Türkiye sınırı geçerek tutuklanan iki Yunan askeri haftalardır Türkiye ile Yunanistan arasında sorun haline gelirken, 15 Temmuz'da Yunanistan'a kaçan ve Yunanistan'ın iade etmediği darbeci askerler de Türkiye için ilişkilerin bozulmasının ana sebeplerinden biri oldu. Yunanistan'ın aylardır süren iade taleplerine bugün Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ bir kez daha cevap vererek, 'Türkiye'de tutuklu bulunan Yunanistanlı askerlerle Yunanistan'da bulunan FETÖ'cü teröristlerle takası söz konusu değildir. Bunu biz defalarca söyledik. İster iade etsinler FETÖ'cü darbeci teröristleri ister iade etmesinler o konu ayrıdır bu konu ayrıdır.' dedi.
Bozdağ, Yozgat Belediyesi Büyük Sinema Salonu'nda düzenlenen Bakanlık Çalışmaları Değerlendirme Toplantısı öncesi bir gazetecinin, 'Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Türkiye'ye tutuklu iki Yunan askerini serbest bırakması çağrısını yineledi. Çipras, 'İnsan hayatı ve insan özgürlüğü, güç mücadelesinin piyonu ve şantaj aracı değildir ve olmamalıdır' dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?' şeklindeki sorusu üzerine, Türkiye ve Yunanistan'ın iki komşu ülke olduğunu, AK Parti hükümetlerinin de Yunanistan ile olan ilişkilerinin her geçen gün daha iyi olması için çok ciddi adımlar attığını, ciddi mesafeler katedildiğini belirtti.
Yunanistan'ın iç siyasetinde kendi halklarından güç devşirmek için Türkiye'ye karış laf söylemenin pirim yapmasını kullanmaya çalıştığını anlatan Bozdağ, 'Kim Türkiye'ye sataşırsa gazetelerde manşet oluyor, haberlerde öne çıkıyor, halkın nezdinde puan topluyor, öyle anlaşılıyor, onun için de sürekli bir biçimde Yunanistan ve Türkiye ilişkilerinin aleyhine daha da önemlisi Yunanistan'ın aleyhine olacak şekilde açıklama yapıyorlar. Biz hep şunu söylüyoruz, Türkiye hiçbir ülkenin toprağında gözü olan ülke değildir. Hem karada, hem denizde hiç kimsenin hakkına el uzatma niyeti taşımamaktadır ama Türkiye kimseye de havada, denizde, karada kendi devletinin, milletinin hukukunu çiğnetmez, el uzattırmaz. Biz bunu defalarca ispatladık. Tarih, bunun şahitliği ile doludur. Türkiye'nin bu konudaki kararlılığını tekrar tekrar test etmenin kimseye bir faydası yoktur hele de Yunanistan'a hiçbir faydası yoktur.' diye konuştu.
'Darbecileri teslim etmediler büyük suç işlediler'
Bozdağ, 15 Temmuz darbe teşebbüsünü gerçekleştiren FETÖ'cü hainlerin bir kısmının Yunanistan'a kaçtığını anımsatarak, sözlerine şöyle devam etti:.
'Yunanistan Başbakanı, özel görüşmelerde bunların kısa sürede Türkiye'ye iade edileceğini söyledi ama iade edilmediler. Sonra da 'bizde hukuk var, yargı var' dediler. Bu konuda darbe yapmaya teşebbüs etmiş olan teröristleri Türkiye'ye iade etmediler. Çok büyük bir suç işlediler. Şimdi Türkiye'de, Yunanistan hükümetine darbe yapan darbeci askerler Türkiye'de olmuş olsa biz bunları Yunanistan'a bizim ülkemizde yargı bağımsız deyip bunlara karşı herhangi bir adım atmamış olsak Yunanistan ve Yunanistan halkı bundan memnun olur mu? Olmaz. Yunanistan önce hukuka bağlılığının gereğini yapmalı, Türkiye ile Yunanistan arasında olan ikili ve çok taraflı anlaşmalara uygun davranmalı ve Türkiye'de darbe teşebbüsünde bulunmuş FETÖ'cü teröristleri Türkiye'ye iade etmelidir. Esas hukuku çiğneyen, esas bunları Türkiye'ye karşı koz olarak kullanan Yunanistan'dır. '
'Askerler takas konusu değildir'
'Türkiye'de tutuklu bulunan Yunanistanlı askerlerle Yunanistan'da bulunan FETÖ'cü teröristlerle takası söz konusu değildir.' diyen Başbakan Yardımcısı Bozdağ, değerlendirmelerine şöyle sürdürdü:
'Bunu biz defalarca söyledik. İster iade etsinler FETÖ'cü darbeci teröristleri ister iade etmesinler, o konu ayrıdır bu konu ayrıdır. Türkiye bağımsız bir devlettir, yargımız bağımsızdır ve hukuk kuralları içerisinde bu askerleri yargılaması devam edecektir. Mahkeme karar verdiğinde de bu kararın gereği hükümetimiz tarafından elbette yerine getirilir ama Yunanistan da şunu derlerse 'Türk hükümeti, Türkiye FETÖ'cü teröristleri iade etmek kaydıyla bu askerleri koz olarak kullanıyor' derlerse yalan söylüyorlar derim. Buradan çok net bir şekilde, Türkiye böyle bir söz hiçbir zaman söylememiştir, söylemesi de söz konusu değildir. Böyle bir değerlendirme bir kanaatimiz kesinlikle yoktur. Bu ikisi ayrı şeydir. Yunanistan'dan tutuklu askerlerle FETÖ'cülerin takası söz konusu değildir. Hiçbir zaman da gündemimizde olmamıştır.'
Konuşmasının devamında şeker fabrikalarına değinen Bozdağ, 'Kotaların azaltılması söz konusu değil, kota için kullanmayan bir fabrikanın kotası iptal edilecek, hazineye geçecek ve o kota yine başka fabrikalara verilecektir. Çiftçilerimiz, Yozgat'taki çiftçilerimiz, diğer illerimizdeki pancar üreticisi çiftçilerimiz bugüne kadar ne kadar pancar ekimi yapıyorsa yarın da o kadar ekmeye devam edecektir. Pancar üretim alanlarında bir daralma olmayacaktır.' dedi.
'CHP aynı tas aynı hamam'
Basın mensuplarının, 'Dün Çorum'da düzenlenen mitingde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şeker fabrikalarıyla ilgili, 'sattırmayacağız' açıklaması yaptı. Şeker fabrikalarının satışına ilişkin son durum nedir?' sorusu üzerine, ' Bildik CHP'nin kendisinin tekrarı' değerlendirmesini yaptı.
1983 milletvekili seçimi öncesi merhum Turgut Özal ile merhum Necdet Calp'ın, TRT televizyonunda o zaman karşılıklı seçim öncesi tartışma programına katıldığını anımsatan Bozdağ, Özal'ın, 'ben köprüyü satacam' dediğini, Calp'ın da 'ben sattırmam' dediğine değinerek, 'Satacağım, sattırmam tartışmaları alıp başını gitti ve rahmetli Özal'ı aziz milletimiz iktidar yaptı. Özal, köprüyü sattı, yanına yeni bir köprüyü yaptı.' diye konuştu.
CHP'nin gördükleri kadarıyla bu açıklamalarıyla hala aynı yerde durduğuna işaret eden Bozdağ, şunları söyledi:
'Şimdi yıl olmuş 2018, gene 'sattırmayız' diyor. Aynı tas, aynı hamam yola devam ediyor. Bugün dünyanın ileri ülkelerinin tamamında özelleştirmeler yapılmış, hatta Rusya, komünizmden vazgeçen bir ülkedir, orada dahi özelleştirmelerin çok büyük oranda tamamlandığını görüyoruz. Devlet fabrikatör değildir, devlet yatırım yapanların önünü açacak, onlara destekler verecek ve özel sektör güçlenecektir. Dünyada devletin güçlü olduğu bir ekonomi neredeyse yok gibidir. Ekonomide özel sektörümüzü güçlendirirseniz daha güçlü olacaktır. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi milletimizin de devletimizin de pancar üreticimizin de fabrikada çalışan işçilerimizin de yararınadır. Şu anda işçilerin herhangi birisinin kaybı yok, tamamı 4B kapsamında kamuya geçiriliyorlar ve devlet garantisinde işlerine devam edecekler. Fabrikalar çalışmaya, 5 yıl süreyle devam edecek, ondan sonra da çalışacaklarını düşünüyoruz. Çünkü ortaya konan rakamları gördüğünüzde bu fabrikaların çalışacağı çok aşikardır. Çalışma garantisi vardır. Kotaların azaltılması söz konusu değil, kota için kullanmayan bir fabrikanın kotası iptal edilecek, hazineye geçecek ve o kota yine başka fabrikalara verilecektir. Çiftçilerimiz, Yozgat'taki çiftçilerimiz, diğer illerimizdeki pancar üreticisi çiftçilerimiz bugüne kadar ne kadar pancar ekimi yapıyorsa yarın da o kadar ekmeye devam edecektir. Pancar üretim alanlarında bir daralma olmayacaktır.'
CHP'nin başka şey de söylediğini, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Grup Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, 'Anlaştılar, nişasta bazlı şekerin kotasını artıracaklar, gizli kapılar ardından pazarlık yaptılar.' dediğini hatırlatan Bozdağ, 'Biz, nişasta bazlı şekerin kotasını yüzde 10'dan yüzde 5'e çeken adımı attık. Hani 'nişasta bazlı şeker üreticilerini kolluyordu, çiftçiyi kollamıyordu?' Bu tamamen kamuoyunu aldatmaya, insanlarımızı hükümetimizin aleyhine döndürmeye dönük bir yalandan ibaretti.' diye konuştu.
Nişasta bazlı şekerin kotasını aşağı çekmek suretiyle, şeker pancarından şeker üretimine ayrıca destek verdiklerini ve bundan sonra daha güçlü bir şekilde üretimin devam edeceğini vurgulayan Bozdağ, şunları söyledi:
'Milletimizin, devletimizin yararına, çiftçimizin yararınadır. Bundan bir zarar olması söz konusu değildir. İki tane fabrika satılmıştır, tahmini bedellerin çok çok üzerinde satılmıştır. Satış şeffaf yapılmaktadır, canlı yayında verilmektedir. Herkesin gözü önünde kim en yüksek rakamı verirse onlar bunu almaktadır ve milletin hakkı, hukuku son kuruşuna kadar korunmaktadır. Bundan sonra da aynı şeye devam edeceğiz. Onlar bildiklerini tekrar etmeye devam etsinler, biz de bildiğimizi yapmaya, milletin hayrına olan şeyleri yapmaya devam edeceğiz. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi milletimizin hayrınadır, hükümet olarak milletimizin hayrına olan bu adımı başarılı bir şekilde tamamlayacağız.'