Suriye'de Beşşar Esed rejimi ve destekçilerinin başkent Şam'da abluka altında tuttuğu Doğu Guta'nın Arbin beldesinde bir sığınağa düzenlenen saldırıda, 37 sivil yanarak can verirken Birleşmiş Milletler (BM) bölgeye ulaşmanın kolay olmadığını, sığınmacıların ise korkunç ruh halinde olduğunu belirtti.
Sivil Savunma (Beyaz Baretliler) ekiplerinin sosyal medya hesaplarında paylaştıkları açıklamada saldırının napalm bombası ile düzenlendiği kaydedildi. Saldırı sonucu ilk belirlemelere göre çoğu kadın ve çocuk olmak üzere toplam 37 sivil yanarak yaşamını yitirdi. Rejim ve destekçileri, Doğu Guta'yı tamamen ele geçirmek için 19 Şubat'tan itibaren saldırılarını yoğunlaştırmış, 3 Mart'ta kara operasyonu başlatmıştı.
'Akıbetleri bilinmiyor'
Muhaliflerin kontrolündeki Doğu Guta'da 400 bin kişi 5 yıldır abluka altında yaşıyordu. Esed güçlerinin Doğu Guta'da bazı bölgeleri ele geçirmesiyle onbinlerce kişinin rejim bölgesine göç ederken, akıbetleri bilinmiyor. Doğu Guta, Astana anlaşmalarında 'Gerginliği Azaltma Bölgesi' ilan edilmesine rağmen Moskova yönetiminin garantörlüğünü üstlendiği Esed rejimi, son aylarda Rus hava kuvvetlerinin de desteğiyle saldırılarını şiddetlendiriyor.
Birleşmiş Milletlere soruldu: Tepkiniz nedir?
Birleşmiş Milletlerden (BM), Suriye'de Beşşar Esed rejimi ve destekçilerinin başkent Şam'da abluka altında tuttuğu Doğu Guta'nın Arbin beldesinde bir sığınağa düzenlenen saldırıda 37 sivilin yanarak hayatını kaybetmesine ilişkin, 'Doğu Guta'da bazı korkunç şeyler oluyor' açıklaması yapıldı.
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke, BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen basın toplantısında, Doğu Guta'dan sivillere yönelik bombardıman ve her türlü yasa dışı silahların kullanıldığına dair kendilerine sürekli bilgi akışı geldiğini söyledi.
Laerke, 'Doğu Guta'da dün Esed rejimi ve destekçilerinin sivillerin sığınağına napalm bombası atıp, 37 sivilin yanarak katledilmesine yönelik elinizdeki bilgiler nelerdir. Bu konudaki en büyük tepkiniz nedir?' sorusunu şöyle cevapladı:
'Doğu Guta kuşatılmış bir bölge ve buraya engelsiz ve bağımsız erişim iznimiz olmadığı için BM olarak bu bilgiyi teyit edemiyoruz. Bize gelen bu yöndeki bilgilerin doğru olmadığını düşünmek için de bir nedenimiz yok. Doğu Guta'da bazı korkunç şeyler oluyor. Ama Doğu Guta'ya gidip bu olanları görme kabiliyetimiz yok. Bununla beraber, bölgeden kaçan on binlerce sivile yardımcı olma noktasında bir şeyler yapabiliyoruz.'
'Travma geçiriyorlar, açlar ve susuzlar'
Doğu Guta'dan kaçmayı başaran sivillerin 'korkunç ruh haline' şahit olduklarını belirten Laerke, 'Fiziksel olarak berbat durumdalar, travma geçiriyorlar, açlar, susuzlar ve aylarca hatta yıllarca tıbbi tedavi almaları engellenmiş' ifadelerini kullandı.
Aynı soruya cevap veren, BM Cenevre Ofisi Sözcüsü Alessandra Vellucci ise BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Suriye'de kimyasal silahlar kullanılmasından dolayı alarma geçtiğini ve BM Güvenlik Konseyine bu sorunu çözme çağrısında bulunduğunu anımsattı.
İdlib'de 17 çocuk yaşamını yitirdi
Öte yandan Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) sözcülerinden Marixie Mercado ise İdlib'de hafta başında UNICEF'in destek verdiği bir okula yapılan saldırıda 17 çocuğun yaşamını yitirdiğini söyledi.
Mercado, İdlib'de yaklaşık 1 milyon çocuğun tırmanan şiddetin içinde yaşadığına dikkati çekerek, Suriye'de iç savaş başladığından bugüne 300'den fazla eğitim kurumunun saldırıya uğradığını kaydetti.
Sivil Savunma (Beyaz Baretliler) ekiplerinin sosyal medya hesaplarında paylaştıkları açıklamada, dün Doğu Guta'nın Arbin beldesinde sivillerin saklandığı bir sığınağa savaş uçaklarının yakıcı 'napalm' bombası saldırısı sonucu 37 sivilin yanarak hayatını kaybettiği bildirilmişti.
Bosna Herseklilerden çağrı
Öte yandan Bosna Hersekli kurban yakınları, Suriye'de Beşşar Esed rejimi ve destekçilerinin abluka altında tuttuğu Doğu Guta'da sivillere yönelik saldırıların durdurulması ve bölgeye bir an önce insani yardımların ulaştırılması çağrısında bulundu.
1992-1995 yıllarında kanlı savaşın yaşandığı Bosna Hersek'te faaliyet gösteren ve çok sayıda kurban yakınını çatısı altında toplayan sivil toplum kuruluşları, Doğu Guta'daki saldırılara dikkati çekerek, masum sivillere destek mesajı gönderdi. Soykırım Kurbanları ve Tanıkları Derneği Başkanı Murat Tahirovic, Doğu Guta'da yaşananları izledikçe üzüldüğünü belirterek, 1992-1995 yıllarında Bosna Hersek'te de benzer olaylar yaşandığını hatırlattı.
Tahirovic, Bosna Hersek'teki savaşta da çok sayıda masum sivilin katledildiğini, keskin nişancıların başkent Saraybosna'da hamile kadınları da hedef aldığını anımsatarak, 'Maalesef, bu görüntülerin tekrarlandığını görüyoruz. Senaryo aynı, yalnızca saldırıların hedefindeki sivillerin yeri farklı.' dedi.
Doğu Guta'daki saldırıların durdurulması çağrısında bulunan Tahirovic, 'Öldürülen o çocuklar masum. Doğu Guta'daki sivillere yönelik saldırıların bir an önce durdurulması ve yardım konvoylarının abluka altındaki bölgelerde bulunan insanlara ulaştırılması elzem. Zira tüm bu yaşananların sonunda bir kazanan olmayacak.' ifadelerini kullandı.
Suriye'deki savaşta korkutma stratejisinin izlendiğine işaret eden Tahirovic, 'İnsanların ölüm korkusuyla karşı karşıya gelmesi kaçışlarla, teslimiyetle ve gerilimin yükselmesiyle sonuçlanıyor.' dedi.
Tahirovic, Doğu Guta'daki saldırılarda sık sık yasaklı silahların kullanıldığını belirterek, durumun önemine dikkati çekti.
'BM'nin, varoluşunun hakkını vermesi gerekiyor'
Kuşatma Altındaki Saraybosna'da Öldürülen Çocukların Aileleri Derneği Başkanı Fikret Grabovica da Doğu Guta'da yaşananları 'sivilleri hedef alan anlaşılması zor bir şiddet' olarak nitelendirdi.
Masum insanları, özellikle de çocukları sebepsiz yere katledenlerin var olduğuna hala inanamadığını söyleyen Grabovica, 'Bunlar akli dengesi bozuk insanlar. Bir çocuğu öldürüp, bir annenin gözyaşlarına neden olan insanları anlayamıyorum. BM'nin, varoluşunun hakkını vermesi gerekiyor. Temennim, Suriye'de ya da dünyanın herhangi bir yerinde tek bir masum çocuğun dahi öldürülmemesi, annelerin ağlamaması.' şeklinde konuştu.
Doğu Guta'da 400 bin kişi 5 yıldır abluka altında yaşıyor
Doğu Guta, Astana anlaşmalarında 'Gerginliği Azaltma Bölgesi' ilan edilmesine rağmen Rusya'nın garantörlüğünü üstlendiği Esed rejimi, nisan 2017'den itibaren bölgeye yönelik ablukasını sıkılaştırıp son aylarda da saldırılarını şiddetlendirdi.
İnsani krizin derinleştiği bölgede yüzlercesi acil durumda binlerce sivil hasta tahliye edilmeyi bekliyor. Bunların birçoğu çocuk veya ileri evre kanser hastası. Doğu Gutalı çok sayıda bebek ve çocuk da açlık ve ilaçsızlık yüzünden yaşamını yitirdi.