Sitemiz enpolitik.com yazarlarından Doç.Dr. Erol Yılmaz, bugün kaleme aldığı yazısında artılarıyla eksileriyle Aziz Yıldırım'ı anlattı.
Sitemiz yazarlarından Doç. Dr. Erol Yılmaz, uzun zamandır futbol camiasının merak ettiği ve dün açığa kavuşan Aziz Yıldırım ve başkanlık öyküsüne köşe yazısında kısa bir bakış attı.
Dün Ali Koç karşısında büyük bir farkla başkanlık macerasını devreden Aziz Yıldırım, Doç. Dr. Erol Yılmaz'ın köşe yazısına 'Fenerbahçe?de bir dönemin sonu!' başlığı ile şöyle yansıdı:
?Aziz Yıldırım tekrar seçilebilecek mi, yoksa Fenerbahçe?nin yeni başkanı Ali Koç mu olacak? sorusunun cevabı nihayet belli oldu.
Uzak geçmişte bir yıldan biraz daha fazla bir süredir, yakın planda ise, birkaç aydır merakla beklenen cevap, Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi?nde 2-3 Haziran 2018 tarihlerinde gerçekleştirilen Seçimli Olağan Genel Kurul sonrasında alındı.
Bilhassa sarı-lacivert renklere gönül veren Fenerbahçeliler arasında olmak üzere, günlerdir futbol kamuoyunun gündemine oturmuş olan ?Aziz Yıldırım mı, Ali Koç mu? sorusu, ?Ali Koç başkan, Fenerbahçe şampiyon? sloganları arasında açıklığa kavuştu.
Ve 1998 yılında Vefa Küçük?e karşı ?1? oy farkla başkan seçildikten sonra aralıksız yirmi yıldır Fenerbahçe başkanlığını sürdüren Aziz Yıldırım, son derece dramatik bir şekilde, başkanlığı Ali Koç?a devretmek zorunda kaldı. Hem de korkunç denilecek bir farkla (16.092?ye, 4.644 oy)?
Devir-teslim veya halef-selef törenine, yani Genel Kurulu birlikte selamlama pozisyonuna girmemek için olsa gerek, sayım işlemleri sürerken de stadyumdan ayrıldı, Ali Koç?un ifadesiyle, ?efsane başkan?.
Tırnak içinde yazdığıma bakmayın?
Aziz Yıldırım, gerçekten de Fenerbahçe?nin efsane başkanları arasında yerini almış, kulüp tarihine adını oldukça koyu biçimde yazdırmıştır.
Basketbolda üst üste dört kez Final Four?a kalmış; bunların üçünde final oynamış ve nihayet birinde Avrupa Şampiyonluğu?na uzanmış bir takımın oluşturulması; amatör branşlardaki büyük başarılar; voleybol ve masa tenisindeki Avrupa şampiyonlukları; tesisleşmedeki çok büyük atılımlar Aziz Başkan?ın başarı hanesine çoktan altın harflerle yazılmış durumda.
Kısa adı FETÖ olan Fetullahçı Terör Örgütü?nün kumpasıyla başladığı, taraflı tarafsız vicdan sahipleri nezdinde kabul görmüş olan ?3 Temmuz 2011 süreci?ndeki dik duruşu unutulur gibi değil. Adeta bir güzele âşıkmışçasına tutkun olduğu Fenerbahçe?yi içeride dışarıda yılmadan savunmasını yıllar sonra dahi saygıyla hatırlayacaktır Sarı Kanarya?ya gönül veren milyonlar.
.?.
Ne var ki, birçok olumsuzluk da tarihe kaydedildi onun başkanlık yaptığı yirmi yıl içinde?
Ezeli rakiplerin bu dönemde elde ettikleri başarılar ve aldıkları kupalar taraftarların canını sıkacak, sıkmakla da kalmayıp alev alev yakacak sayıda.
Ya son maçlarda kaçırılan şampiyonluklar? Finallerde verilen Türkiye Kupaları? Şampiyon olduk diye sevinilirken, aslında olunmadığının anlaşıldığı o kara gün? Neler, neler?
Öyle ki, futbolda yaşanılan kara tablo, birçok taraftarın üyeliğini ve/ veya taraftarlığını askıya almasına; hiç değilse futbolu bir kenara bırakıp, ulusal ve uluslararası çok büyük başarıların elde edildiği basketbola kaydırmasına sebep oldu.
Bu anlamda, ezeli rakip taraftarlarının, hatta başka kulüplere gönül vermiş medya üyelerinin Aziz Yıldırım?ın başkanlığının sürmesini istemeleri bile, onun başkanlığının neden sona ermesi gerektiğinin açık, net ve tartışmasız bir kanıtı durumundaydı doğrusu.
?..
Sadece futboldaki başarı veya başarısızlık bağlamında mı? Ne gezer!
Aziz Yıldırım, tarifsiz bir egonun baskısıyla olsa gerek, yönetici, futbolcu veya teknik adam fark etmeksizin, birazcık öne çıkan, taraftar nezdinde yüksek düzeyde sevgi ve saygıyla karşılanan kim varsa, bir şekilde kulüpten uzaklaştırmayı ?başardı?.
Hepsi bir yana, Fenerbahçeli taraftarların gönlünde sarsılmaz ve pek özel bir yer kazanmış olan ?Efsane Kaptan? Alex De Souza?nın gönderilmesini ve gönderiliş biçimini asla ve asla kabul etmedi, edemedi taraftar. Alex?in o ayrılık gözyaşları bugün bile unutulmadı, unutulacak gibi de görünmüyor. Tahmin etmek güç değil ki, her şey affedilse ve unutulsa da, o gözyaşları kesinlikle unutulmayacak yıllar yılı?
Başka ve çok büyük bir olumsuzluk başlığı olarak, Yıldırım?ın başkanlık periyodu bir türlü arkası gelmeyen tartışmaların, kavgaların dönemi olarak hatırlanacak.
Kimlerle tartışmadı, kimlerle ağız dalaşına girmedi ki? Türkiye Futbol Federasyonu, hakemler, rakip takımların yöneticileri, medya üyeleri, hatta Fenerbahçe taraftarları? Neredeyse gölge boksu yapar hale gelmişti Aziz Başkan.
Bir basketbol maçı esnasında rakip takımın başkanını herkesin içinde tokatlama sahnesi, henüz zihinlerde bütün berraklığıyla duruyor.
Öyle ki, yüzde yüz haklı olduğu durumlarda bile, oluşturduğu sevimsizlikten kaynaklanan yalnızlıklar yaşadı uzun dönemler boyunca. Ve insanlarda öyle bir olumsuz karşılığı vardı ki Yıldırım?ın, hakkaniyet adına bile destek verilmedi, haklı olduğu durumlar görmezden gelindi.
Özetle söylenecek olursa, köklü kulüplerimizden Fenerbahçe?nin 36. Başkanı Aziz Yıldırım, -hatasıyla, sevabıyla- Türk spor tarihinin, elbette bilhassa futbol tarihinin çok geniş bir dönemine adını koyu biçimde yazdırdı. Doğrusu mu çoktu, yanlışı mı? Onu biraz da zaman gösterecek.
?..
Şüphesiz Fenerbahçe tarihinin bu uzun dönemi ve bu dönemin aktörü Aziz Yıldırım?ın başkanlık serüvenini bir hatta birkaç yazıya sığdırmak mümkün değil. Bu dönem birçok açıdan ele alınmayı hak ediyor. Spor tarihimiz adına irdelenmesi ve kayıtlara geçirilmesi gereken özel bir dönem zira.
Ayrıntıları başka yazılara bırakmak kaydıyla, bitirirken şunu söylemeden edemeyeceğim?
Aziz Yıldırım için keşke böyle bitmeseydi film. Onca emeğin karşılığı olarak futbol şampiyonluğu ve kupalarla dolu bir final sahnesi olsaydı, olabilseydi.
Olmadı, olamadı? Ve hemen herkesin bildiği gibi, bu sonu biraz da -özellikle- futbol odaklı başarısızlıklar hazırladı.
Ne diyelim, Fenerbahçe ve Fenerbahçeliler için hayırlı olsun yeni dönem.'