Sabah Gazetesi köşe yazarı Melih Altınok, bügünkü yazısında E-devlet tarafından uygulamaya konulan alt-üst soyağacı sorgulama sistemini ele aldı.
Sabah Gazetesi köşe yazarı Melih Altınok, bügünkü yazısında E-devlet tarafından uygulamaya konulan alt-üst soyağacı sorgulama sistemini ele aldı. Altınok, insanların sisteme niçin bu kadar yoğun ilgi gösterdiğine açıklık getirmek isteyerek, bunu 'insanların sürprizi geçişte arama istediği olarak' yanıtladı.
Yazarın yazısının tamamı ise şu şekide:
E-devlet uygulamasının hizmete soktuğu alt soyağacı araştırması müthiş ilgi görüyor.
Site yoğun ilgiden dolayı sıkça kilitleniyor.
İçişleri Bakanlığı verilerine göre 15 milyona yakın vatandaş soyunu araştırmak için bu siteye girmiş!
Milli Savunma Bakanlığı'nın internet sitesinde kullanıma açtığı 'şehit tespit projesi' de aynı ilgiden nasibini alıyor.
Hafta sonu, ta 1800'lü yılları kapsayan projeye girip sülalesinde şehit var mı diye öğrenmek isteyenler izdiham yarattılar...
Öncelikle, pek de eğlenceli olmalarını beklemediğimiz ilgili bakanlıkları 'zamanın ruhunu' yakaladıkları için tebrik etmek lazım.
Zira başta siyasiler olmak üzere, 'insana dokunmak' isteyen herkesin dersler çıkartacağı bu pratik, doğru bir kolektif bilinçaltı okumasının ürünü.
O halde soralım... Vatandaşın geçmişine dair bu yoğun ilgisinin sebebi ne olabilir?
Ve tabii ki hala bu siteye girmediğini söyleyip ardından 'girmeyeceğini ekleyip ahalinin ilgisini küçümseyen cool'larımızın ilgisizliğinin nedeni de tartışma konusu...
Merak etmeyin yazı 'milliyetçilik yükseliyor' klişesiyle ya da 'bir millet tarihini arıyor' ajitasyonuyla bitmeyecek.
Zaten dünyanın her yerinde bu tarz soy araştırmaları moda. Daha zengin olanlar zaten parasını verip şecerelerini çıkarttırıyorlardı. Şimdi devlet bu işi parasız yapıyor, o kadar.
***
Bence sülalemizin kökeni gibi, hepimizin aşağı yukarı bilgiye sahip olduğu bir konuyu merakla araştırmamızın en basit nedeni 'şaşırma ihtiyacımız.' Yani politik değil, son derece doğal, insani...
Ve kuşkusuz insanı en çok şaşırtan şeyler de doğruluğundan en çok emin olduklarıdır. Çünkü gerçek sürprizler, aslında bugünün izlerinin işaret ettiği gelecekte değil, geçmişte gizlidir.
Eski ütopyaların bardak olduğu bir çağda, rutine teslim olmaktan ve yabancılaşmadan mustarip 'Asri zaman' insanları için ne büyük şans ama...
Bugününe müdahale edemediği için gelecekten pek de umutlu olmayana, hayatını kendi iradesi dışındaki geçmişte değiştirme ümidi...
Üstelik bedava ve kime ne zararı var.
'Şaşırmazsam ne kaybederim ki en fazla şaşırmam' diyerek ben de girdim siteye. Ama biraz şaşırdım.
Zira büyüklerimizden Yunanistan göçmeni olduğumuzu dinlemiştik hep. Meğer büyük büyük dedelerim Bulgaristan'dan gelmişler...
Adını ilk kez duyduğum Sliven isimli küçük bir orta Bulgaristan şehrinden...
Türkçe adı İslimiye. Evet, o zamanlar muhtemelen İslamiye diye anılıyordu.
İnternetten girip biraz baktım bu yabancı yere... Belki bir ara, mesela bu yaz giderim diye düşündüm. Kim bilir belki o yerde bulurum aradığım sürprizi... Ah bir de ne aradığımı bilsem.
Neyse, Allah herkese sürprizini geçmişinde arama ihtiyacı duymayanların rahatlığını versin.
İyi pazarlar.