Mohandas ?aramçand Gandi, Hindistan ve Hindistan Bağımsızlık Ha?eketi'nin siyasi ve ?uhani lide?i. Ge?çek ve kötülüğe ka?şı aktif ama şiddet unsu?u içe?meyen di?eniş ile ilgili olan Satyag?aha felsefesinin öncüsüdü?. Bu felsefe Hindistan'ı bağımsızlığına kavuştu?muş ve dünya üze?inde vatandaşlık hakla?ı ve özgü?lük savunucula?ına ilham kaynağı olmuştu?. Gandi Hindistan'da ve dünyada, Tago?e ta?afından ve?ilen ve yüce ?uh anlamına gelen mahatma (Sansk?itçe: ??????? ) ve baba anlamına gelen ba?u adla?ıyla anılı?. Hindistan'da ?esmî ola?ak Ulus'un Babası ilan edilmişti? ve doğum günü olan 2 Ekim Gandhi Jayanti adıyla ulusal tatil ola?ak kutlanı?. 15 Hazi?an 2007'de Bi?leşmiş Milletle? Genel Ku?ulu oybi?liği ile 2 Ekim gününü 'Dünya Şiddete Hayı? Günü' ola?ak ilan etmişti?.
Gandhi'nin hayatı
1869?da Porbandar?da Vaşiya Kastı'ndan bir ailenin oğlu olarak doğan Mohondas Karamçand Mahatma (Ulu Ruh) Gandhi, 1888-91 yılları arasında Londra?da hukuk öğrenimi gördükten sonra, iki yıl Bombay ve Rackot Kentlerinde avukatlık yaptı. 1893-1914 yılları arasında Güney Afrika?da da avukat olarak çalıştı. Burada ırkçı Apartheid rejiminin ırk ayrımı politikalarına maruz kalan Hintli göçmen işçilerin haklarının savunucusu durumuna yükseldi.
Gandhi?nin Güney Afrika?da geçirdiği yıllarda oluşturduğu ideolojisinin temellerini, şiddet karşıtlığı, sivil itaatsizlik, pasifizm, uzlaşmacılık, çilecilik, Asya milliyetçiliği, Hinduizm akımının dinsel mistik öğeleri, dinlere saygı ve teknoloji karşıtlığı oluşturur.
İki bin Hindistanlı sınıra yürüdü
Gandhi, Güney Afrika?da Hintileri ezen yasa ve uygulamalarla uzun yıllar uğraştı. İki ileri bir geri şeklindeki kazanımlardan sonra 1913?teki yeni baskı tedbirleri bardağı taşırdı. Onun önderliğinde iki bin işçi sınıra yürüdü. Bu protesto ciddi bir kamuoyu yarattı. Güney Afrika nihayet Hintlilere karşı alınan kararları iptal etmek üzere bir komisyon kurdu. Sıra kendi ülkesindeydi.
Ülkesinden ayrılışından tam 21 yıl sonra, 9 Ocak 1915?te Hindistan?a dönen Gandhi?yi on binlerce vatandaşı karşıladı. O Güney Afrika?da verdiği mücadeleler ile artık Hindistan için de simgeye dönüşmüştü. Hint Ulusal Kongre Partisi?ne katılan Gandhi, kısa sürede kolları sıvadı. Kendisini destekleyenlerle birlikte bir aşram (komün) kurdu. Zor durumdaki köylere destek oldu; okul ve hastaneler kurulmasını sağladı.
Halkın 'Yüce Ruh'lu babası
Gandhi artık halk için ?Bapu? (baba) ve ?Mahatma?ydı (yüce ruh). Köylüler hükümet baskısı ile ezilirken kıtlık bitene kadar vergilerin kaldırılması için uğraşıyor, Britanya?yı Hindistan?ı terk etmeye zorluyordu. I?inci Dünya Savaşı henüz bitmişti ki Gandhi 1919?da Pencap?ta çıkan karışıklıkları bastırmak için hükümete olağanüstü yetkiler veren yasalara karşı çıktı. İngilizlerle çalışmama kampanyası başlattı. Gandhi öncülüğünde protestolar yayılırken, sıkıyönetim ilan edildi ve İngiliz polisi Amritsa?da katliam yaptı. Yüzlerce silahsız insan öldürüldü. Gandhi bu gidişata son vermek için kampanyayı durdurdu. Ama kimse pes etmiş değildi?
Ertesi yıl kocaman bir ateş yakıldı. İngiliz marka kıyafetler cayır cayır yanarken boykot başladı. Böylece Hindular ?genel grev? yerine Gandhi?nin çağrı yaptığı dua günü ile gündelik hayatı sekteye uğrattı. Çocuklarını okullara göndermediler, mahkeme kararlarına itaat etmediler.
Hindistan?da da pek çok defa cezaevine girip çıkan Gandhi aslında şöyle bir yöntem benimsemişti: Yasakları delip tutuklanıyor, sonra kitleleri eyleme çağırıyordu. Kitleler de yasayı çiğneyip hapse atılıyordu. Bu noktada cezaevinde açlık grevi vesilesiyle kamuoyu yaratılıyordu. Bir süre sonra hapishaneleri kontrol etmekte zorlanan hükümet çaresizlik içinde yasayı kaldırıyordu.
Hindistan?ın ve Gandhi?nin tek derdi ne yazık ki bağımsızlık değildi. Gandhi ülkesindeki Hindu ve Müslüman toplulukları için bir arabulucuya dönüştü. Dört sene boyunca diyar diyar gezip uzlaşmalarını istedi. Son çare olarak 1924?te Delhi?de üç hafta süreyle açlık grevine başladı. Kısa bir süre için taraflar uzlaşacak, çatışmalar duracak ama ufak bir kıvılcım kavgayı daha defalarca alevlendirecekti.
'Tuz Yürüyüşü' başlıyor
Britanya?nın Hindistan?dan vazgeçmesi elbette kolay değildi. 1928?de İngilizler Hindistan?a bir yıl içinde dominyon statüsü verilmesi teklifini reddetti. Bunun üzerine Hindistan Ulusal Kongresi 26 Ocak 1930?da bağımsızlık ilan etti. 12 Mart?ta da Gandhi ve yoldaşları ünlü ?Tuz Yürüyüşü?ne başladı. 1762?de hazırlanan Tuz Yasası sayesinde Britanya, tuz tekeline sahip olmuştu. Gandhi için bu yasayı delmek çocuk oyuncağıydı. Hint Okyanusu kıyısındaki Dandi köyüne kadarki 388 kilometrelik mesafeyi 24 günde yürüyen Gandhi, 6 Nisan?da peşinde binler varken sakince kıyıya geldi. Yerden çamura bulanmış bir avuç tuz aldı ve temizledi. Tuz yasası ihlal edilmişti. Çağrısına uyan binlerce köylü de tuz çıkarmaya başlayınca Gandhi istediğini elde etmişti. Bu ihlal nedeniyle 60 bin eylemci hapse atıldı. Ancak yasa işlemez hale getirilmişti bile.
Gandhi İkinci Dünya Savaşı başlayıncaya kadarki dönemi daha çok inzivadaymış gibi geçirdi. Rajkot şehrine yakın aşramında ziyaretçilerini kabul etti. Yaşamı iyice basitleşmişti. Bazen günü sadece bir meyve ile geçirdiği oluyordu. Kişisel arınma mevzusunda önemli aşamalar kaydeden Gandhi yine de protesto amaçlı oruçlarını ihmal etmedi. Hem İngilizlerle uğraştı hem de Hindularla Müslümanların arasını düzeltmeye çabaladı.
İkiye bölünen bir ülke ve ortada GandhiŞubat 1947?de İngiltere Hindistan?ı terk edeceğini açıkladı. Ama ülke Hindistan ve Pakistan olarak ikiye bölünecekti. Gandhi ülkesinin özgürlüğünün tadını çıkaramadan yeniden oruca giriyordu. Çünkü Hindular ve Müslümanlar için acilen barış gerekliydi. 25 Ocak 1948?de Gandhi dini bir törende, sonraki toplantılara herkesin yanında bir Müslüman ile birlikte gelmesini önerdi. Bu teklif onu radikal Hinduların hedefine oturttu.
30 Ocak 1948?de Hindu suikastçı Nathuram Godse 500 kişinin katıldığı dua etkinliğinde namluyu ona çevirdi. Birla Evi?nin bahçesinde gece yürüyüşünü yaparken vurulan Gandhi aynı gün öldü. Ölümünden sonra külleri kaplara konarak, anma törenleri için Hindistan?ın çeşitli bölgelerine gönderildi.
Gandhi?nin Güney Afrika?da geçirdiği yıllarda oluşturduğu ideolojisinin temellerini, şiddet karşıtlığı, sivil itaatsizlik, pasif direniş, doğruluk, sadelik, Brahmaçarya ve Hinduizmin mistik öğelerinden beslenerek oluşturdu.
MAHATMA GANDİ İLKELERİ
*DOĞRULUK
Hayatını Satya (Doğruluk)?yı bulmaya adamış,
kendi hatalarından yola çıkarak deneyler yapmıştır. [gandi1.jpg]
İnançlarını ?Doğruluk Tanrı?dır? olarak özetlemiştir.
*PASİF DİRENİŞ
Pasif direniş,Hindistan dini tarihinde çok eski bir yere sahiptir fakat bu düşünceyi ciddi anlamda siyaset boyutunda ilk uygulayan Gandi?dir.
*ETYEMEZLİK
Annesinin dindarlığı sebebiyle tanıştığı etyemezlik, daha sonraları araştırmaları sonucunda benimsediği hayat felsefesine dönüşmüştür.Ona göre etyemez beslenme,hem insan vücuduna faydalı hem de çok düşük gelir seviyesine sahip olan Hindistan?da, ekonomik bir amaca hizmet etmektedir.
*BRAHMAÇARYA
16 yaşında iken babası hastalanmış ve Gandi tüm hastalığı boyunca babasının başında olmuştur. Bir gece amcası Gandi?ye dinlenmesi gerektiğini söylemiş ve onun yerine geçmiştir. Odasına geçen Gandi, bedeni isteklerine engel olamamış ve karısıyla birlikte olmuştur. Kısa bir süre sonra hizmetçiden babasının az önce öldüğünü öğrenen Gandi, büyük bir suçluluk ve utanç duyarak, 36 yaşında cinsellikten vazgeçmiştir. Ona göre Brahmaçarya,?duyguların düşünce, söz ve eylemde kontrolü?anlamını taşımış ve sevmeyi öğrenmenin kişisel zorunluluğunu hissetmiştir.
*SADELİK
Batı tarzı yaşam stilini bırakmış,gereksiz harcamalarını keserek sade bir yaşam biçimini benimsemiştir.
*İNANÇ
Hindu olarak doğup öyle yaşamıştır. Budizmi, Hinduizmi, Hristiyanlığı ve İslamiyeti incelemiş ve bu konularda sayısız kitap okumuştur.Tüm dinlerin eşit olduğuna inanmış; Hinduizmin ruhunu arındırdığını, kendisini huzura kavuşturduğunu savunmuştur.
ÖNEMLİ SÖZLERİNDEN BİR KAÇI
Dünya hepimize yeter, fakat hırslarımıza asla.
Zayıflar hiçbir zaman affedemez. Affedebilmek güçlülere özgüdür.
Öfke bir asittir; durduğu kaba verdiği zarar, döküldüğü herhangi bir şeye verdiği zarardan daha fazla olabilir.
Her sabah kalktığım zaman kendi kendime şöyle söz veririm: dünya üzerinde vicdanımdan başka kimseden korkmayacağım. Kimsenin haksızlığına boyun eğmeyeceğim. Adaletsizliği adaletle yıkacağım ve mukavemet etmekte ısrar ederse onu, bütün mevcudiyetimle karşılayacağım.
Gandi'nin Duası: Mahatma Gandi yatmadan önce her gece aynı duayı ederek ilke merkezli bir yaşamı kendine örnek aldı:
Güçlülerin yüzüne gerçeği söylemek, Ve zayıfların alkışını almak amacıyla yalan söylemekten sakınmak için bana yardım et. Eğer bana para verirsen mutluluğumu alma, Ve eğer bana güçler verirsen muhakeme yeteneğimi çıkarma, Eğer başarı verirsen alçak gönüllüğü çıkarma, Eğer bana alçak gönüllüğü verirsen saygınlığımı çıkarma. Görünenin diğer yüzünü tanımama yardım et. Benim düşüncelerime katılmıyor diye bana karşı olanları hainlikle suçlayarak, Onların karşısında suçlu duruma düşmeme izin verme. Kendimi sever gibi diğerlerini de sevmeyi, Ve diğerlerini yargılıyormuş gibi kendimi de yargılamayı öğret bana. Başarılı olduğum zaman sarhoşluğuma izin verme, Ne de başarısız olursam olayım, umutsuzluğa düşmeme izin verme. Daha ziyade, başarısızlığı başarının öncesindeki bir deneme olduğunu hatırlamamı sağla. Hoşgörünün, güçlerin en büyüğü olduğunu, Ve intikam arzusunun zayıflığın ilk görünüşü olduğunu öğret bana. Eğer paradan yoksun bırakırsan, bana umudu bırak. Ve eğer beni başarıdan yoksun bırakırsan, Başarısızlığı yenebilmek için irade gücünü bırak bana. Eğer beni sağlık bağışından yoksun bırakırsan, inancın lütfunu bana bırak. Eğer insanlara zarar verirsem, özür dileme gücünü ver bana. Ve eğer insanlar bana zarar verirse, affetme ve merhamet gücünü ver bana. Tanrım! Eğer ben seni unutursam sen beni unutma.
Kaynak: sozkimin, wikipedia, gazete duvar, Vikisöz