Külliyelerin İslamiyet Sonrası Türk Tarihinde yeri son derece mühim iken, kültürümüzün en nadide temel taşı Külliyeler, bugünlerde yerini AVM'lere, alışveriş çılgınlığına ve boşa harcanan bir zamana bırakmış durumda.
Cami ile birlikte medrese, imaret, türbe, kütüphane, hamam, aşevi, (da-rüşşifa) kervansaray, çarşı, okul, hastane, tekke, zaviye binalarından oluşan yapılar topluluğunu içine alan Külliye'ler modernizm ve kapitalizm etkisiyle ile artık bilinmiyor...
Külliyeler, bir ibadethane olarak cami, bir eğitim kurumu olarak medrese, düşkünlerin ve ihtiyaç sahiplerinin sığınabileceği birer aşevi ve kervansaray, ayrıca alışveriş merkezi olarak çarşı, sosyal kurumlar olarak ise; hastane, zaviye, tekke ve devlet kurumlarının içerisinde bulunduğu birer yaşam merkeziydiler.
İlim, Bilim ve Sosyal hayatı ihya eden Külliyeler, hem tarihe hem de toplumsal dokuya yön verirken, günümüzde sosyal yaşam olarak benimsenen AVM kültürü, ilim ve bilimin uzağında bir tüketim inşası halini aldı. Tarihimizin önemli parçası külliyeler, bulundukları yeri cazibe merkezine dönüştürürken, şimdilerde yine 'cazibe merkezi' anlayışı tamemen alışveriş kökenli bir anlama evrildi.
Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan, şehir-medeniyet özellikle de İslam medeniyeti konularında konuşmaları ile tanınan, Prof. Dr. Sadettin Ökten, 'Bugün çağdaş insanın külliyesi AVM'lerdir. Size kazanmadığınız parayı harcatırlar. En kıymetli varlığınız olan vakti heba ettirirler' ifadelerini kullandı.
'Mekan fizikseldir ama ruh taşır'
Mimar Sinan'ın yaptığı büyük projelerin başında külliyelerin geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ökten, Külliye fikrini kaybettiğimizi şöyle anlatıyor:
'Biz bugün külliye fikrini kaybettik. Süleymaniye Camisi diyoruz. Tabii ki doğru ama Süleymaniye Camisi, Süleymaniye Külliyesi'nin içerisinde ana rükun. O bir kompozisyon. Çünkü bizim bugün hayatımız parçalandı. O parçalanma mekana da yansıdı. İstanbul'un büyük dönüşümleri var. Bir tanesi antik Grek koloni kentinden bir Hristiyan Roma kentine dönüşümü. Büyük Konstantin'in yaptığı 4'üncü yüzyıldaki dönüşüm. İkincisi Fatih'in dönüşümü. Yani bir Ortodoks Grek kentinden bir Sünni Müslüman kentine dönüşümü. Bu 250 yıl sürüyor ve içerisinde bulunduğumuz tarihi Yarımada da 10 tane büyük sultan külliyesi yapılıyor. Bugün de İstanbul dönüşüyor. Nereye dönüştüğü feci bir istikamet ama maalesef dönüşüyor. Çünkü mekan, mekini etkiler. Mekan fizikseldir ama bir ruh taşır. Rezidansın, gökdelenin de ruhu vardır. Çünkü onu yapan insan onu belli bir bilinçle inşa etmiştir ve o bilinç işte onun ruhudur. O ruh sizin yolunuzu ifsad edebilir, nitekim ediyor da. Külliye fikrini yaşatmalıyız. Bugün de çağdaş insanın külliyesi AVM'lerdir. Size kazanmadığınız parayı harcatırlar. En kıymetli varlığınız olan vakti heba ettirirler.'
kaynak: nedirki.org
haber: enpolitik.com / Melek S. Tunç