları'na geldi: ?Kapatın burayı? dedi.  ?Ne oldu?? dedik  ?Solcu öğretmenler öldürüldü.?dedi. Biz kapattık Ülkü Ocağını. Ertesi gün sabahtan, şehirde çok büyük bir hareketlenme başladı. Bu arada sanki burada Milli Piyango satıyorlarmış gibi 20 küsür milli piyangocu getirildi.  Onların sonradan aslında milli piyangocu olmadığı ortaya çıktı. Ankara?da,  ABD Büyükelçiliğinde 3.katip gibi  görünen Alexander Peck?in adı çok geçti o zamanlarda, Kıbrıs?ın da CIA  sorumlusu. Onun vasıtasıyla bu 20 küsür piyangocu Adıyaman getiriliyor, buradan da Maraş?a getiriyorlar.  Bunların önce faaliyeti var.  Bunlar kasaba kasaba, köy köy dolaşıyorlar,  milli piyango satıyormuş gibi.  O zaman Apocu?ların kullandığı mekap ayakkabılar vardı, hepsinin ayağında mekap ayakkabı olan kişiler?

 

?MARAŞ OLAYLARI DAVUL ÇALA ÇALA GELDİ?

 

Ne yapıyorlar orada ne diyorlar halka?

Alevi köylerine gidiyorlardı, Sünni köylerine gidiyorlardı. Ne dediklerini bilemiyoruz tabi, onu devletin tesbit etmesi lazım.  Biz bilemiyorduk o zaman. Bu mili piyangocuların faaliyetleri, solcu polislerin faaliyetleri? Tabir caiz ise Maraş olayları davul çala çala geldi. Öğretmenlerin cenazesinden önce,  Sivas başta olmak üzere, Diyarbakır?dan devletin arabalarıyla sabaha kadar adam taşıyorlar, Maraş?a on binlerce militan getiriliyor.  Gelirken de şöyle diyorlar : ?62 vilayetten faşizmin kalesi olan Maraş?ı düşüreceğiz ve Türkiye?de devrimi gerçekleştireceğiz her şey hazır? o mantıkla geliyorlar.

 

?BAKANLIK ?O CAMİDEN KALKACAK? DİYOR?

 

Öğretmenlerin cenaze töreninde neler yaşandı?

Öğretmenlerin cenazesini bahane ederek okullar tatil ediliyor. Sağ sol ayrımı yapmadan herkes hastaneye götürülüyor. Hastanenin önünde on binlerce kalabalık. Halbuki cenazenin öğlen kaldırılması gerekir, ancak ikindiye kadar bekletiyorlar.  'Savcı geç geldi' falan filan diyerek oyalıyorlar. İkindi namazında Ulu Camii var bizim merkezde. Kurtuluş Savaşı'nda, Maraş Harbi?nin de başladığı yer, Rıdvan Hoca hutbeye çıkıp,?artık hür değiliz, yabancı bir ülkenin bir ülkenin bayrağı kalede dalgalanırken, Cuma namazı farz değildir? dediği o cami. Ben orayı hatırlıyorum ora enteresan bir yer. 1974?te de bu Teslim Töre falan vardı militanlar, onlardan bir tanesi de Maraşlıydı, ben orta mektep 3. Sınıftaydım. O militanın cenazesini de Maraş?a getirdiler. Onun cenaze namazını da halk orada kıldırmadı. O zaman ?hayır? dediler, ?devlet ile askerle çatışan birinin cenazesi burada kılınmaz? dediler.  Bu arada Maraş?ta valilikte bir toplantı yapılıyor. İşte belediye başkanı, bürokratlar, askerler, hatta Gaziantep?teki tugay komutanlar geliyor. Genel kanaat şu: bu cenaze yarın Ulu Camii?de kaldırılmasın! Ulu Camii?den kaldırılsa problem çıkar. İçişleri Bakanlığına soruluyor. Bakanlık ?hayır? diyor, ?onların şanına yakışacak şekilde bir cenaze töreni yapılacak, o camiden kalkacak.?

