Tarih: 06.03.2018 15:01

Diyanet dergisinde çocuk istismarı ele alındı

Facebook Twitter Linked-in

Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürlüğünce yayımlanan dergide, hangi tür eylemlerin ihmal ve istismar olarak nitelendirilebileceği, çocukları cinsel istismardan korumak adına ailelerin neler yapılabileceği ve istismara uğrayan çocuğa nasıl davranması aktarıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı Dinler ve Kültürler Arası İlişkiler Daire Başkanı Sema Yiğit, dergide yer alan 'Çocuk İhmal ve İstismarı' başlıklı yazısında, cinsel istismarın, saptanması en zor olan istismarlardan olduğunu belirtti.

Çocukların ihmal ve istismarı sonucunda daha keskin belirtilerin görülebileceğine işaret eden Yiğit, 'Öfke nöbetleri, depresyon ya da aşırı hareketlilik, uyku sorunları, olayla ilgili kabuslar görme, iştahsızlık ya da aşırı yeme, baş ağrısı, bulantı... Dikkat eksikliği, özgüvenlerinde düşüş, unutkanlık, uykuda konuşma ve yürüme, ağız ve genital organlarda yaralar gibi etkiler daha kolaylıkla fark edilebilecek belirtilerdir.' ifadelerini kullandı.

'Çocuklara inanmalıyız'
İnsanların herhangi bir şekilde çocuk istismarına ilişkin olumsuz bir durum tespit ettiğinde ya da çocuğun yaşadığı olayı yakınlarıyla paylaştığında, onların soğukkanlı olması ve çocuklara inanması gerektiğini belirten Yiğit, çocukların istismar konusunda yalan söylemeyeceğini aktardı.

Anne ve babanın, çocuğu sonuna kadar dinlemesi ve asla onu suçlamaması gerektiğini vurgulayan Yiğit, şöyle devam etti:

'Bize güvenmesini sağlayıp onu sevdiğimizi ve ne olursa olsun yanında olacağımızı ifade etmeliyiz. En yakın güvenlik birimine karakola, jandarmaya, cumhuriyet savcılığına gidip durumu anlatmalıyız. Yasal süreci hızla başlatmakla kalmayıp mutlaka psikolojik destek aldırmalıyız. Bunlar yapmamız gerekenler. Yapmamamız gereken ise asla paniklememeli ve endişelerimizi çocuğa yansıtmamalıyız. Çocuğu yaşadıklarından dolayı sorgulamamalı, olayın detaylarını merakla öğrenmeye çalışmamalıyız.'

Çocuk ihmal ve istismarına ilişkin bireysel ve toplumsal sorumluluklar ile devletin reflekslerinin en üst düzeyde varlık bulması gerektiğine dikkati çeken Yiğit, 'Her türlü istismardan ve kötülükten korunarak beden ve ruh sağlığı zedelenmeden yaşanabilir bir toplumda güvenle büyümek, önemsenmek, anlaşılmak, sevilmek, sayılmak, desteklenmek, özgür ve mutlu olmak, adalete güvenmek, eğitim görmek, tüm çocukların hakkıdır. Çocuk haklarını korumak ise hepimiz için bir zorunluluktur.' değerlendirmesinde bulundu.

'Çocuklara karşı mesuliyet bilincinde olmalıyız'
Derginin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dr. Elif Arslan ise giriş yazısında, çocukların topluma verilen emanet olduğunu, bu yönüyle eğitimcilerden din görevlilerine, sağlık personelinden mahalle sakinlerine kadar bütün bir toplumun, çocuklara karşı mesuliyetinin bilincinde olması gerektiğini belirtti.

İslam'ın çocuklara kötü muamelede bulunmayı yasakladığını, onların anne ve baba üzerindeki haklarına vurgu yaptığını anlatan Arslan, her çocuğun sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir çocukluk geçirmeyi hak ettiğini kaydetti.

Çocukların bedeni ile ruhunu inciten ve örseleyen her türlü davranışın onların hayatında onulmaz yaralar açacağına dikkati çeken Arslan, 'Maalesef emanetin bu en saf ve kıymetli hali çocuklar, kimi zaman ihmal ve istismara maruz kalıyorlar. Çocukların fiziksel ve psikososyal gelişimlerini olumsuz etkileyen bu davranışlar toplumsal vicdanı yaralıyor.' ifadelerini kullandı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —