Tarih: 29.03.2018 11:08

Türkiye beklentileri aştı: Yüzde 7,4 büyüdü

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye ekonomisi 2017 yılında yüzde 7,4 oranında büyüyerek, kredi derecelendirme kurumları başta olmak üzere ekonomi üzerinde olumsuz hava yaratanları şaşırttı. Son 4 yılın en hızlı büyüme rakamlarını yakalayan Türkiye ayrıca G-20 (gelişmekte olan ülkeler) arasında en hızlı büyümeyi yakalayan ülke oldu. 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), geçen yılın son çeyreği ile 2017'ye ilişkin gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) verilerini açıkladı. 

Buna göre, Türkiye ekonomisi, 2016 yılında darbe girişiminin olduğu üçüncü çeyrekteki gerilemesinin ardından 5 çeyrek üst üste büyüme kaydetti ve 2017'nin son çeyreğinde yüzde 7,3 büyüdü. Geçen yıl yüzde 7,4'lük büyüme yakalayan Türkiye ekonomisi, OVP hedefini 1,9 puan aştı.

Geçen yılın birinci ve üçüncü çeyrek büyüme hızında revizyona gidilirken, birinci çeyreğe ilişkin büyüme oranı yüzde 5,3'ten yüzde 5,4'e, üçüncü çeyreğe ilişkin büyüme oranı da yüzde 11,1'den yüzde 11,3'e revize edildi. İkinci çeyrekte de GSYH rakamlarında revizyon yapılırken bu dönemdeki büyüme hızı oranında değişiklik olmadı. 

Geçen yılın dördüncü çeyreğinde GSYH, cari fiyatlarla yüzde 19 artarak 889 milyar 231 milyon lira olarak gerçekleşti. GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, tarım sektörünün toplam katma değeri, 2017'nin dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre, zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 6 arttı. Sanayi sektörünün toplam katma değeri yüzde 8,8, inşaat sektörünün yüzde 5,8 ve hizmetler sektörünün yüzde 9 artış gösterdi.

Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksinde, 2017'nin dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,4, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksinde de bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,8 artış görüldü.

 Hanehalkı tüketim harcamaları yüzde 6,1 arttı

Hanehalkı nihai tüketim harcamaları 2017'de bir önceki yıl zincirlemiş hacim endeksine göre yüzde 6,1 arttı. Hanehalkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 59,1 oldu. Geçen yıl devletin nihai tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 14,5, sabit sermaye oluşumunun payı yüzde 29,8 olarak kayıtlara geçti. 2017'de zincirlenmiş hacim endeksine göre, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5, gayri safi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 7,3 artış gösterdi. 

Hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, 2017'nin dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, zincirleme hacim endeksi olarak yüzde 6,6, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 7,4 ve gayrisafi sabit sermaye oluşumu da yüzde 6 arttı.

Geçen yıl, 2016'nın zincirlenmiş hacim endeksine göre mal ve hizmet ihracatı yüzde 12, ithalat yüzde 10,3 arttı. Mal ve hizmet ihracatı, 2017'nin dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre ise zincirleme hacim endeksi olarak yüzde 9,3, ithalatı ise yüzde 22,7 artış gösterdi.

 İş gücü ödemelerinde yüzde 12,9 artış

İş gücü ödemeleri 2017'de, bir önceki yıla göre yüzde 12,9, net işletme artığı/karma gelir yüzde 26,2 yükseldi. İş gücü ödemeleri geçen yılın dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15,6, net işletme artığı/karma gelir yüzde 23,1 artış kaydetti.

İş gücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içerisindeki payı önceki yılın aynı döneminde yüzde 32,8 olurken bu oran 2017'nin dördüncü çeyreğinde yüzde 31,5'e geriledi, Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 51,8'den yüzde 53'e çıktı.

 

Bakan Zeybekci, yazılı açıklamasında,  2017 yılının tamamına ilişkin büyüme verilerini değerlendirdi. Geçen yılki yüzde 7,4'lük büyüme oranının 2,3 puanının yatırım ve net ihracat kaleminden gelmesinin önemli olduğunu belirten Zeybekci, rakamların, Türkiye ekonomisinin gelecek yıllardaki büyümeyi de destekleyecek şekilde derinlemesine büyüdüğünün göstergesi olduğunu vurguladı.

Zeybekci, Türkiye'nin geçen yıl bütün sektörleriyle büyüdüğüne, ihracatta da yüzde 10,2'lik artış gerçekleştirdiğine dikkati çekerek, 'Bakanlığımızca düzenlenen teşvik belgeleri kapsamı yatırım hacmi de 2017 yılında yüzde 81 oranında tarihi bir artışla 178 milyar liraya ulaşmıştır. Üstelik bu yatırım rakamlarına, yakında sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanacak proje bazlı yatırımlar dahil değil. Türkiye yatırım ve ihracata dayalı topyekun bir hızlı büyüme sürecine girmiştir. Hükümet olarak ortaya koyduğumuz politikalarla gelecekte de bu doğru kompozisyona dayalı hızlı büyümemizi sürdüreceğiz.' değerlendirmesinde bulundu.

 'Türkiye büyümede G20 lideri'

Geçen yıl Avrupa Birliği (AB) ve Avro Bölgesi ekonomilerinin ortalama yüzde 2,5 büyüme oranı yakaladığını hatırlatan Zeybekci, şöyle devam etti:

'Buradan şu sonuç çıkmaktadır: Türkiye büyük ekonomiler içinde Avrupa ekonomisinin en hızlı büyüyen, en dinamik ülkesidir ve önümüzdeki 10 yıl boyunca da bu durum değişmeyecektir. Bu durumu yerli ve yabancı yatırımcıların mutlaka dikkate alması gerektiğini düşünüyorum. Mühim olan istihdam yaratan, aşırı borçlanmaya gerek duymayan, makroekonomik dengeleri gözeten dengeli bir yapıda büyümektir ve bu büyümeyi yatırımlarla derinlemesine desteklemektir. Avrupa'nın büyük ekonomileri içinde hükümet borçlarının milli gelire oranının yüzde 65 ile yüzde 134 aralığında olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin kamu borç stokunun milli gelire oranı yüzde 30'un altında. Diğer taraftan Türkiye ekonomisi 2017 yılında 1 milyon yeni istihdam yarattı. Belli ekonomist ve çevrelerin iddia ettiğinin tersine, Türkiye ekonomisi yatırım, ihracat, istihdam yaratan ve borçlanmayan bir kompozisyonla dengeli şekilde büyümektedir.'

'Yanıldılar'

Zeybekci, geçen yıla ilişkin verilerde uluslararası kuruluşların, uluslararası finans kesiminin, kredi derecelendirme kuruluşlarının ve Türkiye'deki ekonomistlerin geniş ölçüde yanıldığını vurguladı.

Geçen yıl Uluslararası Para Fonunun (IMF) Türkiye'ye ilişkin büyüme tahmininin yüzde 2,9, Dünya Bankasının yüzde 3, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütünün (OECD) yüzde 3,4 ve Moody's'in yüzde 2,6 olduğunu anımsatan Zeybekci, 'Nisan 2017 başından bu yana 3. çeyrek büyümemize dikkati çekiyor ve yıl genelinde yüzde 7 civarında büyüyeceğimizi iddia ediyordum. Türkiye'deki ekonomistlerin önemli kısmı bu düşünceme katılmıyor, yüzde 4'ün altında büyüme bekliyordu. Malum çevreler, özellikle Türkiye ekonomisine dair algıyı bozmak istediler ancak hükümet olarak aldığımız önlemleri, ihracatı-yatırımları artıracak teşviklerimizi ve Türk ekonomisinin genetik kodlarını, dinamik nüfusunu dikkate alan bizler, ekonomimize güveniyorduk. Türkiye ekonomisi, 2017 yılının tamamında yüzde 7,4 büyümüş ve dünya ekonomisinin yüzde 85'ini oluşturan G20 ekonomileri içinde birinci sırada yer almıştır. Sonunda G20 içinde Çin'i dahi geride bırakarak lider olduk ve şaşırmadık. 2017 yılında uluslararası kuruluşlar yıl içinde ortalama 4 kere revizyona gittiler. Yine de başarısız düşük tahminlerde bulundular.' ifadesini kullandı.

'Bu yıl ciddi büyüme yakalayacağız'

Türkiye ekonomisinin ihracatla büyürken, istihdam da sağladığına dikkati çeken Zeybekci, 157,1 milyar dolarlık ihracatla Cumhuriyet tarihinin en yüksek ikinci ihracat değerinin elde edildiğini, geçen yılki yüzde 7,4'lük büyümenin en önemli yansımalarından birinin de istihdamdaki artışla gerçekleştiğini bildirdi.

Geçen yıl Türkiye'de iş gücüne katılım oranının yüzde 52,8 olarak gerçekleştiğini, işsizlik oranının 2016 yılına göre sabit kalsa da istihdam edilen kişi sayısının 28 milyon 189 bin kişiye ulaşmasının önemli bir başarı olduğunun altını çizen Zeybekci, bu göstergelerde kaydedilen gelişmenin bütüncül ekonomi politikalarıyla süreceğini belirtti.

Zeybekci, geçen yıl yaşanan küresel canlanma ve yapısal reform adımlarıyla birlikte rekor düzeyde büyüme oranı yakalayan Türkiye ekonomisinin, bu yıla da hızlı bir giriş yaptığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

'Elde edilen öncü göstergeler 2018 yılında da ciddi bir büyüme yakalayacağımıza işaret etmektedir. Yılın tamamında bu performansımızı daha da ileriye taşıyabilmek için özveriyle çalışmaya devam edeceğiz. Kapsayıcı ve sürdürülebilir bir büyüme patikasında ilerleyen Türkiye, Orta Vadeli Program'da 2018 yılı için öngörülen yüzde 5,5'lik büyüme oranını yakalayabilecek hatta daha da üstüne çıkabilecek potansiyele ve kararlılığa fazlasıyla sahiptir. 2017 yılında Türkiye tahminlerinde büyük bir yanılgıya düşen uluslararası kuruluşların 2018 tahminlerine göre Türkiye'yi daha iyi anlamaya başladıkları görülüyor ancak hala yeterli düzeye gelemediler. 2018 yılı tamamlandığında bizim tahminlerimizin çok daha isabetli olduğunu tekrar göreceğiz.'




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —