Son zamanlarda dünyada hızla yayılan ve Türkiye'de de görülen Flakka'nın; ?zombi hapı? olarak lanse etmenin gençlerin ilgisini çektiğini söyleyen AMATEM Koordinatörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nesrin Dilbaz'a göre bu uyuşturucuyu zombi olarak
2014 yılında Florida?da ortaya çıktı, 14 ayda 60 kişinin ölümüne neden oldu. Ölümlerin sürmesi üzerine ABD ve İngiltere?de yasaklandı. Dünyada gençler arasında hızla yayılan ve ?zombi hapı? olarak da bilinen flakka isimli uyuşturucunun İstanbul?a da ulaşması dikkatleri bu maddeye çevirdi.
Uyuşturucuyla mücadelede yıllarını veren Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi AMATEM Koordinatörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, enpolitik.com?dan Yasemin Altun?a gittikçe yaygınlaşan uyuşturucu gerçeğini ve son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz zombi hapını konuştuk.
Hocam, uyuşturucu yaşı kaça düştü?
Madde bağımlılığında yaş sınırı giderek düşüyor: ?Ergenlerin uyarıcı ve uyuşturucu maddeleri ilk olarak 13,7-14,2 yaşlarında denemektedirler. Ergenlerin madde kullanım sorunu ile ilk kez tedaviye başvuru yaşı ise 16 yaştır. Ergenlerin %70?nin çoğul madde kullanıcısı olduğu ve en çok lise çağında bu sorunu yaşadıkları bildirilmiştir. Kullanıcıların tercih ettikleri maddeler yıllar içinde değişiklik gösterebilir. Başlangıç maddesi genellikle o dönmede yaygın kullanılan madde olmaktadır. İlk madde deneyimi genellikle sosyal ortamda ve sigara ve alkol gibi yasal geçiş maddeleriyle olur. İlk kullanım genellikle gencin merakından ya da kolay ulaşılabilir olduğundan kaynaklanabilir. Ergenlerde son zamanlarda, madde bağımlılığından çok madde kullanımının artış gösterdiğini gözlemliyoruz. Madde kullanım bozukluğu hızla gelişen bir süreç değildir. İlk denemeden bağımlılığa kadar geçen süre yaklaşık 24-29 ay gibi çok uzun bir süredir. Aile yanında ya da sokak yaşantısı olan gençler arasında bu süre değişmemektedir. Bu da bize madde kullanım bozukluğu olan gençlerin ilk belirtilerinin ailenin gözünden kaçtığı ya da yok sayıldığının göstergesidir?
Annesini, babasını öldüren uyuştucu kullananlar gençlerin haberleri duyuyoruz. Uyuşturucu illetine müptela olmuş birinin halini gözlemleriniz neticesinde bize anlatabilir misiniz? Onların ruh hali nasıldır?
Madde kullanan gençlerin beyinleri değişime uğruyor ve en son noktada kişiler saldırganlaşabiliyorlar; işte burada karşısındakinin normal ve sağlıklı düşünen biri olmadığının hesaba katılması gerekiyor. Madde etkisindeyken karşınızdaki genç ile konuşmanın ona bir şeyler anlatmanın bir anlamı olmayacaktır. Madde kullanımına bağlı beyinde bozulmalar meydana geldiğinden gencin karşısındakini anlaması zorlaştırdığından davranışlarını değerlendirme becerisi kısıtlanmaktadır.
Peki bu illetten nasıl kurtulunur?
