Helikoptere ateş ve Türkiye-Yunanistan ilişkileri

Helikoptere ateş ve Türkiye-Yunanistan ilişkileri

Yunanistan medyası, dün gece saat 23:00 sularında Kaş ile Yunanistan'ın Kızılhisar adası arasında kalan Karaada'ya alçak uçuşla yaklaşan bir Türk helikopterine uyarı ateşi açtığını bildirdi.

 

Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın Doğu Akdeniz'de doğalgaz yataklarını arama girişimini Türkiye'nin tatbikatlarla engellemesi ve Atina'nın Kuşadası açıklarında tatbikat hazırlığına girişme hamlesinin ardından son olarak Kammenos'un sözleriyle tezahür eden gerilimi, uzmanlar değerlendirdi.

Yunan Savunma Bakanı Kammenos'un Ege'deki Yunan adalarına ve Türkiye'yle kara sınırlarına toplam 7000 asker gönderecekleri açıklamasıyla tezahür eden Türk-Yunan gerilim süreci Türkiye ve Yunanistan arasındaki Ege Denizi gerilimi ile yeni bir boyut kazandı.

Ege'de askeri tatbikat yapan Yunan askerlerine seslenen Yunan Savunma Bakanı Panos Kammenos,Türkiye'den 'tahrik eden düşman' diye söz etti. Kammenos, Ege'deki Yunan adalarına ek 3500 asker gönderdiğini, Türkiye ile Meriç Nehri'nin çizdiği kara sınırına da gelecek günlerde ek 3500 asker göndereceğini duyurdu. Kammenos'un Ege'deki gerilimi hat safhaya çıkaran bu sözleri yalnızca Türk basınında değil Yunan basınında da büyük yer buldu. Hatta açıklamadan kısa bir süre Yunan basınında Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın Kammenos'la görüşerek açıklamalarıyla ilgili uyarı bulunacağı iddiasına yer verildi.

'15 Temmuz hainleri ile sıkı sıkıya ilişkili'

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Balkanlar ve Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkanı Gözde Kılıç Yaşın Türk-Yunan geriliminin yakın geçmişini şöyle özetledi:

'İlişkilerin son dönem bu denli gerginleşmesi, Yunanistan'ın terör faaliyeti içinde oldukları ve darbe girişiminde bulundukları belgelenen FETÖ mensubu askerlerin iade edilmemesiyle ve haklarında yakalanma emri çıkarılan yüzlerce üyesine ?1800 kişi olduğu iddiası var- kucak açmasıyla sıkı sıkıya ilgili. Üstelik önce ASALA sonra PKK için açtıkları kamplar ve PKK elebaşı Abdullah Öcalan'a verdikleri desteğin hatırası etkisini sürdürürken bunlar yaşandı. Bu noktada Atina Temyiz Mahkemesi'nin bu askerler için önce iade etme kararı aldığı hatırlanmalı. Sonra devreye siyasi hesapların girdiği de gözden kaçmadı. Almanya'nın yönlendirmesi olduğu da iddia edildi. Gerginliğin başlangıcı için Savunma Bakanlığına eskiden bu yana kışkırtıcı açıklamalarıyla bilinen Panos Kammenos'un, keza Dışişleri Bakanlığına da Nikos Kotzias'ın getirilmesine dek de gidebiliriz.'

'Türkiye tehditleri finansörlere dönük bir mesaj'


Yunanistan'dan gelen son hamlenin Türkiye topraklarında yakalanan iki Yunan askerinin iade edilmemesiyle ilgili olduğuna işaret eden Yaşın 'Ancak 7 bin askerle Türkiye'yi tehdit edemeyeceklerinin bilincinde olduklarını varsaymak durumundayız; o halde bu hamle de Yunan iç kamuoyuna dönük bir dikkat dağıtma hamlesi ve AB içindeki finansörlerine dönük mesaj olarak değerlendirilmeli. Zira tehdit algısını arttırarak ve bunu AB topraklarına dönük bir tehdit olarak lanse ederek AB bütçesinden ek ödenek alabileceklerini düşünüyor olmalılar. Böyle bir ödeneği sınıra dikenli tel çekerken de almışlardı. Bu dönemde iki ülke arasında gerginliğin arttırılmasına yatırım yapıldığını da düşünüyorum. Dışarıdan bir yönlendirme olmasa dahi fanatik Yunanların bir gün Türkiye doğuda uğraşırken Yunanistan'ın Kıbrıs'ta, Ege'de ve kara sınırında ilerleyebileceği fantezileri zaten var. Kammenos da bu beklentiyi paylaşanları temsil ediyor. Ancak bu gerginlik gerçekte Yunanistan'ın çıkarlarına uygun değil, bölgeye uzun vadeli çıkarlar çerçevesinde bakabilen isimlerin devreye girmesi gerekir. Kammenos'a Yunanistan içinden gelen ağır tepkiler de devlet mekanizmasının devreye girdiğinin göstergesidir' diye konuştu.

