Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Maltepe 6. Olağan ilçe kongresinde konuştu. Erdoğan, AK Parti Maltepe 6. Olağan İlçe Kongresi öncesi, Müzahir Sille Spor Kompleksi önünde halka seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle oldu:
'İstanbul'un çehresini değiştiren hizmetlere imza attık'
Erdoğan, İstanbul'un her köşesi gibi Maltepe'nin de cumhuriyet dönemindeki şehirleşme sıkıntılarının tamamını yaşamış bir ilçe olduğunu aktardı.
Salondaki gençlerin 'Reis bizi Afrin'e götür.' tezahüratı üzerine Erdoğan, 'Gençler, hep görüşüyoruz. İhtiyaç olduğu anda önce ben elbiselerimi, her şeyimi kuşanacağım, ondan sonra da 'Haydi yürüyoruz.' diyeceğim. Bak burada Mehmetçikler var, burada Şerife Bacılar, Nine Hatunlar var. Hep beraber yürüyeceğiz.' diye konuştu.
Erdoğan, eski ile yeninin, klasik ile modernin iç içe geçtiği Maltepe'nin 1994'ten bu yana geçirdiği değişimin en yakın şahitlerinden biri olduklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'İlçenin ortasından geçen D-100 Karayolunun aşağı kesiminde bir başka, üst kesiminde bir başka dünyanın olduğu Maltepe'yi getirdiğimiz hizmetlerle adeta bütünleştirdik, birleştirdik ve bugünkü Maltepe'yi inşa ettik. Şimdi bu Maltepe'yi ihya ediyoruz. Maltepe ile birlikte tüm İstanbul'un çehresini değiştiren hizmetlere imza attık. Dün Avcılar ilçemizin kongresinde İstanbul'a yaptığımız hizmetleri, yatırımları özetle anlatmıştım, bugün Maltepe'de de bazılarını tekrar etmekte fayda görüyorum. İstanbul'un nüfusu neredeyse iki kat arttı. Göreve geldiğimde İstanbul'da nüfus 7,5 milyondu ama şimdi İstanbul'un nüfusu 15 milyon oldu. Nereden nereye... İki kat artmış olmasına rağmen, yollar kilitlenmediyse, ulaşım akıcıysa bu yaptığımız yatırımlar sayesindedir.'
Vatandaşlara 'Marmaray'a biniyorsunuz değil mi?' diye soran Erdoğan, 'Binmeyenler var mıdır? Bay Kemal binmiyordur ya. Avrasya Tüneli'ni kullandık değil mi? Niye Avrasya Tüneli? Çünkü ecdadımız Fatih, gemileri karadan yürüttü. Biz de dedik ki 'Dedemiz Fatih gemileri karadan yürüttüğüne göre biz de denizin altından raylı sistemi de yaparız, otomobilleri de denizin altından yürütürüz.' Çünkü bize yakışan odur ve bunu başardık.' diye konuştu.
'Tüm insanlara aynı nazarla bakıyoruz'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptıklarını hatırlatarak, 'Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık da referandumda bölgedeydim. Cumhurbaşkanlığı malum külliyesi orada. Şöyle baktım ki bizim teşkilatımızın orada seçim kampanyasıyla ilgili çadırı var. Şöyle bir selam vereyim dedim. Onlara selam vermek için indim. Arka tarafta da baktım da ana muhalefetin çadırı var. Bizim kardeşlerimize dedim ki 'Ben onlara da bir selam vereyim. Ayıp olur.' Çıktım bir de onlara selam verdim. Ne deseler beğenirsiniz? 'Ne yaptınız ki?' Oradan bir tanesi dayanamadı o dedi ki 'Peki bu köprüye niye Yavuz Sultan Selim Köprüsü adını verdiniz?' 'Ne olacaktı?' dedim. 'Kendi adını verseydin' dedi.' ifadelerini kullandı.
Bu sırada salondakilerin 'Yaylalar, yaylalar' tezahüratları üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
'Yaylara her zaman çıkarsın ama Yavuz'un atlarıyla beraber Hicaz'a gidişine ulaşamazsın. O Yavuz ki Hicaz Demiryolu için adımları attı ve enteresandır Cuma hutbesinde hoca, Yavuz Sultan Selim'i 'Hakim-ül Haremeyn' diye takdim etti. Elini kaldırdı ve kalktı dedi ki 'Ben Hakim-ül Haremeyn değil, Hadim-ül Haremeyn'im.' Ne demek bu, yani iki haremin hakimi değil, iki haremin hizmetkarıyım dedi. Böyle bir padişahın, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne adını vermekten daha güzel bir görev olur mu? Onların o şanına yakışır böyle bir isimle, orayı isimlendirmek, bu torunlarının en büyük görevidir ama tabii bu soruyu soran mezhepçi bir yaklaşımla soruyordu. Onun bu yaklaşımı mezhebiydi ama biz hiçbir zaman mezhepçi olmadık. Biz tam aksine yakışan neyse onun adımlarını attık. Çünkü biz bu ülkede yani 'Şurada şu mezhepten olanlar var, burada şu mezhepten olanlar var' bu ayrımı yapmadık, yapmayacağız. Hizmetlerimizi götürürken Alevi, Sünni ayrımı yapmadık. Tüm milletimize bu hizmetleri götürdük. Öyle mi? Her şey ortada. Şimdi Maltepe'nin 'Şu mahallesinde şunlar var' deyip 'Oraya suyu götürmeyelim' dedim mi? Demedik. Buralarda susuzluk almış başını gidiyordu. Doğalgaz yoktu. Hepsine doğalgazı götürdük mü? Götürdük. Niye? Hepsi benim vatandaşım. Biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Ayrım yapmadık. Varsın onlar yapsın biz yapmayacağız. Çünkü biz tüm insanlara aynı nazarla bakıyoruz.'
'Yatırımlar sayesinde mücadeleyi kazandık'
Görevde oldukları 16 yıldır hizmette mümkün olduğunca kusur etmemeye çalıştıklarını belirten Erdoğan, Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmaya gayret ettiklerini söyledi.
Ülkeyi 16 yılda 3,5 kat büyüttüklerini aktaran Erdoğan, göreve geldiklerinde 3 bin 400 dolar olan kişi başına milli gelirin bugün 11 bin dolara çıktığını kaydetti.
Son günlerde birilerinin, 'Biz yatırımları durduracağız.' dediğini belirten Erdoğan, 'Niyeymiş? Çünkü yatırımlar üretmiyormuş. Şimdi buradan sadece bir soru yeterli. Göreve geldiğimizde 36 milyar dolar ihracatı olan Türkiye'nin bugün 160 milyar dolar ihracatı var. Üretime yönelik, bir ihracatı yapabilir misin? Var ki üretim ihraç edebiliyorsun. Olmasaydı bunu yapamazdın ama biz bunu yapıyoruz. Bugün savunma sanayinde, elhamdülillah kendimizi savunabilecek ürünlere sahibiz. Bunlar öyle kolay kolay olmadı. Zırhlı taşıyıcılardan tutunuz, hamdolsun MP'lere varıncaya kadar, insanlı silahlı, silahsız hava araçlarına varıncaya kadar, bunları üreten bir Türkiye var? Bunları nereye koyacaksın? Bunlar ne işe yarıyor?' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Fırat Kalkanı Harekatı ve Afrin'de bu yatırımlar sayesinde mücadeleyi kazandıklarını da vurgulayarak, 'Şu an itibarıyla Afrin'de etkisiz hale getirilen terörist sayısı 4 bin 200'e yaklaştı. 4 bin 200. Bu teröristlerle mücadeleyi işte bunlarla yapıyoruz. Bu mücadeleyi burada Afrin'de bu kararlılıkla yürüten Mehmedimiz, bu imkanlarla güç buldu, kuvvet buldu ve böylece de hamdolsun bu zafere ulaştılar.' dedi.
Daha yapacak çok işleri olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Göreve geldik, bizim IMF'ye olan borcumuz neydi? Düşünün 23,5 milyar dolardı. 2013 senesine geldik, IMF'ye borç kaldı mı? Sıfırladık. 'Üreten ekonomi yok.' diyenler, elinize dilinize dursun? Üreten ekonomi olmasaydı sen IMF'ye olan borcu sıfırlayabilir miydin? Bugün 'Ekonomi kötü.' diyenler. İşte alın size bir rakam. Bu kadar basit. Merkez Bankası'nın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı ama şimdi 120 milyar dolara ulaştı. Nereden nereye... Çalışıyoruz ya. Bay Kemal çalış senin de olsun ama olmaz. Şimdi Bay Kemal tapusuz yerlere tapu dağıtacakmış. Nerede bunlar ya? Cebinde mi neyi dağıtıyorsun? Bunlar hep böyle zaten hayatları boyunca dağıttılar. Kimi? Kendilerini dağıttılar, kendilerini... Halkımıza verdikleri bir şey var mı? Yok. Bugün var mı? Yine yok ama yalanın bedeli var mı? Bunlarda akşam yalan, sabah yalan, hep böyle gidiyorlar ama bununla da bir yere varmak mümkün değil.'
'İsteseler de istemeseler de Kanal İstanbul'u yapacağız'
Dünyanın en büyük havalimanını İstanbul?da inşa ediyoruz. İlk etabını bu yıl sonunda hizmete açıyoruz. Ve dünyanın bir numarası, bilemediniz iki. Kanal İstanbul?un ön çalışmaları sürüyor, yakında ihalesine çıkıyoruz. Bazıları onunla ilgili de ileri geri konuştu. Boğaz'da olan kazayı duydunuz. Bunun ne kadar önemli olduğunu çok açık net ortaya koyuyor. İsteseler de istemeseler de Kanal İstanbul?u yapacağız.
'Kapım size hep açık'
Erdoğan, vatandaşlardan bazılarının Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni görmeyi istediklerini söylemeleri üzerine, 'Seve seve, kapım hep açık. Oraya sadece Bay Kemal 'Gelmem.' diyor. Gelmezse gelmesin ama size kapı açık, orası cumhurun evi, halkın evi, milletin evi. Orası benim şahsi mülküm değil, sizin, sizin. Orası milletin evi. Milletin evine tabii ki millet gelecek. Biz de sizleri başımız gözümüz üstünde orada misafir edeceğiz. Arkadaşlarım sizi bütün külliyede gezdirecekler. Elhamdülillah bu milletin iftihar edilecek nasıl bir yeri varmış bunu görmüş olacaksınız.' dedi.
Vatandaşlarla Rabia işareti yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatanı bölmek için terör örgütü PKK'nın çok uğraştığını belirterek, şöyle devam etti:
'PKK çok uğraştı. Ne dedim hatırlayın o günleri. 'İnlerine gireceğiz, inlerine...' dedim. Girdik mi? SİHA'larla girdik, İHA'larla girdik, F16'larla girdik. Kuyruklarını bacaklarının arasına sokup kaçtılar. Nereye? Suriye'ye kaçtılar. Fırat Kalkanı'nda yakaladık, Afrin'de yakaladık, yerlerin altında gördünüz değil mi hazırladıkları tünelleri? Oralarda vurduk. Cudi'de vurduk, Gabar'da vurduk, Tendürek'te vurduk, Bestler Dereler'de vurduk. Vuracağız, vurmaya devam edeceğiz. FETÖ, o da kaçtı. Nereye kaçtı? Dünyanın değişik ülkelerine. Kosova'da yakaladık 6 tanesini, aldık, geldik, şimdi buradalar. Bitmedi Gabon'a gittiler, 3 tanesini alıp geldik. Şu ana kadar 80 tanesini FETÖ'nün yurtdışından aldık, geldik. Onları da kovalayacağız. Pensilvanya'daki sen de gideceksin. Sen de geleceksin. İstediğin kadar sağa sola yalpala. Biz bu vatanın vatansever evlatlarıyız. Biz ölürsek burada öleceğiz.'
'Allah koruduktan sonra başka koruyucu yoktur'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi yaşadığı bir olayı da şöyle anlattı:
'İşte 15 Temmuz gecesi birileri bize, güya dostluk adına, 'Ben sizi buradan Rodos'a götürebilirim.' dedi. Dedim ki 'Hayır. Bize bu topraklarda ölmek yaraşır. Onun için biz buradan, şimdi ben hemen uçağa geçelim, nereye gideceğimi uçakta söyleyeceğim.' Bindik uçağa, son ana kadar pilot nereye gideceğimizi bilmiyordu. Son anda dedim ki 'İstanbul.' İstanbul'a geldik, hamdolsun, binler, onbinler bizi bekliyordu. F16'lar üzerimizdeydi, helikopterler üzerimizdeydi. Ne oldu? Biz 'Allah'tan başka galip yoktur,' dedik, Rabbime sığındık, işi bitirdik. Bir de biliyorsunuz, Allah koruduktan sonra başka koruyucu yoktur. 251 şehidimiz oldu, 2 bini aşkın gazimiz oldu. Hepsi şehitlerimiz cennette. Onları inşallah aileleriyle Peygamberimize en yakın makamda Rabbim misafir ediyor. Rabbim bizlere de o makamı inşallah lütfetsin. Biliyorsunuz, Şehitler Tepesi hiçbir zaman boş değil.'
Mehmet Akif Ersoy'un 'Çanakkale Şehitlerine' adlı şiirinden dizeler okuyan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletin olmadığını ve onu koruyacaklarını bildirdi.
Bunu yapmak için de birbirlerini çok seveceklerini dile getiren Erdoğan, bu yapılınca yıkılmayacaklarını vurguladı.
Erdoğan, mart ayında Maltepe Belediyesi'ni de yeniden almak istediklerini söyledi.
Konuşması sırasında Erdoğan'a, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mustafa Ataş ve Erol Kaya, AK Parti İl Başkanı Bayram Şenocak, Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal da eşlik etti.
Kaynak: hürriyet