CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı'na yönelik FETÖ suçlamalarına Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı'nın ardından bir tepki de parti sözcüsü Mahir Ünal'dan geldi.
AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
'Artık gülüyorum'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, dün partisinin grup toplantısındaki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili sözlerini değerlendiren Ünal, Kemal Kılıçdaroğlu'nu dinlerken artık güldüğünü belirtti. Ünal, 'Çünkü bir insanın bunları söylemesi için aklını peynir ekmekle yemesi lazım. Gözümüzün içine baka baka alay eder gibi gerçekleri çarpıtması, gerçek olmayan şeyleri gerçekmiş gibi ifade etmesi, defalarca söylediği ve anlattığı hususların gerçeğini delillerle ortaya koymamıza rağmen ısrarla aynı şeyleri tekrar etmesi.' ifadesini kullandı.
'17/25 dönemecine dikkat çekti'
Fetullahçı Terör Örgütü'yle (FETÖ) mücadeleye değinen Ünal, şöyle devam etti:
'17-25 Aralık'tan sonra sivil toplum örgütü görünümündeki bu yapının bir terör örgütü olduğu ortaya çıktıktan ve bunlarla ilgili devlet ciddi bir mücadeleye başladıktan sonra sanki bunlara sahip çıkan Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları değilmiş gibi, 15 Temmuz gecesi yaşananlar bütün milletin gözünün önünde cereyan etmesine, ittifak halinde muhalif ya da destekçi bütün taraflar 'Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin siyasi oluşumu dışında bu yapıyı kimse tasfiye edemezdi, bertaraf edemezdi.' demesine rağmen ve her şey apaçık ortadayken siz çıkacaksınız, bütün hakikati, gerçekleri ters yüz edecek şekilde 'FETÖ'nün siyasi ayağı sizsiniz.' diyeceksiniz.'
'Danışmanları FETÖ'den tutuklandı'
Ünal, 17-25 Aralık'tan, bu yapının gerçek yüzü ortaya çıktıktan ve bu yapı deşifre olduktan sonra yerel seçim ve iki genel seçim yaşandığını, üç kongre yaptıklarını anımsatarak, kendilerinin bu yapıyla ilgili gerekli temizliği yaptıklarını, CHP'nin ise hiçbir temizlik yapmadığını ve Kılıçdaroğlu'nun danışmanının FETÖ'den tutuklandığını bildirdi.
Ünal, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Kılıçdaroğlu'nun bir kaset operasyonuyla Genel Başkan olmasından sonraki bütün söylemini analiz ettiğinizde, FETÖ ağzıyla konuşacaksınız, sonra da kalkıp, 'Siz FETÖ'nün siyasi ayağısınız.' diyeceksiniz. Bunu ancak tek bir şeyle tanımlayabilirsiniz. Bu bir pataloji. Bir psikoloji, ruh bilim kavramsallaştırmasıyla ifade edecek olursak bu bir mütomani, yalan söyleme hastalığı. Yani kişinin kendi söylediği yalanlara kendisinin de inanmaya başlaması ve bunların gerçekmiş gibi tekrar tekrar söylenmesi. Yoksa geriye başka bir seçenek kalmıyor. Başka seçenekler var fakat biz bu seçenekleri açıkça düşünmek istemiyoruz.'
Bu haliyle Kılıçdaroğlu ve Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin bir milli güvenlik sorunu haline geldiğini belirten Ünal, 'Terörle ve Türkiye'nin Suriye'deki mücadelesinde, Türkiye'nin AB ve Amerika ile olan dış politikasında CHP ve Kılıçdaroğlu'nun pozisyonuna baktığınızda bu durumu iki şekilde açıklayabiliyorsunuz. Ya bir patoloji ya da açık bir şekilde ihanetle karşı karşıyasınız.' dedi.
Uluslararası açıdan bakıldığında da bunun bir milli güvenlik sorununa dönüştüğünü yineleyen Ünal, 'Bir siyasetçi olarak bu yalanların hangi birisiyle uğraşacaksınız? Eğer bunlarla uğraşmaya başlarsanız bu defa gündeminizi, siyasetinizi rehin alan bir durumla karşı karşıyasınız.' ifadesini kullandı.
'Hakaret, tehdit, iftira, yalan var, çözüm yok'
Ünal, Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olduğu günden bugüne kadarki bütün konuşmalarına ilişkin söylem analizi yaptırdığını ve konuşmalarında tek bir çözüm önerisi, tek bir proje, milletin hassasiyet ve değerlerine ilişkin tek bir olumlu ifade, sorunlarını çözecek tek bir dil bulunamadığını vurgulayarak, şu görüşlere yer verdi:
'Ne var? Hakaret, tehdit, iftira, yalan... Biz yeni bir durumla karşı karşıya değiliz. Şunun ya da bunun tetiklediği bir durumla karşı karşıya değiliz. Türk siyaseti 7-8 yıldan beri, 2010'dan bugüne kadar bir Kemal Kılıçdaroğlu fenomeniyle karşı karşıya. İstikameti ve tutarlılığı olmayan, sürekli çark eden, bir kutsalı, değeri olmayan, yalan söylemekten, hakaret etmekten çekinmeyen, kendi partisi içerisinde farklı düşüncelere dönük 'kapının önüne koyarım' demekle tehdit eden...
Allah aşkına diyor ki 'Cumhurbaşkanı o makamı işgal ediyor.' İnsafsız, 8 tane seçim kaybetmişsin ve genel başkanlık koltuğunu hala işgal ediyorsun, bütün seçimleri kazanmış, milletin onayıyla, teveccühüyle cumhurbaşkanı olmuş, bu milletin seçtiği meşru Cumhurbaşkanına 'işgalci' diyorsun. Bu, insanların aklıyla alay etmektir.'
FETÖ ile mücadele
'FETÖ tüm kurumlardan temizlendi, deniliyor, o zaman olağanüstü hal (OHAL) neden kalkmıyor?' yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Ünal, OHAL'in 'vatandaşın hayatını etkilemeyecek ve devlete çeki düzen vermek için ilan edilmiş bir durum' olduğunu söylediklerini anımsattı.
Ünal, 'Şimdi öyle bir durumla karşı karşıyayız, 200 binin üzerinde insan, bunların bir kısmı yargıda, bir kısmı emniyette, bürokraside, ordunun içerisinde, bir kısmı öğretmen, bir kısmı iş dünyasında.' dedi. Ünal, 40 yıl boyunca bir kanser hücresi gibi devletin içerisine yerleşmiş bir yapıyı oradan temizlediklerini ve bu konuda da ciddi anlamda başarılı olduklarını bildirdi.
Kendilerine 'İktidarınız döneminde bu yapıya dönük ne yaptınız?' diye sorulduğunu belirten Ünal, şu ifadeleri kullandı:
'Biz iktidara geldiğimizde insanların şucu ya da bucu olduğu üzerinden insanları fişleyecek miydik? Zaten biz fişlemeyle, andıçlarla mücadele ederek iktidara geldik. Ne zaman bu yapının bir terör örgütü olduğu ortaya çıktı, devlet bütün kararlılığıyla bu yapıyla mücadeleye etmeye başladı.'
'OHAL mücadele selamete erene kadar devam edecek'
AK Parti Sözcüsü Ünal, 'Bunların bankalarına, medya organlarına dönük devlet operasyon yaparken, CHP bunların önünde kalkan oluyordu.' dedi.
FETÖ'ye yönelik son 5 yıldan beri ciddi bir mücadele yürütüldüğüne işaret eden Ünal, şunları aktardı: 'Bu yapıyla mücadele ederken, CHP yurt dışında diyor ki 'İnsanlar tutuklanıyor.' Bu insanlar niye tutuklanıyor. Bu insanların niye tutuklandığını bal gibi biliyorsun. 'Türkiye'de adalet yok', 'Türkiye'de hakim ve savcılar iktidardan talimat alıyor' diyor. Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP bu mücadeleye bugüne kadar gram destek vermediği halde, tam tersine bunların dilini ve söylemini kullandığı halde nasıl oluyor da kalkıp Cumhurbaşkanımızı, bu yapının siyasi ayağı olmakla suçluyor. Olağanüstü hal, bu mücadele selamete erene kadar devam edecek.'
Büyük Kongrenin tarihini verdi
AK Parti'de kongrelerin devam ettiğini belirten Ünal, 28 Nisan'da İzmir, 6 Mayıs'ta İstanbul kongresinin yapılacağını vurguladı.
Ünal, kalan 8 ilde kongrelerin tamamlanmasının ardından ramazan ayının araya gireceğine dikkat çekerek, ramazan ayından sonra en yakın tarihte AK Parti büyük kongresinin yapılacağını açıkladı.
AK Parti'de kongre sürecinin nisan ayı içerisinde tamamlanacağına işaret eden Ünal, 'Ramazandan önce biz kongrelerimizi tamamlıyoruz. Kongrelerimizi, 6 Mayıs'ta son İstanbul kongremizle tamamlıyoruz. 16 Mayıs'ta ramazan başlıyor. Doğal olarak Ramazan Bayramı'ndan sonraki bir tarihte biz büyük kongremizi gerçekleştireceğiz. Muhtemelen haziran sonu ya da o tarih aralığında.' ifadesini kullandı.
2019 ocak-şubatta kampanyalarının etkin bir şekilde başlayacağını belirten Ünal, '2019 Mart'ta yerel seçimleri gerçekleştiririz. Bu arada Yüksek Seçim Kurulu takvimine uygun şekilde adaylarımız belirlenir.' diye konuştu.
AK Parti'de sadece teşkilatlarda değil belediyelerde de, birçok ilde ciddi bir değişim ve yenilenme yaşandığının altını çizen Ünal, yerel seçimler, genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlık olarak sürecin devam edeceğini bildirdi.
Erken seçim olup olmayacağının sorulması üzerine Ünal, ocak ve şubat ayında seçim kampanyalarının, 2019 Mart ayında yerel seçimlerin yapılacağını söyledi. Ünal, AK Parti'nin Cumhurbaşkanlığı ve genel seçim hazırlıklarına kasımda başlayacağını belirtti.
Genel seçimlerin öne çekilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını dile getiren Ünal, bayramdan sonraki büyük kongre hazırlıklarının önemsendiğini, kongrenin tamamlanıp yola devam edileceğini aktardı.
MHP ile 15 Temmuz sonrası
Mahir Ünal, 15 Temmuz'dan sonrasına bakıldığında, MHP ile AK Parti'nin hassasiyetleri, hedefleri, öncelikleri arasında birlikteliğin ortaya çıktığına işaret etti. Ünal, 'Millilik ve yerlilik konusunda ortak hassasiyetler MHP ve AK Parti'yi ve diğer bütün milli ve yerli unsurları kaçınılmaz olarak bir araya getirdi. Bu birliktelik kaçınılmaz olarak yerel seçimlere yansıyacaktır. Yerel dinamikler kendi içerisinde her ilde farklı bir güç birliği, gönül birliği oluşturacaktır öncelikler ve hedefler doğrultusunda.' diye konuştu.
Uyum yasaları
Uyum yasalarına ilişkin bir soru üzerine Ünal, AK Parti bünyesinde beş ayrı komisyonun uyum yasalarına ilişkin çalışma yürüttüğünü belirtti.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik uyum düzenlemeleri kapsamında, üst düzey kamu personeli düzeniyle ilgili çalışmalara ilişkin bilgi veren Ünal, 'Seçilen cumhurbaşkanıyla beraber üst düzey bürokrasinin sorumluluk alıp seçilen cumhurbaşkanıyla gelip gitmesi, böylece bürokratik vesayetin, hantallığın siyasetçiyi, siyasi iradeyi millet iradesini yolcu, kendisini de hancı olarak gören bürokratik anlayışın ortadan kalkması ve sorumluluk alması amaçlanıyor.' ifadesini kullandı.
Bir soru üzerine Ünal, üst düzey yöneticilerin seçimle gelmesinin söz konusu olmadığına değinerek, 'Onlar seçilen cumhurbaşkanının bugün Amerika'da olduğu gibi kendi çalışma ekibini belirlemesiyle ilgili bir şey.' dedi. Ünal, Siyasi Partiler ve Seçim Mevzuatının Uyarlanması Komisyonunun da büyük oranda çalışmalarını tamamladığını kaydetti.