Madde tedavisi kişinin kişilik özelliklerine ve kullandığı maddenin cinsine ve kullandığı süreye göre değişir. Kişinin mutlaka profesyonel yardım alması gerekmektir. Bağımlılık, kişinin tek başına halledebileceği bir süreç değildir. Kişilerin yatarak detoksifikasyon tedavisi sonunda, ayaktan ilaç ve psikoterapilere devam etmesi, psiko-sosyal destek görmesi gerekmektedir. Ayrıca tedavide ailenin ve yaşadığı çevrenin rolü çok büyüktür. Hasta ile birlikte ailede iletişim, tutum ve davranışlarını değiştirmelidir. Ailelerin de süreç içinde sosyal destek gruplarına katılmaları büyük katkı sağlamaktadır. Kişinin tedavi sonrasında aynı çevrede yaşamaya devam etmesi tekrar (nüks) başlaması adına büyük risk olacağı için bireyler arkadaş ve sosyal çevresini değiştirip, yeni hobiler yeni uğraşlar bulmalıdır, madde kullanmayan kişilerle görüşerek hayatlarına farklı bir yol çizmeleri gerekmektedir.
Okul önlerindeki uyuşturucu tacirleri için son yıllarda operasyonlar da yapılıyor, (elinizdeki verilerle birlikte) uyuşturucuyla mücadelede sizce etkili olunuyor mu?
Genellikle çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemi olarak kabul edilen adolesan dönemde (10-19), fiziksel, psikolojik, sosyal, bilişsel ve cinsel değişimler yaşanmaktadır. Adolesanlar çocuk olmadıkları gibi erişkin de sayılmamaktadırlar; bu da bir paradoksa neden olmaktadır. Adolesan dönemde bir genç, çocukluk dönemine göre daha büyük sayılmakla beraber, halen erişkin desteğine gereksinimi vardır. İlk kullanım genellikle gencin merakından ya da kolay ulaşılabilir olduğundan kaynaklanabilir. Bu dönemde arkadaş ortamı, arkadaş ortamında kendini kabul ettirme, merak, yaşadığı dönemin özelliğinden dolayı aile ile olan çatışma genci madde kullanıma itmektedir. Bu tür önleyiciler gençlerin maddeye kolay ulaşabilirliğini önlemektedir.
Uyuşturucuyla mücadelede neler yapıldı ve neler yapılabilir, bir uzman olarak bu konuda yetkililere tavsiye edersiniz?
Uyuşturucu ile mücadelede temel bazı ilkelerimiz mevcut olup bunun yanında dönemin şartlarına bağlı olarak farklı planlar çizilmektedir. Özellikle dönemsel uyuşturucu ile mücadele faaliyet raporlarının sonuçlarına göre gelecek dönemlerin planı oluşturulmaktadır. Mücadelede özellikle sağlık bakanlığı, aile ve sosyal politikalar bakanlığı, spor ve gençlik bakanlığı ve diğer ilgili bakanlıklarca oluşturulan kurum tarafından bu zamana kadar: Uyuşturucuya ulaşılabilirliğin önlenmesi, taleple mücadelede tedavi, uyuşturucu ile mücadelenin finansal boyutları, uyuşturucu ile mücadelede yerel yönetimler ve STK?lar ile işbirliği, uyuşturucu ile mücadelede danışma birimleri, mücadelede uluslararası deneyimler ve başarılı ülke modellerinin temel alınması ve bu yönde çalışma yapılması doğrultusunda ülkemizde çalışmalar yürütülmüştür.
Ancak mücadelede dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da bölgesel farklılıklardır, ülkemizde her bölgede farklı planlar çizilerek bu planlara göre hareket edilmesi daha sağlıklı bir yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Konunun hassasiyeti gereği her vakıanın ve toplumsal yönelimin kendi dinamikleri ile incelenerek profesyonel desteğin sağlanması bizim tavsiyelerimiz arasındadır.
Dünyada zombi hapı olarak bilinen hap Türkiye'de de görülmeye başlandı. Geçtiğimiz aylarda gümrükte yakalanan bu haplar hakkında neler düşündüğünüzü merak ediyoruz. Bize bu hap hakkında bilgi verebilir misiniz?
