AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, ?Cumhuriyeti kuranlar da insandı. Onların da hırsları, acıları, sevinçleri, özlemleri, zaafları vardı. Ama çok zor şartlar altında çok zor bir işi başardılar. Onlara ne kadar minnet
Cumhuriyetin ilan edilişinin 95 yıl olduğunu kaydeden AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, ?Tarih bir kavga alanı değildir, bir anlama, yararlanma alanıdır. Tarihi ne kadar anlarsak bize o kadar ışık tutar, yolumuzu o kadar çok aydınlatır. Türkiye?de dün ve bugüne bakarak şunu söyleyebiliriz ki devleti yönetmek ise bir liyakat işidir. Dindarlıkla, dinsizlikle alakası yoktur. Dindar olmak mutlaka iyi yönetim anlamına gelmediği gibi dindar olmamak da kötü yönetim anlamına gelmemektedir. Önemli olan liyakat ve halkın değerleri ile çatışmamaktır? dedi.
Dün ve bugünü birbiriyle kıyaslayarak, değişik gerekçeleri öne sürerek iki de bir geçmişle kavga etmenin bir fayda getirmeyeceğini kaydeden AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, ?Cumhuriyeti kuranlar da insandı. Onların da hırsları, acıları, sevinçleri, özlemleri, zaafları vardı. Ama çok zor şartlar altında çok zor bir işi başardılar. Onlara ne kadar minnet duysak azdır? dedi.
TARİHİ DOĞRU ANLAMALI VE YARARLANMALIYIZ
Tarihin bir kavga alanı değil bir anlama, yararlanma alanı olduğuna vurgu yapan Özdağ, ?Tarihi ne kadar anlarsak bize o kadar ışık tutar, yolumuzu o kadar çok aydınlatır. Atatürk'le Abdülhamit'i, Abdülhamit ile İttihatçıları dövüştürmek kimseye fayda vermez. Sadece toplumda yeni yarıklar oluşturur. Cumhuriyet?in ilan edilişinin üzerinden 95 yıl geçti. 95 yıl uzun bir süre, demek ki aradan 3 kuşak geçmiş. Şimdiye kadar çoktan bir Cumhuriyet kültürünün oluşması gerekirdi. Yaşadığımız problemlerin arkasında biraz da bir Cumhuriyet kültürünü oluşturamama veya onu içselleştirememe var. Orhun Abidelerinde milletine seslenen Bilge Kağan?ın söyledikleriyle, Bin yıl sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk?ün milletine seslendiği Nutuk?ta yazılanlar ve söylenenler arasında en ufak bir fark bulunmamakta, aynı mesajı vermektedirler. Bilge Kağan da Mustafa Kemal Atatürk?te Türk Milletinin yüz akıdır, mazisidir, şanlı geçmişinin önemli isimlerinden sadece ikisidir! Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Devletini başka ülkeden gelerek kurmadı. Selçuklu ve Osmanlı bakiyesi olan büyük bir tarihin ve medeniyetin geleneklerinden beslenen bir asker, bir düşünce, bir dava ve siyaset adamıydı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk 57 yıllık hayatının 25 senesini Osmanlının askerî öğrencisi ve subayı olarak yaşamış, bu sürenin 13 senesi Trablusgarp, Balkanlar ve Çanakkale gibi savaş meydanlarında geçmiştir. Yıllarca bazı kesimler tarafından tekkelerin, zaviyelerin kapatılması nedeniyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk dinsiz, imansız olarak takdim edildi. Allah aşkına doğru İslam'ı öğreten kaç tekke ve ya zaviye kalmıştı. Din pazarlayan, rant peşinde koşan bir sürü menfaatperest. İstisnaları tenzih ederim, ama kaç tanesinden din veya ahlak öğrenebilirsiniz. Devlet işinde liyakat ve ehliyet imandan önce gelir. Bir araba sırf dindar diye şoförlük bilmeyen birine teslim edilirse sonu uçurum olur? diye konuştu.
HALK İRADESİ DE SINIRSIZ DEĞİLDİR
?Diyelim ki halkın iradesi ülkenin bölünmesi istikametinde tecelli etti, buna evet mi diyeceğiz? Tabi ki hayır? diyen Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü, ?Demek ki halk iradesi de mutlak ve sınırsız değildir. O irade belli bir çerçeve içinde kalırsa anlam taşır. Batı'da Musollini'yi, Hitler'i seçen de halk iradesiydi. Keza, darbe ile iktidara gelmelerine rağmen sonradan iktidarlarını sürdüren Kaddafi ve Saddam gibi liderler de halkın iradesi ile devam etmişlerdi. Onun için Cumhuriyeti de demokrasiyi de doğru anlamak lazım. Halk, iradesiyle bir heyeti iktidara getirir ama o heyete verdiği yetki sınırsız değildir. Demokrasilerde tabular yoktur, hür ve eşit vatandaşlar vardır. Demokrasi, herkesin düşüncelerini şiddete ve teröre bulaşmamak ve şiddetle yine terörü teşvik etmemek, başkalarının özgürlüğünü kısıtlamamak şartıyla rahatlıkla söyleyebileceği rejimdir. Demokratik toplum eleştiri toplumudur. Her düşüncenin kendine hayat sahası bulabildiği toplumdur. Böyle toplumlarda tabulaştırılmış insanlar ve fikirler olmaz.?