Tarih: 20.12.2017 11:09

İşte Lawrence sapığıyla iş tutanların torunları!

Facebook Twitter Linked-in

BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed?in ?hırsız? dediği Fahreddin Paşa, Medine?yi İngilizlere ve isyancı Araplara karşı savunmuştu.

 

Târih 11 Ocak 1919?u gösterdiği günün sabâhında, Medine?de, bir Osmanlı paşası, silah arkadaşlarının kolları arasında Ravza?ya bakarak ?Ben seni bırakmadım Ya Resulallah!? diye ağlıyor; Medine halkı da buna şehâdet ediyordu.

Elli bir yaşına gelmiş ve nice savaşlar görmüş olan Medine Garnizonu Kumandanı Ömer Fahrettin Paşa, Birinci Cihân Harbi?nin fiilen bittiği 10 Ocak 1919?un ertesi günü, Medine?den böyle ayrılıyordu. İki yıl, yedi ay süren Medine Müdâfaası sona ermiş ve Osmanlı?nın son kalesi Medine de düşmüştü.

??..

29 Nisan 1916?da, İngiliz târihçisi James Morris?in 'Britanya askerî târihindeki en aşağılık şartlı teslim' olarak tanımladığı Kutü?l-Amâre yenilgisi, İngiliz basınında ve kamuoyunda çok büyük bir infiâl uyandırdı. Bunun üzerine İngilizler, hemen Şerif Hüseyin?i devreye soktular. İsyân hazırlığı haberlerini alan Cemal Paşa, 4. Ordu Kumandan Vekili olarak Suriye?de bulunan Fahreddin Paşa?yı, meseleyi tedkik etmesi için Medine?ye gönderdi. Güyâ Osmanlı?ya yardım için Medine?de bulunan Şerif Hüseyin?in oğulları Faysal ve Ali, bir akşam Medine Muhâfızı Basri Paşa ve Fahreddin Paşa?yı yemeğe dâvet ettiler. Amaçları bu yemekte ikisini de ele geçirip Medine?yi teslim almaktı. İhtiyâten, sâdece Fahreddin Paşa gidince, plan suya düştü. Bunun üzerine, Mekke?ye giderek babalarıyla birlikte isyân ettiler. Fahreddin Paşa, Hicaz Kuvve-i Seferiyye Kumandanı olarak tâyin edildi. Âsîleri püskürttüyse de Kanal Harekâtı yüzünden yardım gelmeyince Mekke?ye ilerleyemedi ve Medine?ye çekilerek müdâfaada kaldı. Paşa, ileride olacakları tahmin etmiş olmalı ki henüz demiryolu güvenliyken Medine?deki kutsal emânetleri İstanbul?a gönderdi.

İki buçuk yıl süren Medine Müdâfaası çok zor şartlarda devâm etti. İsyândan sonra bölgeye gelen İngiliz câsusu Lawrens?in demiryoluna verdiği zarâr yüzünden, Medine?nin dışarı ile  bağlantısı kesildi. Çölün ortasında bir başına kalan Fahreddin Paşa, ?Takdir-i ilâhî, rızâ-yı Peygamberî ve irâde-i pâdişâhî vukû bulmadan teslim olmam.? karârındaydı. Açlık ve hastalıkla boğuşan askerler yeterince beslenemeyince İspanyol gribi ortaya çıktı. Bunun üzerine Paşa, et ihtiyâcına çözüm olarak, askerlerine çekirge yemeği öğretti. Lawrence?in ?Çöl Kaplanı? adını verdiği Fahreddin Paşa, bir an bile dirâyetini kaybetmedi. On dört asır evvel, Medine?yi korumak için karnına taş bağlayarak ayakta duran Peygamberin gölgesinde olmanın gücünü hissediyordu.

30 Ekim 1918?de imzâlanan Mondros Mütârekesi?nin 16. maddesi lüzûmunca en yakın bağlaşık birliğine teslim olması istenen Fahreddin Paşa, bunu kabûl etmeyerek Medine?yi teslim etmedi. Yiyecek ve ilaç sıkıntısı askerleri perişân etmişti. Teslim olmaktansa, Peygamberimizin kabrine nâ-mahrem eli değmesindense kendisini ve Mehmetçiklerini Ravza ile birlikte havaya uçurmayı göze almıştı. Bu arada, Paşa sâyesinde, Mehmetçik kelimesi, ilk defâ resmi yazışmaya girmişti.

Paşa?nın bu direnişinden tedirgin olan İngiliz hâriciyesi, Osmanlı Hükûmeti?ne, Paşa?yı iknâ etmesi için çok baskı yaptı. Hattâ, topları İstanbul?a çevirmekle tehdit etti. İngilizlerin telâşı boşuna değildi. Fahreddin Paşa?nın, fikren karşı olsa da İbn-i Suud?la bağlantı kurup yardım almasından ve başlarına belâ olmasından endişeliydiler. Çanakkale?de, Kutü?l-Amare?de ve Bakü?de hezîmete uğramalarına rağmen Osmanlı?yı mütârekeye mecbûr eden İngilizler, Şerif Hüseyin?in isyânı ve Lawrence?in faaliyetleri sâyesinde bölgede ele geçirdikleri gücü kaybetmek istemiyorlardı.

İstanbul?dan gönderilen emirleri ve habercileri askerden uzak tutarak müdâfaaya devâm eden Fahreddin Paşa, irâde-i seniyye geldiğinde de teslim olmadı. Pâdişâhın böyle bir şeye râzı olmayacağına inandığı için irâdeninin İngilizlerin baskısı ile yazıldığından emindi. Ama, bu sırada kurmaylarından Emin Bey?in askerleri ile teslim olmasıyla yıkıldı. Arkasından bir fire daha verince direnme gücü kalmadı. 10 Ocak günü, teslimiyeti kabûl etmiş görünerek Hz. Peygamber ile vedâlaşmak için Ravza-yı Mutahhara?ya gitti. Duâ edip hâlini arzettikten sonra, teslim olmayıp oradaki bir medrese odasına sığındı. Geceyi yalnız geçirdi. Ertesi gün, kendisini iknâya gelen subaylar, teslimi kabûl etmeyen Paşa?ya hep berâber sarılarak zorla teslim aldılar. Onlar için de kolay olmayan bu manzarayı anlatacak kelime yoktu. Efendimiz de askerimiz de Medineliler de Fahreddin Paşa?nın Ravza?yı kendi isteğiyle bırakmadığına şâhitti. Kılıcını, düşmana değil, Ravza?ya teslim etmişti.

Sâdece Paşa?nın değil, Türk askerlerinin hazin vedâsı da Medine halkını ağlatmış; isyâncılar bile duygulanmıştı. Ayakta zor duran, bir kısmı yaralı ve sakat askerler, birbirlerine tutuna tutuna, Ravza?nın parmaklıklarına yüz sürüp ağlayarak Peygamberimize vedâ ettiler.

Enpolitik.com




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —