Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı öncülüğünde Yenikapı Miting Alanı'nda Filistin halkına destek amacıyla düzenlenen 'Zulme Lanet Kudüs'e Destek' mitinginde yaptığı konuşmada, müstesna bir günü yaşadıklarını belirterek, kalbi Kudüs için atan, öfkesi Kudüs için kabaran, yüreği Kudüs için yanan yüz milyonların sesi olarak bugün Yenikapı'da bulunan herkesi selamladığını ifade etti.
İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi Olağanüstü Toplantısı vesilesiyle Türkiye'ye gelen misafirleri de selamlayan Erdoğan, 'Kudüs davası hepimizin davasıdır.' diyerek mitinge katılan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici başta olmak üzere siyasi parti temsilcilerine de teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
'Ülkemizde, bölgemizde ve tüm dünyada medya aracılığıyla bizleri takip eden herkese İstanbul'dan selamlarımı yolluyorum. Buradan, Kabe'mizin bulunduğu Mekke'deki, Peygamber Efendimizin emaneti Medine'deki gözü yaşlı yüreği yaralı, şehitleri sebebiyle yaslı da olsa dimdik ayakta duran Kudüs'teki, Gazze'deki tüm kardeşlerimi selamlıyorum. İsrail zulmü karşısında sadece ve sadece yüreklerindeki imanın gücüyle mücadeleyi veren Filistinli kardeşlerimizi özellikle selamlıyorum. İnançlarını ve vatanlarını savunurken hunharca katledilen şehitlerimize Rabbimden rahmet diliyorum. Bu kutlu mücadelede yaralanan gazilerimize, Rabbimden acil şifalar diliyorum.'
'Kudüs bir imtihandır'
İnsanlığın ve Müslümanların haysiyetini koruma görevini üstlenen mazlum Filistin halkına şükranlarını sunduğunu dile getiren Erdoğan, 'Biliyor musunuz Kudüs sadece bir şehir değildir. Kudüs bir semboldür, bir imtihandır, Kudüs kıbledir. İlk kıblemizi koruyamazsak son kıblemizin geleceğine güvenle bakamayız. Açık konuşmak gerekirse İslam dünyası Kudüs imtihanında sınıfta kalmıştır. Sadece İslam dünyası değil, tüm insanlık da sınıfta kalmıştır.' ifadelerini kullandı.
'BM ahlaksız eylemleri seyrederek zulme ortak olmuştur'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, '1967 yılında Kudüs'ün işgaline sessiz kalan Birleşmiş Milletler, İsrail'in gerçekleştirdiği haksız, hukuksuz, vicdansız, ahlaksız tüm eylemleri sadece seyrederek bu zulme zımnen ortak olmuştur. Niçin 'Dünya 5'ten büyüktür' diyorum anlıyor musunuz? Yoksa bir Amerika'nın iki dudağının arasına mahkum olan dünyada zulümden başka bir şey göremezsiniz. Onun için ne diyoruz? Zalimler için yaşasın cehennem.' dedi.
'İnşallah yakındır inşallah'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Zulme Lanet Kudüs'e Destek' mitinginde, alanda bulunan vatandaşların, 'Reis bizi Kudüs'e götür' şeklindeki sloganları üzerine, 'İnşallah, yakındır inşallah.' diye yanıt verdi.
Erdoğan, şair Cahit Zarifoğlu'nun şiirinden 'Önce yüreklerimizdeki Kudüs'ü işgal ettiler, biz savaşı önce kendimizde kaybettik' dizelerini okuyarak, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Müslümanlar olarak yüreklerimizdeki Kudüs işgal edildiğinden beri, zalime gerektiği gibi karşı koyamaz olduk. Osmanlı Devleti dört asır boyunca Kudüs'ü diğer dinlerin mensupları için de barış, huzur ve esenlik şehri olarak yönetmiştir. Birinci Dünya Savaşı'nda yenilen tarafta yer alan Osmanlı, diğer pek çok coğrafya gibi Kudüs'ü de terk etmek zorunda kalmıştı. İşte o günden beri Kudüs huzur yüzü görmedi. Şehrin tüm dinlere saygılı yapısı hızla bozuldu, Müslümanlarla birlikte Hristiyanların kutsalları da İsrail'in tehdidi altına girdi.'
'Filistin'in topraklarından kan izleri hiç silinmedi'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şair Nizar Kabbani'nin 'Kudüs şiiri'nden de dizeler okuyarak, o günden beri Kudüs'ün duvarlarından, Filistin'in topraklarından kan izlerinin hiç silinmediğini ifade etti. Birleşmiş Milletler'in 1947 yılındaki kararına göre Kudüs'ün özel statülü uluslararası bir şehir olacağına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: 'Bu karar, Filistin'in hızla işgali ve bölgenin binlerce yıllık sakinlerinin zorla tasfiyesi sonucunu doğurmaktan başka bir işe yaramadı.
'Zalimler için yaşasın cehennem'
1967 yılında Kudüs'ün işgaline sessiz kalan Birleşmiş Milletler, İsrail'in gerçekleştirdiği haksız, hukuksuz, vicdansız, ahlaksız tüm eylemleri sadece seyrederek bu zulme zımnen ortak olmuştur. Niçin 'Dünya 5'ten büyüktür' diyorum anlıyor musunuz? Yoksa bir Amerika'nın iki dudağının arasına mahkum olan dünyada zulümden başka bir şey göremezsiniz. Onun için ne diyoruz? Zalimler için yaşasın cehennem. Bugün de Amerika'nın attığı adıma karşı etkili bir tavır koymayan Birleşmiş Milletler, zaten yıpranmış olan meşruiyet zeminine bir darbe daha vurmuştur.' - 'Asıl mücadele Siyonizmle' Kudüs'ün İsrail tarafından işgalinden iki yıl sonra bir grup Yahudi tarafından Mescid-i Aksa'nın yakılmasının aslında bardağı taşıran son damla olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, 'Bunlar Siyonist ve bir Siyonizm mücadelesiyle karşı karşıyayız. Böyle bir felaket dahi maalesef Müslümanları kendilerine getirmeye yetmedi. Ben Siyonistlerle Musevileri birbirinden ayırıyorum. Asıl mücadele Siyonizmle Siyonistlerle ve onların Müslümanlara olan düşmanlığı hiç affedilir gibi değil.' dedi. Dönemin İsrail Başbakanı'nın bu yangının yaşandığı günle ilgili hissiyatını anlatırken, 'Sandım ki Müslümanlar dört bir yandan Kudüs'e gelecek. Sabaha kadar korkudan uyuyamadım. Lakin sabah oldu ve hiçbir şey yaşanmadı. İşte o zaman anladım ki biz dilediğimizi yapabiliriz.' dediğini aktaran Erdoğan, 'Acı ama durumumuz işte budur.' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'İslam dünyasını içinde bulunduğu bu halden çıkarmak hepimizin boynunun borcudur. Bu konuda en büyük görev hiç şüphesiz günümüz Müslümanlarına, bu meydana düşüyor.' dedi.
Erdoğan, Yenikapı Miting Alanı'nda düzenlenen 'Zulme Lanet Kudüs'e Destek' mitinginde yaptığı konuşmada, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici gibi Mehmet Akif İnan'ın 'Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde' şiirini okudu.
'Kudüs'ün mahremiyetine bir kez daha el uzatıldı'
'Mescid-i Aksa'yı, Kudüs'ü ve Filistin'i belki dillerimiz unutmadı ama elleri, kolları bağlı bir seyirci olmanın ötesine geçemediğimiz de ortada' diyen Erdoğan, İsrail'in 1947'den beri dilediğini yaptığını, bugün de aynı pervasızlıkla yoluna devam ettiğini söyledi.
Bu gerçeklerin görmezden gelinemeyeceğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: 'Amerika'nın aldığı son kararla, Kudüs'ün mahremiyetine bir kez daha el uzatıldı. Mescid-i Aksa giderek sıklaşan bir şekilde, radikal siyonistlerin çizmeleriyle kirletiliyor. El-Halil Camii hala işgal altında. Biz Müslümanlar kınamaktan başka bir şey yapmıyoruz, yapamıyoruz. Halbuki önümüzde Müslümanların Kudüs'ün nasıl eman yurdu haline getirdiğinin örnekleri var. Hazreti Ömer Kudüs'ü, neredeyse kimsenin burnunu bile kanatmadan fethetmişti. Ama Hazreti Ömer'in arkasında gerektiğinde bu uğurda canını vermeye hazır dev bir ordu vardı. Asırlar sonra Kudüs'ün üzerine yürümek için çok büyük ordular toplayan Haçlılar 600 bin kişi olarak Anadolu'ya girip sergiledikleri tüm vahşete rağmen ancak 100 bin kişi olarak Toroslar'ı aşabildiler. Onlara karşı bu büyük mücadeleyi veren Selçuklu Beyleri, düşmanın ne sayısından ne de gerisindeki silüetten çekindiler. Haçlılardan oluşan ordu Kudüs'e girdiğinde şehirde Müslüman, Musevi kimseyi bırakmadan hepsini katlettiler. Selahaddin Eyyubi, şehri yeniden fethettiğindeyse teslim olan herkesin gitmesine izin verdi.'
Kudüs ve Allah'ın evi Mescid-i Aksa esaret altındayken, evinde yatmayı kendisine zül sayan bu büyük komutanın verdiği mücadelenin, imanın ve cesaretin zulme karşı direnişinin sembolü olduğunu vurgulayan Erdoğan, daha sonraki Haçlı seferlerinde de benzer hadiselerin yaşandığını ama tereddüdün olmadığını ifade etti. Karşı taraf zulümle, vahşetle, kıyımla Kudüs'e yürürken Müslümanların imanlarının, bileklerinin gücüyle onları yendiğini ama masum hiç kimseye de zarar vermediğini dile getiren Erdoğan, bu saldırı dalgasının son büyük örneğinin Çanakkale olduğunu söyledi. Çanakkale'de milletin iman dolu göğsünü siper ederek, bu hayasızca akını durdurduğunu hatırlatan Erdoğan, 'Dikkat ediniz, bu örneklerin hepsinde zalimler tüm güçleriyle saldırırken, Müslümanlar sadece dua etmekle, sadece gözyaşı dökmekle yetinmemişlerdi. 'Zulme rıza, zulümdür' diyerek karşılarındaki güçlerin sayısına, silahına, teknolojisine bakmadan Allah'ın vaadine güvenip, tüm güçleriyle, tüm imkanlarıyla mücadele etmişlerdir. Bizim için Çanakkale ne ise Kudüs de odur.' dedi. Yüreklerin, bileklerin ve canların ortaya konduğu bir mücadelenin zaferle sonuçlanacağını belirten Erdoğan, 'Bugün 'neyimiz eksik' diye baktığımızda, işte bunu görüyoruz. Dualarımıza ve gözyaşlarımıza, yüreklerimizin ve bileklerimizin gücünü eklemediğimiz sürece, zalimi durduramayız. Çünkü hak, hukuk tanımayan zalim, laftan, sözden, nasihatten zaten anlamaz. İçindeki korkuyu, zulüm çıtasını sürekli yükselterek bastıran, ahlakı olmayan zalimin anladığı tek dil güçtür. Şayet tüm dünya, tüm Müslümanlar bir olup bu zulmün karşısına dikilirse, inanın bana sırtını dayadığı lobilerin desteği, İsrail'in pervasızlıklarını sürdürmesine yeterli olmaz.' diye konuştu. İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un 'Olmaz ya...Tabii...' şiirinin 'Yıllarca, asırlarca süren uykudan artık / Silkin de muhitindeki zulmetleri yak, yık / Bir baksana: gökler uyanık, yer uyanıktır / Dünya uyanıkken uyumak maskaralıktır / Eyvah! Bu zilletlere sensin yine illet... / Ey derd-i cehalet, sana düşmekte bu millet / Bir hale getirdin ki, ne din kaldı, ne namus! Ey sine-i İslam'a çöken kapkara kabus, Ey hasm-i hakiki, seni öldürmeli evvel: Sensin bize düşmanları üstün çıkartan el' dizelerini okuyan Erdoğan, 'İslam dünyasını içinde bulunduğu bu halden çıkarmak hepimizin boynunun borcudur. Bu konuda en büyük görev hiç şüphesiz günümüz Müslümanlarına, bu meydana düşüyor. Yenikapı Meydanı buna yabancı değil. Biz 7 Ağustos'ta da burada mıydık? 15 Temmuz'un hesabı için burada mıydık? Unutmayın, bu alan her zaman bizim toplanma yerimiz olacaktır. Biz önce kendi aramızda birliğimizi, beraberliğimizi temin edeceğiz ki zalime karşı gerektiği şekilde güçlü durabilelim.' dedi.