Görkemli bir mimarinin ilginç hikayesi: ?Brooklyn Köprüsü?

Görkemli bir mimarinin ilginç hikayesi: ?Brooklyn Köprüsü?

Turistlerin merakını cezbeden görkemli bir mimariyle yapılan Brooklyn Köprüsü, aslında içinde barındırdığı hikâyesiyle de dikkat çekici.

 

Turistlerin merakını cezbeden görkemli bir mimariyle yapılan Brooklyn Köprüsü,  aslında içinde barındırdığı hikâyesiyle de dikkat çekici.

Yapımına 3 Ocak 1870 yılında başlanmıştır ve 13 yıl sürmüştür. ABD'nin New York şehrinde olan ve East River üzerinde bulunan köprü, Brooklyn ile Manhattan'ı birbirine bağlar. Yapımı bittiğinde Dünya'nın en geniş asma köprüsü niteliğini kazanmıştır hatta köprünün kuleleri bir kaç yıl boyunca ABD'nin en yüksek yapıları olarak geçiyordu. Brooklyn köprüsünün ana ayakları arası 486.3 metredir.

 

 

     Brooklyn ve Manhattan arasında geçiş yapmak teknelerle sağlanıyordu fakat kış günlerinde bu çok zorlaşıyordu hatta imkânsızlaşıyordu. 1867 de East River donunca ve kıyılardaki tekne ve gemiler hep orda sıkışınca ulaşım sıfıra indi. Buradan bir köprü zorunluluğu ortaya çıktı.

 

 

  Bunun üzerine mühendis ve dünyanın en büyük kablo üretim şirketinin sahibi John A. Roebling,  köprünün yapımı için çalışmalara başladı. Köprüyü tamamlamak Roebling?in en büyük hayali... Fakat ne yazık ki, köprüde çalıştığı sırada bir feribotun ayağını ezmesi sonucu tetanosa yakalanıyor ve iki hafta içinde ölüyor.

 

 

Başmühendis olarak oğlu Washington Roebling geçti projenin başına. Ancak ne yazık ki o da, köprünün su altındaki ayakları için suyun altında çalışırken vurgun yiyor, felç olup yatalak hale geliyor. Ve işte bu noktada Brooklyn Köprüsü?nde bir kadının izleri başlıyor. Washington?un eşi ?Emily Roebling?, yatalak haline rağmen projenin kocasından alınmaması için savaşıyor, başarılı bir lobi yapıyor ve kazanıyor.

 

 

Emily, mühendis olmamasına rağmen projenin başına fahri olarak geçip kocası Washington?un yatağından köprü inşaatını takip etmesini sağlıyor. Böylece Emily, eşinin köprüyle iletişimini sağladı ve eşinin söylediklerini projedekilere iletti. Bu sayede proje tamamlandı.

 

 

 Köprü 24 Mayıs 1883'te tamamlandı. Washington Roebling tüm süreci yatağından takip ve kontrol ederek, direktifleriyle karısını ve tüm ekibi yönlendiriyor. 11 yıl bu böyle devam ediyor.

 

 

Köprünün yapım aşamalarında pek çok işçi su altında vurgundan veya diğer iş kazalarından ölüyor. Onca zorluktan sonra 24 Mayıs 1883?te görkemli açılış töreniyle Brooklyn Köprüsü nihayet hizmete açılıyor. Köprüden geçen ilk yaya Emily oluyor.  

 

 

Köprü açıldığı gün 150.300 kişi yaya olarak kötüden geçmiştir. Bir söyleme göre herkes geçerken suya para atmış.

Köprü açıldıktan sonra bir gün, ayağı kayıp düşen bir kadının panik halde ?Köprü yıkılıyor!? diye bağırması üzerine çıkan izdihamda 12 kişi ölüyor ve pek çok kişi yaralanıyor. Köprünün ilk yıllarında birkaç intihar girişimi gerçekleşiyor ve bu girişimlerden bir kaçı ne yazık ki başarılı oluyor.

 

Köprünün laneti

 

Tüm bunlardan sonra halk artık köprünün lanetli olduğuna inanmaya başlıyor ve köprüden geçmeye korkuyorlar. Köprünün sağlam olmadığı da dedikodular arasına giriyor. Aksini halka kanıtlamak gerektiği düşünülüyor ve bir sağlamlık testi organize ediliyor.

Sağlamlık testi her biri 6 ton ağırlığında 21 fille yapılıyor. Fil testi işe yarıyor, halk köprünün sağlamlığına ikna oluyor. Ve köprü kullanılmaya başlanıyor.

Köprünün ilk yıllarında altında kiraya verilen şarap mahzenleri varmış. Sonraları kapanmış. 2006?da köprüyü denetleyen işçiler tarafından bir sığınak bulunmuş. Konserveler, krakerler, ilaçlar, battaniyeler ve tonlarca su dolu odacığın 1950?lerde Sovyet saldırısına karşı sivil savunma örgütlerince yapıldığı sanılıyor.

 

 

 

İkonik köprülerin olmazsa olmazıdır aşk kilitleri? Brooklyn Köprüsü?nde aşk kilitleri var. Ölümsüz aşklar için... Paris?te, Venedik?te olur da New York?ta olmaz mı? Aşklar ölümsüz mü bilinmez ama bu kilitlerin ömrü pek de uzun değil. Üç ayda bir kaldırılıyorlar.

 

 

Brooklyn Köprüsü 19. Yüzyılın uç noktalarından sayılır ve Dünyanın 8. Harikası olarak geçer.

 

 

HABER: DERYA BUDAK