MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden geriye dönüş olmadığını vurgulayarak Abdullah Gül ve Kılıçdaroğlu'nu uyardı.
Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden geriye dönüş olmadığını vurgulayarak, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilke ve esaslarıyla yönetim hayatımıza mühür vurması, 696 sayılı KHK'nin 121. maddesini muğlak bularak muradını deşifre eden ne sayın Gül'ün harcı, ne de Gandiliğe özenen, ama Kandil'e tutunan sayın Kılıçdaroğlu'nun harcıdır. Yeni sistem sadece ve sadece Türk milletinin harcıdır, haysiyetine emanettir' dedi.
CHP'li Özel'in sözlerine de yanıt veren Bahçeli, 'MHP'nin kapısına tasfiye sürecinde ibaresi asıldığını onursuzca söyleyenler, patron çıldırdı, kapatıyoruz sözlerini ile irademizi saptıranlar uçurumların en derinine çıldıra çıldıra düşmüşlerdir' ifadesini kullandı.
Bahçeli'nin konuşmasından satır başları şöyle;
'2017'de taşlar yerinden oynatılmıştır. Terör örgütleri ülkemizle birlikte komşu coğrafyalarda at koşturmuşlardır. Güney sınırlarımız boyunca uzanacak bir terör koridoru açılmak istenmiştir. Terör devletinin inşası için yoğun gayret sergilenmiştir. PYD-YPG bu maksatla silanlandırılmıştır. Şiddet övülmüş özendirilmiştir. Terörizm desteklenmiş, korumaya alınmıştır. DAEŞ'i kimlerin kurduğu, kimlerin sevk ve idare ettiği bellidir. Bir terör örgütünün bir başka terör örgütü ile denetlenmesi hesaplanmış, sahada icra edilmiştir. Haçlı hevesleri ülkemizin çevresinde dolaşmış tarihi miraslara kastetmiştir. Suriye'de oynanan oyunlar kıyıya vurmuş, karanlık senaryolar netleşmiştir. Terör örgütlerini kışkırtanlar İslam'a hasımdır.
ABD'nin Kudüs komplosu Türk ve İslam dünyasına meydana okumakla eş anlamlı bir provokasyondur. 6 Aralık 2017 tarihli açıklamamda Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma arayışının zaman ayarlı bomba olduğunu söylemiştim. Sakat karar kuşku yok ki skandal ötesi hezeyandır. Kudüs'ün tarihi statüsüne göz dikilmiştir. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) olağanüstü İstanbul zirvesinde, BM Genel Kurulu'nda 128 ülke iradesi ile reddedilen ABD'nin Kudüs dayatması yeni bir Haçlı seferidir. Kudüs önemlidir, çünkü gerilim düşmezse, dayatmalar sürerse bir kıvılcım bölgemizi mahvedecek, yankı ve yansımaları tüm dünyaya yayılacaktır. Kudüs önemlidir, çünkü İstanbul'un öz kardeşi, ecdad yadigarı, manevi hazinedir. ABD'nin Ortadoğu'yu çekmek istediği çukur, itmek istediği uçurum malumdur.
Geçtiğimiz aralık ayı içinde BAE Dışişleri Bakanı hepimizi infiale sürükleyen bir paylaşım yapmıştır. Nimetbilmezlerin söz konusu torunu haddini aşarak kahramanlarımıza dil uzatmıştır. Utanmadan, sıkılmadan efendilerine şirin görünmek adına Türk düşmanlığına soyunmuştur. Fahreddin Paşa'yı hırsızlıkla suçlayarak iğrenç bir bühtanda bulunmuştur. En nazik ifade ile alçaklık ve ahlaksızlıktır. Bu sömürge artığının Fahreddin Paşa'ya ve ecdadımıza dil uzatma densizliği nankörlüktür. Bir hırsız varsa, hain aranıyorsa, Osmanlı'ya ihanet eden bir avuç Haçlı kalıntısından başkası olamayacaktır.
Hırsız, Türk ve İslam'ın onurunu savunan ecdadımıza pusu kuranların ta kendisidir. Bugünkü torunları hırsız bulmak istiyorlarsa yanını yöresini yoklasınlar. Korkaklara kahramanlarımızı ezdirmeyiz. Herkes yerini yurdunu bilmelidir. Türk düşmanlarının gözüne girmek için cambazlık yapanları biliyoruz, ayaklarını denk almaları hususunda da uyarıyoruz.
2017'nin en önemli gündem başlıklarından birisi de Kerkük olmuştur. Barzani 25 Eylül referandumu ile hayatının hatasını yapmış, çocukluk hayallerinde boğulmuş gitmiştir. Türkmeneli'nin ve Kerkük'ün milli haysiyeti şimdilik güvenlik altına alınmıştı. Ötüken onuru yere düşmeyecektir. Gün ola harman ola, o gün hele bir gele. Gözyaşları dinecek feryatlar bıçak gibi kesilecektir. Varsın başkaları geçmişi konuşsun. Biz işimize bakacağız, ülkücü olmanın şerefini taşıyacağız. 2017'de terör örgütleri ile üzerimize geldiler. Tarihi hesaplarını görmek istediler. Satılık kalemleri, kiralık köşe yazarlarını, yarım aydınları, sahtekar televizyoncuları kullandılar. İftira attılar, itham silahını çektiler. Kah özgürlük ve insan hakları maskesi ile, potansiyel Türk düşmanı vasıfları ile kalemizi çökertmeye kalkıştılar. Başardılar mı? Elbette hayır.
Türk düşmanlığının federasyon çatısında kaynaşanlar huzursuzdur. Namertlerin yüzü asıktır. Mütemadiyen MHP'yi eleştirip Türklük alerjisinden nemalananlar denetimli kavga, icazetli provokatörlük yöntemleri ile sonuca gitmeyi hedeflediler. FETÖ ile diğer çeteleri yanlarına alarak geldiler direndik. Hain akınlara direnç gösterdik. Devlet yetim değildir. Vatan kimsesiz değildir. MHP tüm heybet, haşmeti ile buradadır, milli birlik ve dayanışmanın yaşaması konusunda yeminlidir.
Arap Baharı aşama aşama Anadolu'ya gelecek Türk milletini yıkacaktı. Bunu başaramayan Türkiye düşmanları bu kez de ABD'de siyasi bir mahkeme kurarak İranlı şarlatanı tanık mertebesine çıkartarak şanslarını denemek istediler. Önyargılı jüri geçen hafta kararını açıkladı, son söz güdümlü hakime kaldı. ABD kumpası Türkiye'ye sökmez. Mahkemenin hükmü bu aziz millete geçmez, geçmeyecektir. Karşımızda Türkiye'nin siyasi, ekonomik cendereye alınmak istenmesi görünmektedir. Alayınız gelseniz de bir milim geri adım atan sizler gibi, sizlerin maşarı gibi namert kere namert olsun.
2017'nin en mühim gelişmesi hükümeti sisteminde yapılan değişikliktir. Türk milleti Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni onaylamıştır. 2018 yılı yeni sisteminin istikrarlı bir şekilde gelişmesi için önemli bir dönemeçtir. AK Parti ve MHP Cumhurbaşkanlığı Hükümeti Sistemi'nin hazırlığından oylanmasına kadar başarılı bir süreci işletmiştir. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin ortaya çıkardığı yeni şartları kavramış, beka üzerinden siyasetimizi yeni baştan anlamlandırmış, 11 Ekim 2016'daki grup toplantımızda da görüşlerimizi açıklamıştım. Bu destek ve katkımız 2019'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerinde de mutlaka devam edecektir. 2019'dan sonraki 5 yıl boyunca da yeni sistemin kalıcı hale gelmesi için süreç birliğinin, ahlaki ittifakın gereğini gönül huzuru ile yapacağız. Bu şartlar altında dün de belirttiğim üzere partimiz 2019'da Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacaktır.
2018'deki yasal düzenlemelerin süratle hayata geçirilmesi ise bir başka gündem maddesidir. Biz Türk'üz doğruyuz, verdiğimiz sözü sonuna kadar tutarız. Hükümet sisteminde geriye dönüş yoktur. Çalıyı tepesinden sürümek ahmaklıktır. Hz. Nuh'un cep telefonu kullanması kadar hayal mahsulüdür. Yaptıkları baraj tutmaz, söyledikleri sözü kimse yutmaz. CHP'yi yanına aldığı İP, HDP, EMEP, FETÖ ve PKK ile diğer yedekleri de hiç kafaya takmayız. Bir millet ne diyor ona bakarız. MHP'nin kapısına tasfiye sürecinde ibaresi asıldığını onursuzca söyleyenler, patron çıldırdı, kapatıyoruz sözlerini ile irademizi saptıranlar uçurumların en derinine çıldıra çıldıra düşmüşlerdir.
Yeni hükümet sistemi üzerinde ameliyat yapmak uyarıyorum ki birbirinin kayığına binip sefere çıkanların haddi değildir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilke ve esaslarıyla yönetim hayatımıza mühür vurması, 696 sayılı KHK'nin 121. maddesini muğlak bularak muradını deşifre eden ne sayın Gül'ün harcı, ne de Gandiliğe özenen, ama Kandil'e tutunan sayın Kılıçdaroğlu'nun harcıdır. Yeni sistem sadece ve sadece Türk milletinin harcıdır, haysiyetine emanettir'