'Yunanistan'da yeni bir istikrarsızlık başlatabilir'

Sürecin Yunanistan'ın istikrarsızlık sürecine götüreceğini söyleyen Yaşın 'Ege'de Türkiye'ye ait adaların Yunanistan tarafından iskana açılması ve son kertede işgal edilmesi sürecinin belirgin bir sessizlikle karşılanmasının Kammenos'u cesaretlendirdiği de düşünülebilir. Ancak tam tersine bu adalar etrafındaki yeni gelişmelere dönük bir ön hamle olabileceği ihtimali de bir kenarda tutulmalı. Aslında mantıklı olan Kammenos'un Türkiye'de işgal edilen Türk adaları konusunda ciddi tepkisi olan bir kesimin varlığını dikkate alması ve kışkırtma hamlelerinden vazgeçmesidir. Ne var ki süreç istifasını gerektirecek bir yönde ilerliyor. Bu da koalisyonu bozabilir ve Yunanistan'da yeni bir siyasi istikrarsızlık sürecini başlatır. Açık olan susturulmaması durumunda Yunanistan'ın bundan zarar göreceğidir' diye ekledi.

'Gerilimi asıl arttıran Lozan tartışması oldu'

Türk-Yunan gerilimine dair konuşan bir diğer isim Gazeteci Ariana Ferentinou'ya göre ise gerilimi tırmandıran 65 yıl aradan sonra Türkiye'den Yunanistan'a cumhurbaşkanı düzeyinde gerçekleştirilen ilk ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Lozan'ın güncellenmesini' gündeme getirmesi oldu. Ferentinou 'Erdoğan'ın Yunanistan ziyareti sırasındaki ilk sözleri, Lozan Antlaşması'nın geçerli olmadığı ve güncellenmesi gerektiği şeklindeydi. 1920'lerden çok büyük anlaşmazlıklara yol açan konuları düzenleyen Lozan Antlaşması'nın Yunan tarafına göre iptal edilebilir veya güncellenir bir tarafı olamaz. Zira bu anlaşma iki taraflı bir anlaşma değil, uluslararası bir anlaşma. Erdoğan'ın bu sözleri Yunan kamuoyunda ciddi bir rahatsızlığa sebep oldu. Yunan tarafı, Erdoğan'ın bu sözlerinin Türk tarafının sadece kara değil deniz sınırlarında da değişim talebiyle ilgili olduğu şeklinde bir kanı yarattı' dedi.

Taraflar arasındaki anlaşmazlığın çözümü için cevaplanmayı bekleyen bir sürü soru olduğunun altını çizen Ferentinou 'Türk tarafına göre, Yunan tarafı silahsız olması gereken adaları silahlandırıyor. Tabii, bu noktada cevap bekleyen bir sürü önemli soru var. Bunlardan birisi Ege Denizi'ndeki kıta sahanlığı meselesi. Bu konu, iki tarafın komiteleri tarafından yıllardır tartışılsa da taraflar bir türlü çözüme varamıyor. Halihazırda bu çözümsüzlüğün yarattığı bir gerilim vardı ama Yunan tarafına göre son aylarda bu gerilimin iyice artmasının sebebi Türkiye'nin sınırların yeniden çizilmesi yönündeki isteği oldu. Bu gerilim sebebiyle, Yunanistan da kendi güvenliğine yönelik herhangi bir olası tehdide karşı teyakkuza geçti' ifadelerini kullandı.

'Yunan hükümeti tutuklu askerleri misillleme olarak düşünüyor'

Türk Sahil Güvenlik botu ve Yunan Sahil Güvenlik botu arasında Kardak kayalıklarında çarpışmasına değinen Ferentinou 'Türk askeri botu, Yunan botuna çarpmıştı geçtiğimiz aylarda. Türk tarafı, bunun bir kaza olduğunu; Yunan tarafı ise bunun kasıtlı bir hareket olduğunu söylemişti. Bu olay, Türk tarafından Yunan'a ilk fiili saldırı oldu. Bu da gerilimi son derece artıran bir gelişmeydi' dedi.

Ege'de yaşanan bu gibi olayların endişe verici olduğunu söyleyen Gazeteci Ferentinou 'Bu gibi olayların çatışma tetikleme ihtimalinin altı yalnızca Yunan yetkililer tarafından değil ABD'nin Atina Büyükelçisi Geoffrey Pyatt tarafından da çizildi. Büyükelçi kısa süre önce 'Türkiye'nin tutumunun kazaya veya yanlışa yol açabileceğini, bu yanlışın daha sıcak bir olaya sebep olabileceğini' söylemişti' dedi ve şöyle devam etti:

'Kısa bir süre önceyse İki Yunan askerinin Meriç Nehri bölgesinde Türk askerleri tarafından tutuklanmıştı. Askerlerin tutuklandığı o bölge, bir ülkenin askerinin yanlışlıkla diğer ülkenin sınırına geçebileceği bir bölge. Şimdiye kadar, dostça halledilen bir olayla ilgili olarak Türkiye bu sefer tutuklama gerçekleştirdi. Bu da zaten yüksek olan gerilimi daha çok artırdı. Hatta Yunan tarafı, AB'ye bunun kasıtlı bir hamle olduğunu söyledi. Zira Yunanistan hükümeti, bu tutuklamanın Türkiye'den helikopterlerle Yunanistan'a kaçan askerlere karşı bir misilleme niteliğinde olduğunu düşünüyor.'

Gerilimin Doğu Akdeniz'deki doğalgaz yataklarını aramalarından da bağımsız tutulamayacağına işaret eden Ferentinou 'Türkler, Kıbrıs sorunu çözüme kavuşmadığı ve bu doğalgaz aramalarının dışında tutuldukları için de öfkeli. Bu da Ege'deki gerilimin arka planındaki bir başka sebep' dedi.

Son olay: Türk Helikopterine ateş açılması

Yunanistan medyası, dün gece saat 23:00 sularında Kaş ile Yunanistan'ın Kızılhisar (Meis) adası arasında kalan Karaada'ya (Ro) alçak uçuşla yaklaşan bir Türk helikopterine uyarı ateşi açtığını bildirdi. Medyada yer alan haberlere göre, helikopterin ters istikametinde havaya izli mermi atışlarının yapılması gerilimi devam ettirdi.

Yunanistan Savunma Bakanlığı, ışıksız ve alçak uçuş yapan helikopterin Türk sahil güvenliğine ait olduğunu duyurdu. Karaada'daki muhafız askerlerinin çıplak gözle göremediği ancak yanı başındaki Strogili (Şamara) Adası'ndaki muhafız birliklerinin tespit ettiği helikopterin Yunan hava sahasına yaklaşması üzerine, güvenlik nedenleriyle karşı istikamete doğru ve gece karanlığında görülebilen izli mermi atışı yapıldığı belirtildi. Yunanistan medyasındaki haberlerde, helikopterin istikamet değiştirerek Türk kıyılarına doğru uçtuğu bilgisi de yer aldı.

'Provokasyon' denildi

Yunan hükümet kaynakları ise Türk helikopterinin ülkenin hava sahasını ihlal etmediğini açıkladı. Buna karşın helikopterin ışıksız ve alçak uçuş yapması, 'Türkiye'nin genel olarak yaptığı provokasyon' olarak nitelendirildi ve bu gibi olayların tehlike yaratabileceğinden dikkatle izlendiği belirtildi.

Yunanistan'da askeri çevreler ise helikopterin adaya alçak uçuşla yaklaşmasının, Türkiye'nin Yunanistan Silahlı Kuvvetleri'nin ne denli hazırlıklı olduğunu anlamak için yaptığı bir hareket olabileceği görüşünü savunuyor.

Turizm ve diğer ilişkiler için çözüm önemli

Ege Denizi'ndeki gerilime ilişkin çözümün karşılıklı güvenin yeniden tesis edilmesinden geçtiğini söyleyen gazeteci Ferentinou son olarak,  'Dürüstlük ve karşılıklı güven önemli. Taraflar ön yargılarından kurtulmalı. Aksi takdirde ne kadar bir araya gelirlerse gelsinler, çözüme ulaşamazlar. Tarafların çözüme ulaşması için, ön yargılardan, milliyetçi tutumdan ve sorunları iç politika malzemesi olarak kullanmaktan vazgeçmeli. Geçmişten gelen yanlışlar ve anlaşmazlıklar ancak bu yolla çözülür. Çözüm de tabii ki önemli. Çünkü taraflar arasında turizm başta olmak üzere çeşitli alanlarda önemli ilişkiler var. Türkler, Yunan adalarının en önemli müşterileri arasında ve önemli sayıda Türk, Yunanistan'da iş yapıyor. Bu iki millet, birbiriyle iş birliği yapma fırsatını bu ön yargılar ve çözülemeyen anlaşmazlıklar sebebiyle kaçırıyor.Önümüzdeki bir kaç ayki gelişmeleri takip ediyor olacağız. Umuyorum hem Türk hem de Yunan seçimlerine kadarki süreci taraflar daha büyük sorunlar olmaksızın atlatır' diye ekledi.

kaynak: bbc.com / sputniknews.com