Manisa'nın Kula İlçesi'nde volkanik arazide yer alan Kula Peribacaları, Kapadokya'ya rakip olabilecek güzellikte yapıya sahip ancak bu gizemli yapı hak ettiği değeri henüz görmemekte.
Adeta film platolarını andıran Kula Peribacaları, büyüleyici güzelliğinin bir an önce keşfedilmesini ve geliştirilmesini bekliyor.
Manisa'nın ilçesi Kula'ya 16 kilometre uzaklıktaki Burgaz mevkiinde yer alan ve koruma altına alınan Kula Peribacaları, ücretsiz olarak gezilebiliyor ancak Türkiye'nin ikinci peribacaları çok bilinmemekle birlikte turizme kazandırılması isteniyor.
Nasıl oluştu?
Vadi yamaçlarından inen sel suşarının ve rüzgarın, tüflerden oluşan yapıyı aşındırmasıyla 'Peribacası ?? ?adı verilen ilginç oluşumlar, sel sularının dik yamaçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamasına ve kopmasına neden olmuş. Alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşınan malzemenin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemiş, böylece üsy kısımlarda yer alan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler ortaya çıkmış. Bu durum, peri bacalarının oluşumunda, rüzgar etkisinden çok yagmur sularının yüzeydeki akışının daha önemli oldugunu ortaya koymuş ve ortaya izlenmeye doyulmaz görüntüler bırakmış...
Doğal bir laboratuvar ortamı
Kaç yılda meydana geldiği bilinmeyen bu gizemli doğa harikası ziyaretçilere görsel bir şölen sunarken, birçok insanın Manisa'daki bu saklı güzellikten malesef haberi yok. 300 kilometrelik alanda yatan devasa turizm potansiyeline sahip ikinci peribacaları ayrıca doğal bir laboratuvar olarak kullanıyor.
Bölgede İngiliz ve Hollandalı yerbilimcilerle birlikte 16 yıldır çalışma yapan Akdeniz Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncer Demir, 'Bu bölgenin evrimi üzerinde çalışma yapıyoruz. Çalışmalar devam ediyor. Bu bölge yerbilimleri açısından üstü açık laboratuvar gibi. Yer tarihinin yaklaşık olarak 24 milyon yıllık arşivi orada. Kapadokya bölgesindeki peribacaları volkanik külleri üzerinde gelişmiştir. Kula bölgesi volkanik, ama oradaki peribacalarının volkanizmayla alakası yok' ifadelerini kullandı.
Evrimi hala sürüyor
Kula'da peribacaları akarsuların günümüzden 14-15 milyon yıl önce biriktirmiş olduğu alüvyon depolar içinde gelişmişken, Kula'daki peribacalarının evrimi devam ediyor. Prof. Dr. Tuncer Demir, 'Hızla oluşup, hızla yok oluyorlar. Bir süreklilik var. Peri bacaları oluşuyor, yıkılıyor ve yerine yenisi gelişiyor' dedi.
Kapadokya'da peribacalarının şapkaları volkanik malzemeden oluşurken, Kula'da peribacalarının şapkalarının çimentolaşmış çakıl ve kum depolarından oluştuğunu aktaran Prof. Dr. Demir, bölgede 1 milyon 200 bin yıl önce volkanizmanın faaliyete geçtiğini anlattı.
Çok önemli bir bulgu bulundu
Prof. Dr. Demir, 2014 yılında bölgede Anadolu'da insanlık tarihine ait en eski el ürünü olan 500-600 milyon yıl öncesine ait keskinin bulunduğunu da belirterek, 'Büyük Menderes vadisinde bulunmuştu. Arkeolojik bir kazı yapmamıştık. Tesadüfen akarsuyun biriktirdiği depoların içinde insan el ürünü olan bir keski bulduk. Bunun da yaş tayinini yaptık. Çok önemli bir bulgu oldu. Çalışmalar devam ediyor. O dönemlerdeki iklim koşullarını araştırıyoruz. İnsanların neden burayı tercih ettiğini ortaya çıkaracağız. İklim, bitki örtüsü, hangi tür canlıların yaşadığına yönelik çalışmalarımız devam ediyor' dedi.
Kapadokya'ya rakip olabilir ama...
Görenleri büyüleyen manzarasıyla, kendi has oluşumu ile adından ileride söz ettireceğe benzeyen Kula Peribacaları şimdilerde çok bilinmiyor. Kapadokya'ya rakip görülen bacaların turizme bir an önce kazandırılması ve turist potansiyelini değerlendirmesi isteniyor.
Prof. Dr. Demir de bölgenin turizm potansiyelini şöyle anlatıyor: 'Turizm açısından Kapadokya'ya rakip olabilir. Kula'daki peribacaları başka bir kökenden oluşuyor. Kapadokya'daki gibi tipik volkanizma üzerinde değil. Yer tarihi açısından yaklaşık 30 milyon yıllık arşiv özelliği taşıyor. Sahada birçok volkanizma meydana gelmiş. Volkanlardan çıkan lavlar katılaşmış, volkanik kayaçlar oluşmuş. Volkanik kayaçlar sahayı aşınmadan korumuş. Türkiye'nin en genç volkanı var orada. Orada 3 bin yaşında, 1 milyon 250 bin yaşında, 70 bin yaşında, 350 bin yaşında volkanizma da var. Yer bilimleri ve doğa bilimleri açısından çok önemli bir sahadır' diye konuştu.
kaynak: kula.bel.tr / haberturk.com
haber: enpolitik.com / Melek S. Tunç