Tarih: 24.12.2017 21:17

Başbakan Yardımcısı Bozdağ: Tek tip kıyafet düzenlemesi milletimizin bizden talebiydi

Facebook Twitter Linked-in

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan 'tek tip kıyafet' düzenlemesine ilişkin, 'Milletimizin bizden talebiydi bu, sokaklarda her yerde terör yapacaksınız, masum insanları öldüreceksiniz, darbe yapacaksınız ve siz kendinizi kahraman göreceksiniz. Böyle bir şey olmaz. Milletimizin bu konudaki duyarlılığı, bu konudaki hassasiyeti, dikkate alındı.' dedi. 

Bozdağ, AK Parti Siverek 6. Olağan Kongresi?nde yaptığı konuşmada, parti içerisindeki rekabetin ahlak esaslı olduğunu vurguladı. 

Ülkeyi günden güne her alanda geliştirdiklerine ve önemli açıklarını kapattıklarına işaret eden Bozdağ, 'İşte bütçeyi gördünüz, bütçe açığı 11 puandan 2002'de, şu anda 1,9'a inmiş durumda açığı ne yaptık neredeyse sıfırlama noktasına getirdik.' diye konuştu. 

Bozdağ, ekonominin yanı sıra hemen her alanda çok başarılı olduklarını vurgulayan Bozdağ, şöyle devam etti: 

'Bir alanda itiraf ediyorum başarılı olamadık, bir alandaki açığımızı kapatamadık. Bütçe ağını kapattık, sağlıktaki açığı kapattık, eğitimde, ulaşımdaki açığı kapattık ama ana muhalefet açığını Türkiye'de maalesef kapatamadık. Şu anda Türkiye'nin kapatılamayan bir ana muhalefet açığı vardır. Bizim elimizde olsa o açığımızı da kapatırız ama maalesef bu bizim icraatımızla olacak, bitecek iş değil. CHP 15 yıldır ana muhalefet görevi yapıyor ama hiçbir derde deva olacak çözümü bu güne kadar getirip milletin önüne koymadı. Üretmeyen bir ana muhalefetimiz var, proje geliştiremeyen bir ana muhalefetimiz var. Hakaretle, küfürle, iftirayla yol almak isteyen Türkiye'nin bir ana muhalefeti var. Her seçim öncesinde farklı ittifakların peşine düşen, 'AK Parti gitsin de ne olursa olsun' diyen bir ana muhalefetimiz var. 

'Herkes yeni şeylere, yeni dünyaya alışacaktır'

Bozdağ, 2019'daki seçimlere değinerek, şunları kaydetti:

'2019'un hesabını yapıyorlar. 'Ne yapalım? Bir araya gelelim, kendimiz ortak bir aday çıkaralım, oradan Sayın Cumhurbaşkanının önünü keselim.' diyorlar. Türkiye'nin içinde bazı siyasi partiler, şimdiden böyle bir platform oluşturma arayışı içinde. Sadece Türkiye'nin içindekiler değil, Almanyası, Fransası, Hollandası, Avusturyası, pek çok ülke, istihbarat örgütü, FETÖ'sü, PKK'sı, DHKP-C'si, bilumum terör örgütleri de aynı dertte. 'Tayyip Erdoğan'ı nasıl Türkiye'nin siyasetinden uzaklaştırırız, bize ülkeyi ve dünyayı dar ediyor, ondan nasıl kurtuluruz?', bunun hesabını yapıyorlar. Onun için 2019'un seçimi sanki başkalarının da seçimiymiş gibi Türkiye'deki seçimlerle ilgileniyorlar. 

Buradan söylüyorum, biz 2019'da Türkiye'nin belediyelerini, Türkiye'nin milletvekillerini ve Türkiye'nin cumhurbaşkanını seçeceğiz. Başka bir ülkenin belediyelerini, milletvekillerini veya cumhurbaşkanını seçmeyeceğiz. Hiçbir ülkenin Türkiye'nin seçimlerine doğrudan, dolaylı müdahale etmesine asla izin vermeyiz, vermemiz de mümkün değil ama onlara esas izin vermeyecek olan aziz Türk milletidir, Sivereklilerdir, Urfalılardır. Bizi kimin yöneteceğine FETÖ, PKK terör örgütü, diğer terör örgütleri ya da başka ülkelerin istihbarat örgütleri veya yöneticileri değil, bu milletin 80 milyon insanının ak ve helal oyları belirleyecektir. Türkiye, bunu her defasında gösterdi, bir kere daha gösterecektir. Ondan da hiç ama hiç kimsenin endişesi olmasın.'.

Bozdağ, aldığı kararlara üst perdeden tavır koyan bir iradeye ABD'nin alışık olmadığına işaret ederek, 'Ama onlar da alışacak artık. Herkes yeni şeylere, yeni dünyaya alışacaktır. O karar orada da kalmadı. Arkasından BM Güvenlik Konseyine gitti, arkasından BM Genel Kuruluna gitti ve oradan da Kudüs konusunda Türkiye'nin, İslam ülkelerinin ortaya koyduğu irade kabul gördü, ABD'nin ortaya koyduğu iradenin geçersizliğine karar verildi. Bu, büyük bir tarihi başarıdır. İşte uluslararası alanda kendisini küresel güç olarak gören çevreler, kendi iradelerinin dışında yeni bir iradenin oluşmasını arzu etmiyorlar. Bu iradeyi birisi söyleyince onun karşısına dikiliyorlar.' şeklinde konuştu.

    Taşeron düzenlemesi

AK Parti iktidarı olarak bir yandan terörle etkin, kararlı, 'ama'sız ve amansız bir mücadele yaparken öte yandan insanların karşı karşıya olduğu sorunları bir bir aşma gayreti içerisinde olduklarına değinen Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Taşeron meselesini bugünden geçerli olmak üzere tamamen ortadan kaldırdık, taşeron uygulamasına son verdik, 450 bin taşeronda çalışan işçi sürekli kadroya geçmiştir. Ayrıca belediyelerde ve özel idarede çalışanlar da belediye ve özel idarenin kuracağı iktisadi teşekküller ve kendi bünyesindeki şirketler üzerinden çalıştırılacak ve orada da taşeron uygulaması bundan sonra olmayacaktır. Emek verenler, ter dökenler emeklerinin karşılığını emeklerine saygı olarak ve onlara kendilerine uygun özlük hakları sağlanarak daha iyi elde etme imkanı bulacaklardır. Elbette bunun bir geçiş süreci var. Bu geçiş süreci tamamlandığında her şey daha iyi olacaktır. Ayrıca 4/C uygulamasını da tamamen kaldırdık ne kadar 4/C'li varsa onların tamamını 4/B kadrosuna aldık ve onların durumunu da daha iyi bir noktaya taşıdık. Geçici ve mevsimlik işçiler onlarla ilgili de çalışma sürelerini 5 aydan 9 aya kadar uzatma konusunda Maliye Bakanlığına yetki verdik. Yani onların durumları da bundan sonra daha iyi hale gelecektir.'

Konuşmasında taşeron düzenlemesindeki sınav konusuna da değinen Bozdağ, 'Sınav konuldu ama bu sınav bilmenizi isteriz ki eleme sınavı değildir, bu işin yapılması için sadece uygulanacak bir prosedürdür, çalışan insanları sınav yoluyla elemek maksadıyla getirilmiş bir şey değildir ve bu sınav uygulanarak insanların elemesi yapılmayacak sadece bu sınavla sürekli kadroya geçişinin temini yapılacaktır. Bunun da özellikle bilinmesini istiyoruz çünkü bazı çevreler şimdiden bunu istismar etmeye kalkıyorlar. Biz sürekli kadroya alıyoruz zaten çalıştıkları işler var o çalıştıkları işi yıllardır yapan insana neyi soracağız. Zaten usul belli biz bu usulün gereğini yerine getiriyoruz ve kadroya bunları geçirmek için bir usul kuralı olarak bunu getirdik eleme maksadıyla getirilmiş bir kural değildir.' dedi.

KHK'daki kıyafet düzenlemesi

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile terör örgütü üyeliğinden tutuklu ve hükümlü olanların duruşmalara giderken tek tip kıyafet giymesini öngören değişikliğin yapıldığını anımsattı.

Söz konusu değişiklikle darbe teşebbüsünde bulunanların badem kurusu renkte bir tulum giymelerinin öngörüldüğüne dikkati çeken Bozdağ, konuşmasını şöyle tamamladı:

'Çocuklar ve hamile kadınlar bunun kapsamı dışında bırakılıyor, kadın tutuklu ve diğer kadın tutuklu ve hükümlülerin ise kıyafetinin nasıl olacağına ilişkin düzenlemeyi Adalet Bakanlığı çıkaracağı yönetmelikle belirleyecektir. Tabii onlara da kadınların giysisine uygun bir kıyafet şekli belirlenecektir. Şimdi bunu da farklı bir yere çekme gayreti içerisinde olanlar var. Milletimizin bizden talebiydi bu, sokaklarda her yerde terör yapacaksınız, masum insanları öldüreceksiniz, darbe yapacaksınız ve siz kendinizi kahraman göreceksiniz. Böyle bir şey olmaz. Milletimizin bu konudaki duyarlılığı, bu konudaki hassasiyeti, dikkate alındı. Demokrasiye inanan bir iktidar olarak, milletimizin bu talebine kulak verdik ve bu talebi hayata geçirdik. Bir ay içerisinde yönetmelik yapılacak ve arkasından bu uygulama yürürlüğe girecektir. Şimdiden tabii bu uygulamayı çok eleştirenler var, bundan sonra da eleştireceklerdir. Biz onu görüyor ve biliyoruz. Bu eleştirileri göze alarak biz bu adımı attık. Milletimizin dediğini dikkate alarak biz bu adımı attık.'

'Herkes yeni şeylere, yeni dünyaya alışacaktır'

Bozdağ, 2019'daki seçimlere değinerek, şunları kaydetti:

'2019'un hesabını yapıyorlar. 'Ne yapalım? Bir araya gelelim, kendimiz ortak bir aday çıkaralım, oradan Sayın Cumhurbaşkanının önünü keselim.' diyorlar. Türkiye'nin içinde bazı siyasi partiler, şimdiden böyle bir platform oluşturma arayışı içinde. Sadece Türkiye'nin içindekiler değil, Almanyası, Fransası, Hollandası, Avusturyası, pek çok ülke, istihbarat örgütü, FETÖ'sü, PKK'sı, DHKP-C'si, bilumum terör örgütleri de aynı dertte. 'Tayyip Erdoğan'ı nasıl Türkiye'nin siyasetinden uzaklaştırırız, bize ülkeyi ve dünyayı dar ediyor, ondan nasıl kurtuluruz?', bunun hesabını yapıyorlar. Onun için 2019'un seçimi sanki başkalarının da seçimiymiş gibi Türkiye'deki seçimlerle ilgileniyorlar. 

Buradan söylüyorum, biz 2019'da Türkiye'nin belediyelerini, Türkiye'nin milletvekillerini ve Türkiye'nin cumhurbaşkanını seçeceğiz. Başka bir ülkenin belediyelerini, milletvekillerini veya cumhurbaşkanını seçmeyeceğiz. Hiçbir ülkenin Türkiye'nin seçimlerine doğrudan, dolaylı müdahale etmesine asla izin vermeyiz, vermemiz de mümkün değil ama onlara esas izin vermeyecek olan aziz Türk milletidir, Sivereklilerdir, Urfalılardır. Bizi kimin yöneteceğine FETÖ, PKK terör örgütü, diğer terör örgütleri ya da başka ülkelerin istihbarat örgütleri veya yöneticileri değil, bu milletin 80 milyon insanının ak ve helal oyları belirleyecektir. Türkiye, bunu her defasında gösterdi, bir kere daha gösterecektir. Ondan da hiç ama hiç kimsenin endişesi olmasın.'.

Bozdağ, aldığı kararlara üst perdeden tavır koyan bir iradeye ABD'nin alışık olmadığına işaret ederek, 'Ama onlar da alışacak artık. Herkes yeni şeylere, yeni dünyaya alışacaktır. O karar orada da kalmadı. Arkasından BM Güvenlik Konseyine gitti, arkasından BM Genel Kuruluna gitti ve oradan da Kudüs konusunda Türkiye'nin, İslam ülkelerinin ortaya koyduğu irade kabul gördü, ABD'nin ortaya koyduğu iradenin geçersizliğine karar verildi. Bu, büyük bir tarihi başarıdır. İşte uluslararası alanda kendisini küresel güç olarak gören çevreler, kendi iradelerinin dışında yeni bir iradenin oluşmasını arzu etmiyorlar. Bu iradeyi birisi söyleyince onun karşısına dikiliyorlar.' şeklinde konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —