Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca HDP'nin Eş Genel Başkanı Pervin Buldan hakkında, 2008 ve 2015 yılları arasında yaptığı konuşmalar nedeniyle 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla iddianame hazırlandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca HDP'nin Eş Genel Başkanı Pervin Buldan hakkında, 2008 ve 2015 yılları arasında yaptığı konuşmalar nedeniyle 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla iddianame hazırlandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili Ahmet Akça tarafından hazırlanan iddianamede, Buldan'ın Anayasanın 83. maddesinde yapılan değişiklik ile dokunulmazlığının kaldırıldığı ve dosyaların ayrı ayrı Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirildiği ifade edildi. Savcılıkça soruşturma dosyalarının birleştirildiği belirtilen iddianamede, Buldan'ın 2008 yılları ile 2015 yılları arasında 12 farklı etkinlikte yaptığı konuşmalarda terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ı özgürlük hareketi lideri olarak yansıttığı, 'PKK'nın terör örgütü olmadığını, bir Türkiye gerçeği olduğunu', Kürt kimliğinin tanınması ve genel af çıkarılmasını istediğini ve Abdullah Öcalan'ın bu af kapsamına alınması gerektiği yönünde ifadeler kullandığı, bu konuşmalar sırasında terör örgütü ve elebaşı lehine sloganlar atıldığı vurgulandı.
İddianamede, Terörle Mücadele Daire Başkanlığı tarafından savcılığa gönderilen rapordaki bilgilere de yer verilerek, 'PKK/KCK terör örgütünün çeşitli sol tandanslı legal dernek, vakıf, siyasi parti ve benzeri oluşumlar içinde boy gösteren örgüt yanlısı şahıslarla legal alan faaliyetlerine sızma girişiminde bulunarak 1988 yılından itibaren kendi legal kuruluşlarını oluşturma düşüncesini geliştirip bu alanda partileşme faaliyetlerine yöneldiği, süreç içerisinde bölücü örgütün demokratik özerklik, öz yönetim stratejisi, özgür kürdistan projesi gibi kavramlar ve stratejiler doğrultusunda siyasi ve legal görünümlü faaliyetleri maske olarak kullanmaya başladığı, bu alanda siyasi partiler ve siyasetçiler üzerinden kendisine alan açma çabasına girdiği, giderek ülkenin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde Şırnak (Merkez, Cizre, Silopi, İdil), Diyarbakır(Sur, Silvan, Lice), Mardin(Nusaybin), Hakkari(Yüksekova) il ve ilçelerinde sözde demokratik özerklik ve özyönetim ilanlarına başladığı, bu yerlerde kamu otoritesini ortadan kaldıracak şekilde ve kişilerin can ve mal güvenliği ile en temel insan haklarını kullanmalarını engelleyecek tarzda halkı yıldırmaya yönelik şiddet eylemleri, hendek kazma, silahlı saldırılar yapma gibi olayları tırmandırdığı, örgüte müzahir kitleyi sokak eylemlerine ve isyana davet ettiği, yine bu süreçte kimi siyasetçilerin ve kamu görevlilerinin bu görevlerinden kaynaklanan yetki ve imkanlarının kullanıldığı görülmektedir' denildi.
Ülke çapında yürütülen soruşturmalarda yakalanan PKK/KCK terör örgütü mensubu bazı şahısların ifadelerinde de terör örgütünün amaçları ve hedefleri doğrultusunda legal alanda faaliyet gösteren kişi ve kurumların nasıl kullanıldığının ayrıntılı olarak belirtildiğine raporda yer verildiği anımsatarak, şunlar kaydedildi:
'Şüphelinin yukarıda özetlenen faaliyetlerinin değerlendirilmesinde; her bir olayın PKK/KCK terör örgütü talimatı ile gerçekleştirilen eylemler olduğunun anılan raporda tespit olunduğu, bu kapsamda 09.03.2008 tarihindeki etkinliğin terör örgütü üst düzey yöneticilerinin verdiği talimatlar doğrultusunda gerçekleştirilen bir etkinlik olduğu, 21.03.2008 tarihli açıklamalarının yine örgüt güdümünde yapılan ve örgütün karar mekanizmalarının emir ve talimatlarına uygun nitelikte bulunduğu, 26.11.2008 tarihli gösteri yürüyüşünün cereyan ediş ve atılan slogan ve söylemler itibarıyla PKK/KCK terör örgütü söylemleri ile birebir benzerlik içerdiği, 29.01.2009 tarihli basın açıklaması muhtevasının yine örgütsel nitelikle olduğu, 06.03.2009 tarihli eylemin örgüt tarafından her zaman aynı tarihte istismar konusu edilip örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda kitleyi istismar niteliği taşıdığı, 27.09.2009 tarihli mitingdeki konuşma içeriğinin tamamen PKK/KCK terör örgütünü yücelten ve örgüt liderini tek otorite olarak kabul eden bir anlayışı ortaya koyduğu, 27.04.2009 tarihli basın açıklamasında yaşanan olaylar atılan sloganlar ve yapılan tespitler itibarıyla örgüt güdümünde ve örgüt üst düzey yöneticilerinin talimatları ile yapıldığı kanaatine ulaşıldığı, 10.07.2010 tarihli toplantıdaki konuşmasının terör örgütünün silahlı mensuplarının meşru silahlı güç olan TSK mensuplarıyla aynı değerde görülüp terör örgütünün meşruiyetini sağlamaya yönelik değerlendirildiği, 23.03.2011 tarihli konuşmanın tamamen PKK/KCK terör örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Devletini aynı düzeyde gören bir anlayış içerdiği, 01.07.2015 tarihli televizyon programındaki konuşmalarında PKK'nın bir terör örgütü olmadığı yönünde anlatımlarının bulunduğu görülmektedir.'
10 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak
İddianamede, Buldan'ın PKK/KCK silahlı terör örgütünün üyesi olduğuna dair kamu davası açmaya yetecek kadar delil elde edildiğinin anlaşıldığı anlatılarak, bu kapsamda 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla yargılanması talep edildi. İddianamenin kabul edilmesi durumunda Buldan, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.