 

                       

 

BELEDİYE'DEN YAPILAN O ANONS! 

 

Bir de belediyeden yapılan şaibeli bir anons var. Kim yaptırdı o anonsu siz mi yaptırdınız?

İşte o gün sabahleyin 23 Aralık günü Maraş Belediyesinden bir anons yapılıyor. Bugünde öyle cenaze anonsları yine yapılıyor. Bir anons yapılıyor, kimin tarafından yaptırıldığı halen belli değil.  Anons şöyle; ?Dün komünistler tarafından şehit edilen 4 kişinin cenazesi bugün saat  10'da hastaneden alınacak.'  Anonsun sonunda da Türk Ocakları, Milli Türk Talebe Birliği falan tüm sağcı grupların isimleri saydılar. Bu anonsu biz yaptırmadık, orada ismi okunan hiçbir örgüt yaptırmadı. Peki kim yaptırdı? 

 

 

Piyangoculardan biri mi yaptırdı acaba?

Hala bulunamadı onu bilemiyoruz. Tüm insanlar hastaneye gidiyorlar. Biz durdurmaya çalıştık gelenleri  ?gitmeyin? dedik. Çoğu genç ve ellerinde en fazla sopalar var. Biz insanları durdurmaya çalışırken, yukarıdan evlerden taramalı tüfeklerle ateş edildi. Ortalık o an kan gölüne döndü. 25?in üzerinde insan orada hayatını kaybetti, yüzlerce insan yaralandı.

 

Cenazede ne oldu? Hastanenin önü nasıl o kadar insan nasıl birden yığıldı?

O gün okullar tatil ediliyor, cenaze alanına götürülüyorlar çocukların hepsi, hastane önüne yığılıyor çocuklar. Aileleri isyan ediyor ?bizim çocuklarımızı nasıl götürürsünüz? diye, polis vermiyor çocukları ailelerine. Tabi bunun da tesiri var.  Devlet burada tedbir almıyor. Yani sağcı çocuklarında hastaneye götürülmesine, bu militanların arasına katılmasına müsaade ediyorlar.  Bu arada öğleden sonra hastanenin önünden tahrikler var, yakıp yıkıyorlar, ortalık iyice karışıyor.  Sağ görüşlü çocukların orada bulunmasının nedeni ise tabi bu sonradan anlaşılıyor. Orada bir kavga olursa ki oluyor, sağ görüşlü çocuklar kalkan olarak kullanılacak. Nitekim öyle de yapıyorlar. Netice itibariyle hastanede cenazeler alınıyor, Ulu Camii şehrin merkezi zaten, merkeze gelene kadar dükkanların camlarını kıra kıra, yakıp yıkıp her yeri, tüm tahrikleriyle cami önüne geliyorlar. Ulu Camii'nin önünde büyük bir kargaşa çıktı.  Polisin havaya ateş etmesiyle, daha önce gelen milli piyangocu militanlar ?solcular, aleviler Ulu Camii'yi bastılar, bir sürü ölü var diye, halkı tahrik edince kalabalık gittikçe büyüdü. Bir gün önceki akşam toplantıda yapılan teklifin ne kadar doğru olduğu ortaya çıkıyor, ama iş işten geçiyor. Orda caminin önünde ortalık karıştı. Cenazeler ortada kaldı. Dışarıdan gelen militanları asker ve polis nezarete aldı ama giderken bizim pastaneci bir arkadaşı dükkanın önünde vurdular. Bir kişi Cemil Karadutlu diye bir çocuk, yine pastanenin yakınında vuruldu.  Arkasından yine bu solcuların hakim olduğu Yükselim Mahallesi?nin yakında olan bir kahvehaneyi taradılar. İki tane işçi vatandaş öldü, yaralılar var. Ortalık tam bir felakete dönüştü o akşam.  Cenaze töreninden sonra sokağa çıkma yasağı ilan edilse her sokağın başına iki tane asker koysalar tamam.  Islahiye?de askeri birlik var, Antep?te var, Maraş?ta var, Kayseri Maraş?a üç-dört saatlik yol.  Maraş?ın şöyle bir yapısı var, iki tane asker isterse koca bir mahalleyi durdurur. Maraşlılar; devletle karşı karşıya gelmek istemez. Tabi bunların hiç biri yapılmıyor. Sokağa çıkma yasağı ilan edilmiyor. 4 tane ölü var şimdi burada, sağ görüşlü cenazeler.

 

 

Kim taradı, kim yaptı?

Hastanenin etrafında  sol örgütlerin evleri var, oradan ateş ettiler,  insanları taradılar. Tarayanlar da  da belli. Bu yüzden halk  cenazeyi almadan geri dönmek zorunda kaldı. Bu olaydan sonra bile, devlet askeriyle polisiyle tedbir alması lazım yine öyle bir şey yine yok.  Vatandaşlar da kendilerini savunmak için av tüfeği satan dükkanlarının camlarını kırıp tüfek aldılar kendilerini  savundular.  Ateş açılan evlere saldırılar düzenlendi. Tabi ortalık iyice karıştı.  3 tane mahallede 67 numaralı evler var. Duvarlarında büyük puntolarla 67 yazıyor. İşte anlattığım gibi o devrimciler getirilirken ?67 vilayetten  faşizmin kalesi  Maraş düşecek ve devrimi gerçekleştireceğiz?  o zaman çıkıyor ortaya. O binalar tanklarla vuruldu.

 

Olaylar ne zaman kadar böyle devam etti? Hükümetten gelen giden oldu mu?

3 gün 22, 23, 24 Aralık Pazar gününe kadar olaylar devam etti. İçişleri bakanı emekli asker İrfan Özaydın geldi. CHPli?lerle bir araya geliyor, onlara izah ediyor, aklı başında insanlar olayları bakana anlatıyor. Bakan; vilayetin orada bir konuşma yaptı. Yuhlandı muhlandı ama konuştu.  ?Olayları sol örgüt yaptı? dedi ama; hükümet zor durumda kaldı. Sonra ?sağ örgütler yaptı? dendi, imajı değiştirmek için. Ankara?ya dönünce bakan hemen görevden alındı.  Hasan Fehmi Güneş geldi onu yerine. İlk işi Kazım Ulusoy başkanlığında bir heyet gönderdi, onlar bir rapor hazırladı, ilk etapta bizim ismimiz çıktı. Güya biz, sağ görüşlerin gittiği sinemaya olaylara tahrik etmek için bombayı bizim attığımızı iddia ettiler. Kendimiz gittik teslim olduk,  kaçsam yakalayamazlardı da ama ailelerimizi aldılar içeriye, ondan sonra teslim oldum.

 

Ankara?ya nasıl geldiniz? Neler yaşadınız burada? Sorguda neler diyorlardı size?

 

Bizi Ankara?dan getirilen işkenceci polislere teslim ettiler. Sıkıyönetimin olduğu bölgede, sorgulanan kişi o bölgeden çıkarılamaz, ama bizi Ankara?ya getirdiler. Bir hafta sorguladılar. Sorguladıkları şu: ?Siz yaptınız falan demiyorlar? diyorlar ki: Ülkü Ocakları Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve Alpaslan Türkeş?in talimatıyla bunları yaptınız, ortalığı tahrik etmek için sinemayı bombaladınız.  Sizin bir suçunuz yok.?  E ne olacak o zaman?  ?İtiraf edeceksiniz. Ankara?dan; Türkeş ve Yazıcıoğlu komandoları gönderdi,  Maraş?ta bunları siz karşıladınız ve olayları da onlar çıkardı. ?  Aslı astarı yok tabi böyle bir şeyin.  

 

 

 

?AMAÇLARI ÜLKÜ OCAKLARINI VE MHP?Yİ KAPATMAK?

Dediklerini söylemeyince size ve arkadaşlarınıza neler yaptılar ? Bir an bile o an 'dediklerini diyeyim de kurtulayım' dediniz mi hiç?