Flakka adı verilen hap, banyo tuzunda da bulunan amfetamin benzeri bir kimyasal sentetik uyuşturucu madde. Sentetik uyuşturucu piyasada bulunan uyuşturucu maddelere alternatif olarak flakka diğer sentetik maddelerden daha kötü ya da daha iyidir şeklinde bir sınıflandırma yapmak çok uygun değil, sentetik uyuşturucu genel olarak benzer etkiler yapıyor. Bu uyuşturucu maddeyi kullanan kişiler ilk olarak kalp atışında hızlanma, duygularda ani değişim bu ani değişim sebebi ile ellerini ve kollarını kontrol edemiyor ve ardından halüsinasyonlar görmeye başlıyor. Bu maddeyi ?zombi hapı? olarak lanse etmek gençlerin ilgisini çekiyor. Gençlik dönemi insanların en uç şeyleri merak ettiği bir dönem, zombi olarak adlandırmanın ? çekiciliği? arttırabileceği unutulmamalıdır.
Yıllardır uyuşturucu ile mücadele ettiniz, hala da ediyorsunuz, gençlere ve ebeveynlerine neler tavsiye edersiniz?
Bağımlılığın zararlarının gençlere ve ailelere gerçekçi bir şekilde anlatılması noktasında bizlere düşen görevlerin yanında, gençle ve ailelerin de bağımlılığın kişide yarattığı özgürlük kaybı, güven duygusunun zayıflaması, kontrol kaybı, idealler ve temel insani ilkelerden uzaklaşılması gibi hayatlarının tamamını etkileyebilecek olumsuz zararlarını benimseyebilmeleri gerekmektedir. Özellikle ailelerin bu konularda bilinçlenmesi ve ne yazık ki artık çok yaygın bir hal almış olan bağımlılığa neden olan maddelerin çok yakınlarında olabileceği gerçeğine gözlerini kapamaması gerekmektedir. Gençlerin ise en iyi korunma yolunun hiç başlamamak olduğu, geleceklerine olan inançlarının sağlamlaştırılarak bu geleceğin yok olma ihtimalinin bulunduğu ve her şeyin ötesinde bağımlılık sonucu oluşabilecek davranışlar ve bunların sonucunda karşılaşılabilecek hukuki yaptırımların farkında olmaları gerekmektedir.
Siz bu konuda etkin mücadele ederken pekçok şey yaşadınız hiç şüphesiz. unutamadığımız bir kaç anınızı bizimle paylaşır mısınız?
27- 28 yaşında R. eroin bağımlısı olan bir hasta. 15-16 yaşında başlamış, 2 yıl takipli, düzenli polikliniğe geliyordu. Polikliniği bıraktıktan 3.5 yıl sonra arayıp, yeniden uyuşturucu kullanmaya doğru bir kayma yaşadığını söyleyip tekrar geldi. Aile de aile eğitimlerine gelmeye başladı. R. kaymanın devamı gelmemesi için geldiğini söyledi. Aile eğitimlerden sonra R.?ye nasıl yaklaşacağını öğrendiğini söyledi. Ailenin tutumundan konuşmasından dolayı utandım, Kriz anını ailesinin iyi yönetmemesi sayesinde R. kısmı kayma yaşamış, yeniden kliniğe başvurma ihtiyacı hissetmişti. Remisyon sürecine yani yeniden uyuşturucudan kurtularak hayatına devam etmiştir.
Kıymetli zamanınızı bize ayırdığınız için teşekkür ederiz hocam.
Ben teşekkür ederim. Başarılar dilerim.
Prof.Dr. H. Nesrin DİLBAZ'ın Özgeçmişi
1958 yılında doğdu. 1984 yılında Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. Erişkin Psikiyatri doktorasını 1991 yılında Asistan Dr. olarak tamamladı. 1991-2004 yılları arasında Ankara Numune Hastanesinde sırasıyla Psikiyatri Uzmanı, Doçent, 2. Psikiyatri Klinik Şefi ve son olarak AMATEM Direktörlüğü görevlerinde yer aldı. 2012 yılından itibaren NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Bağımlılık Merkezi'ni yönetmektedir.
HABER: YASEMİN ALTUN