 

Ben bir hafta kaldım orada,  çok ağır işkenceler gördüm. Tabi onu anlatamam. Her türlü işkence var, elektirikli işkenceden tutun da pek çoğuna kadar. Neyi diyeceksin ki? İstedikleri şey akıl işi değil! Türkeş?in, Yazıcıoğlu?nun adını kullanarak Ülkü Ocaklarının kapatmak istiyorlar, adını karalamaya çalışıyor. Amaç MHP ve Ülkü Ocaklarını kapatmak.  İçişleri bakanı demedi mi zaten ?solcular yaptı ? diye onların derdi olayları saptırmak.  Ankara Emniyet Müdürlüğünde 15 Temmuz?da saldırıya uğrayan müdürlükte oranın 6. katı işkencehane 7. katı hücrelerdi.  Ben orada 16 gün kaldım. 16 gün burada bir haftada Maraş?ta işkence gördüm.  Olayların yapan sol örgütler biliniyordu ama bizim yargılandığımız dönemde o örgütlerin hiçbirini katmadılar. Sonradan ortaya çıktı. Bir hafta kaldık Maraş?ta yaraları iyileşsin diye beklettiler bizi. Komutan tanıdık ayağıyla ailelerimize ulaştı, Sıkıyönetim komutanlığına bizi getirdiler. Komutan bize ?Siz nasıl ülkücüsünüz, Başbuğ size böyle mi  talimat verdi, yüzünüze gözünüze bulaştırdınız.? diye kızdı. Ben dedim ki: ?ne diyorsunuz, olayları biz mi başlattık yani, siz bakanın açıklamalarını duymadınız mı?? Oyun tertiplemişler resmen.  Hatta sonra dedi ki ?oğlum biz biliyoruz kimin yaptığını? dedi. Ve o 5 örgütü saydı. ?Ölenler arasında 7 tane sünnetsiz ceset vardı. Bu ölenler arasında Garbis Altınoğlu değilse bir vilayetin daha başını yakar. Biz biliyoruz bunları ama sarı çizmeli Mehmet Ağa?yı  vatandaşı  sokağa kim döktü onu arıyoruz? dedi.  Ben dedim ki; ?Biz sokağa döksek halkı bir sene önceden dökeriz. Bir seneden beri burası işgal altında zaten.?

 

Sizinle birlikte kaç kişi yargılandı, içlerinde sol görüşlü vatandaşlar da var mıydı?

 

Yargılama 1.5 sene sürdü, Maraş?tan sonra tutukladılar yine Adana Askeri Cezaevi?nde kaldık iki buçuk sene sonra. Oradan da sivil cezaevine geldik.  Ortalığı karıştıran bakanın da saydıkları örgütlerden bir tane bile yoktu, Maraşlı vatandaşları toplayıp getirmişler. Bine yakın insan yargılandı, yargılananların içerisinde 50 tane bile solcu yoktu. Yargılananların hepsi beraat etti.  Eğer biz ceza alsaydık amaçları ülkü ocaklarını, MHP? yi kapatmayı bahane edeceklerdi.

 

 

Kaç kişi geldiniz Adana?ya? Ne zaman çıktınız cezaevinden?

Cezaevleri o zaman savaş alanıydı. 150 -180 kişi falandık Adana?da. 12 Eylül?den 33 gün önce bizim mahkeme sonuçlandı. İhtilalden sonra gördük ki Maraş 12 Eylül?e giden son viraj. Darbenin de zemini hazırlanmış. Niye?  Her gün 15-50 kişinin öldüğü insan yetmemiş,  110 ölü var Maraş?ta yüzlerce yaralı var. Dışarıdan gelenler var,  onlar da ölmüş. Yargılama 2,5 sene sürdü, 24 yaşımdaydım cezaevinden çıktığımda... 

 

Sünnetsiz 7 ceset var demiştiniz, kim olabilir onlar?

O sünnetsiz  7 cesedin kim olduğu halen bilinmiyor. Üzerlerinde kimlik yok. Demek ki yabacı istihbarat örgütleri de işin içerisinde. Bu 7 kişi araştırılmadı üzerine gidilmedi.

 

 

?AYNI MERKEZDAN ÇIKMIŞ  3 YERE BOMBA GÖNDERİLDİ?

Mahkeme kimlere ceza verdi?

Mesela Garbis Altınoğlu yargılandı, idam cezası aldı. Öğretmenleri vuranlar idam cezası aldı. 1991 yılında Özal hükümeti döneminde yapılan infaz yasasında yapılan değişiklikle çoğu çıktılar.  10 yıl yatan kişi idam cezası alsa bile dışarı çıkıyordu tabi sağcılardan da çıkan oldu bu yasayla, sadece solcular değil. Her gün 10 tane genç ölse bile çok umurlarında değildi. Aynı yıl Malatya, Maraş, çorum, Sivas olayları yaşanınca vatandaş artık ?illallah, artık asker gelsin? dedi;  asker kuruluş olarak görüldü.  MHP Genel Kurulu?nun  ?asker sıkı yönetim ilan etsin? diye bir teklifi var.  Hatta o zamanlar yine MHP, teröre karşı çok büyük bir miting yapıldı. Miting öncesi üç yere bomba gönderildi. Malatya?da Hamit Fendoğlu, milliyetçi vatanperver bir adam vardı, vekillik de yaptı, ona bir bomba gönderildi. Paketi açan gelini, torunu şehit oldu. Aynı bombadan CHP?li ilçe başkanına gönderiyor adam almıyor. Bomba postanede patladı, bizim bir arkadaşın hanımın gözünü kolu falan gitti sakat kaldı. En sonuncusu da Gümüşhane?ye gönderildi. Aynı merkezden çıkma hepsi.

 

?OKULLARI, MAHALLELERİ PAYLAŞAMADIK AMA 2 METREKARELİK HÜCRELERİ PAYLAŞTIK?

 

Peki bunca yaşamışlığa rağmen geriye dönüp baktığınızda bugün için neler yapılmalı, nasıl dersler çıkartılmalı?

 

12 Eylül sonrasında Muhsin  Yazıcıoğlu?nun çok çabası oldu. ?Okulları paylaşamadık, mahalleleri paylamaşadık ama 2 metrekarelik hücreleri paylaştık? demişti. ?Eller silah değil kalem tutmalı? diye kampanyalar yürüttü.  12 Eylül döneminde insanlar koltuğundaki kitaptan dolayı öldürüldü. Okudukları gazeteden dolayı öldürüldü. Onlar Amerikan uşağı değildi, yerli ve milli idi. Diyalog kurmamız lazım. Sağcı çocuklar da yerli ve milliydi. Önyargılar bizi birbirimize yaklaştırmadı. Yazıcıoğlu; Dev Gencin Genel Sekreteri ile aynı hücreyi paylaştı. Bizi birbirimize düşürdüler. Ön yargıları yıkalım, diyalog kuralım. Bizim kuşağın konuşması lazım. Bir araya gelip, sağcı-solcu benim gibi çekmiş, yaşamış bizim kuşak oturalım anlatalım yeni nesillere. Yaşımız 60?ı geçti.  Çocuklarımıza bizim yaşadığımızı yaşatmayalım. Ben böyle dediğimde diyorlar ki; bizim tabanımız sizinle konuşmaya müsait değil. Sen öyle dersen ben öyle dersem nasıl bir raya geleceğiz?

 

?YAZICIOĞLU?NUN SUİKASTA KURBAN GİTMESİNİN SEBEBİ BELKİ DE BUYDU!?

 

Devlet, böyle bir çalışma yapabilir mi ?

Akil grup gibi yapmamalı ama. Bu meseleyi yaşamış olanların bir araya gelmesi lazım. Yazıcıoğlu?nun böyle bir çalışması vardı. Belki de suikasta kurban gitmesinin sebebi buydu.  Sağcısı, solcusu, alevi, sünni, gayrimüslimlerden hepsini bir arada toplayacak bir çalıştay yapmaya çalışıyordu.

 

Hrat Dink?in  ölümünü  Yazıcıoğlu?na sebep göstermeye çalışanlar olmuştu.

Evet, Yazıcıoğlu?nun üzerine yıkmaya çalıştılar. Halbuki Yazıcıoğlu?nun onun için yazıdığı bir şiir var. Devlet koruma altına alsın, diye de görüştüğünü biliyorum ben. Hrant Dink;  Kuzey Irak?ta Kürt Parlemantosu?nda bir konuşma yaptı. Barzani ve Talabani?de var mecliste. Diyor ki ?Kürtler aklını başınıza toplayın, Ermenilerin yaşadığı tuzağa düşmeyin, bizi tahrik ettiler, silah verdiler, size toprak  vereceğiz dediler, bin yıl beraber yaşadığımız Türklerle bizi birbirimize düşürdüler.? Malatya Ticaret Odası'nın  düzenlediği bir organizasyonda da böyle konuşmuştu. Bu konuşma pek çok kişiyi rahatsız etti. Ölümü ile bu konuşma arasında çok bir zaman farkı yok.  Biz bir araya gelip bunları konuşmalıyız. Bugünlerde çok sıkıntılar var. Bugün PKK?nın işgalinde okullar var, APO?nun Türkiye?ye getirilişini falan kutluyorlar.  Devletin el atması lazım bu konuya.  Ankara?nın göbeğinde  Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde her türlü Marksist  gruplar faaliyet yapıyor.  O zaman dağlarda yaptığımız mücadelenin bir anlamı kalmıyor. Dağlar kadar önemli okullardaki mücadele.

 

Muhsin Yazıcıoğlu?na yol arkadaşlığı yaptınız, Yazıcıoğlu?nu anmadan geçmek istemiyorum. Nasıl anlatırsınız Yazıcıoğlu?nu?

Muhsin Başkan vefat ettiğinde Deniz  Baykal; ?Yazıcıoğlu meclisin sigortasıydı? dedi. Cenazesi alındığında Kocatepe?ye kadar Rahşan Ecevit bir an olsun bırakmadı. Sebebini sorduğunda ?beni her hafta arardı.? Ecevit , Başkent Hastanesi?nde iken Sivaslı bir doktora Ecevit?i gönderen Yazıcıoğlu?ydu. Çok farklı kesimlerle irtibat halindeydi. FETÖ?ye hiçbir zaman itibar etmedi, herkes kandı o kanmadı. Yazıcıoğlu dinlerarası diyalog diye bir şey olmaz bizim böyle bir şey iyi bakmamız mümkün değil, son din bizim dinimiz. Lailahe illallah diyorsunuz Muhammedin Resullulah demeden Müslüman olunmaz.  Kültürlerarası olur, devletlerarası olur ama dinlerarası dialog olmaz inancındaydı.

 

Başbelası FETÖ  dersem, ne dersiniz?

 

FETÖ, Türk Milleti?nin aile yapısına dinamit koydu. İnsanlar çocuklarını keyfi göndermediler, imkanları yoktu, kalacak yeri yoktu. Çocuk gidiyor, hangi mesleği seçeceğine, hangi kişiyle evleneceğine hatta çocuğun adını bile onlar koydular. Ailelere sadece davetiye gitti. Aileyi paramparça ettiler.

 

Milletvekilliği de yaptınız. Ne oldu da daha sonra ayrıldınız partiden?

Ben meclise geldiğimizde milletle ahitleştiğimiz konuların tersi vardı. Biz MHP?den ayrılmadık,  kovulduk.  Başbuğ?un meydanlarda  söylediğinin tersi olunca  biz ayrıldık. Şimdi cevap veremeyecek durumda olan insanların arkasından konuşmak bana yakışmaz.

 

Meral Akşener önderliğinde kurula İYİ PARTİ için ne düşünüyorsunuz? Başarılı olur mu, barajı geçer mi İYİ PARTİ?

 

Türkiye?de iktidar değil muhalefet problemi var.  CHP?de dolduramadı  bu boşluğu. Ne kadar uğraşsa yüzde 30?u geçemez.  Meral Akşener  bu boşluğu doldurmak, bir hoş söze, Akşener?in tabiriyle hanım eline ihtiyacı var. Barajı aşar, bugünkü anketler doğru değil. Bir korku bulutu yaşanıyor, herkes düşüncesini söyleyemiyor.  Vatandaş diyor ki; oğlum polis, kızım öğretmen ne olacağı belli değil, açıklayamıyor vatandaş düşüncesini. Görünenden daha fazla bir ilgi var. Geçen hafta bir kongre yapıldı . Eğer erken bir seçim olursa seçime girelim diye. Meral Hanım orada bir şey söyledi. ? Sizler cesur insanlarsınız, bu şartlarda buradayım demek her babayiğidin harcı değil? diyor. Doğru söylüyor.

 

 

HEMEN VATAN HAİNİ İLAN EDECEKLER!

 

Peki parti de aktif görev almayı düşünüyor musunuz?

Resmi bir görevim yok ama irtibatım var görüşüyoruz.  Görev almadım,  çünkü insanlar birbirini çok kolaylıkla hemen vatan hainliği ile suçluyorlar. Benim orada çok fazla öne çıkmamamın sebebi şu:  MHP?den sesler gelecek, hemen hain demeye başlayacak, öbür taraftan başka bir şey daha var. Siz 50 defa beraat edin ama insanlar algı operasyonları yapıyor. Ben beraatla de kalmadım; 'beni suçsuz yere yatırdı' diye devlete dava açtım, kazandım. Bizim itham edildiğimiz davanın failleri yakalandı ve ceza aldı.

 

Size daha önce kim bu ithamlarda bulundu?

1995 seçimden Anavatan seçimlerinde ittifakımız oldu. O zaman Deniz Baykal, ?Maraş katliamcısını İzmir?den aday yaptılar? diye Edirne?de söyledi.  Sonra özür diledi,  ? gaza geldim? dedi.

Tansu Çiller de aynısını yaptı. Mahkemeye verdik. Yargıtay bana özel karar verdi. ?Siyasetçiler alkışa alıştığı gibi tenkite de alışmalı? dedi. Ne tenkiti katil dediler !

 

'Yine aynı ithamlarla karşılaşırım' diye mi İyi Parti?nin içerisinde resmi bir göreviniz yok?

İyi Parti?nin içerisinde Sünniler var, Aleviler var, sağcısı solcusu herkes var, merkezin partisi diye yola çıktı. Ben bunun konusu gündeme gelsin istemiyorum. Parti yıpransın da istemiyorum. İyi Parti?nin ismi, amblemi çok özel seçildi. Meral Hanım?ı bir rüzgar yakalamış. Nasıl 28 Şubat; Tayyip Bey'i getirdi, Meral Hanım?ın da önü çok açık. ?Eğer başarısız olursa müsebbibi siz olursunuz' diyorum.  Gittiği yerde büyük ilgi görüyor, bende bana soranlara tavsiye diyorum.

 

Son bir soru:  Ökkeş Şendiler soyadını neden değiştidi?

 

12 Eylül?den sonra güvenlik gerekçesiyle sıkıyönetim teklif etti. ?Adını da değiştirelim? dediler.  Ökkeş Kenger idi benim adım.  Ben razı olmadım ailemden koparım o zaman.  Aynı gün değiştiler.

 

Kıymetli vaktiniz ayırdınız çok teşekkür ediyorum

 

Ben teşekkür ederim, başarılar dilerim..

 

 

ENPOLİTİK / YASEMİN ALTUN

 

 

 
Pazar 24.8 ° / 15.7 °
Pazartesi 24.1 ° / 16 °
Salı 22.9 ° / 15.2 °