Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu, muhalefetin söylemlerini analiz ederek, vaatlerin hep 'yıkmak, yok etmek, durdurmak ve kapatmak' üzerine olduğuna dikkat çekti.
24 Haziran seçimlerinin sadece Türkiye değil bir Dünya seçimi olduğunu da kaydeden Babaoğlu, konuyu şu şekilde açtı: İşte Babaoğlu'nun 'Dünya egemenlerinin Cumhurbaşkanlığı adayları' başlıklı yazısının tamamı:
'Muhalefetin 'iktidar olursak şunu şunu yapacağız' türündeki vaatlerine sakinkafayla bir daha bakalım mı?
Biliyorum, 'Ne yapması, hep yıkmaktan bahsediyorlar' diyeceksiniz. Haklısınız.
Akılları fikirleri ve bütün enerjileri buna odaklanmış durumda.
Yeni şeyler yapmak, eskilerin yerine yenilerini eklemekten bahseden yok gibi.
Hep yıkmak, durdurmak, kapatmak...
Niye? Neden?
Düşünün, adam Üçüncü Havalimanı için bile 'maalesef artık yapımı bitirildiğiiçin dokunmayacağım' dedi.
'Maalesef'e dikkat!
***Sabah Yazarlar Kulübü'nün Bursa'da düzenlediği 'Türkiye'nin seçimi' başlıklı toplantıda söylemiştim: Bu seçim aynı zamanda dünyanın da seçimi...
Yani olay şu...
24 Haziran'da hem biz dünyadaki duruşumuzu ve geleceğimizi seçeceğiz hem de dünya egemenleri kendilerini doğrudan ilgilendiren bir seçimin sonuçlarıyla karşılaşacaklar.
İnce ve Akşener'in sürekli 'yıkmak'tan; hatta devletin en has kurumlarını kapatmaktan bahsetmeleri boşuna değil.
Geleceği değil, geçmişin geri gelmesini istiyorlar...
Yeryüzü sorunlarının sessiz ve sağır seyircisi, uysal, çekingen Türkiye'yi geri istiyorlar.
Çünkü onlara verilen görev bu.
Henüz kulaklarına fısıldanmadığından ne yapacaklarını bilmiyorlar. Ama Türkiye'yi büyüten ne varsa, hepsini yıkmakta kararlılar.***Malum, epeydir yazıp duruyorum...
Yaz 'sıcak' geçecek ve önümüzdeki sonbahardan başlayarak 2020 başına kadar dünya çok hızlı bir dönüşüm süreci yaşayacak...
En stabil coğrafya gözüyle baktığımız Avrupa'nın dahi durumu sakat!
Yeni dünya düzeninin inşası çok kavgalı olacak.
Med-cezirler yaşanıyor, daha da yaşanacak.
Bu sürecin kilit ülkelerinden biri Türkiye...
Erdoğan'ın boyun eğmeyen tutumu ve Türkiye'nin bütün devletkurumlarıyla bağımsızlık arayışına devam edişi Washington'u, Brüksel'i,Berlin'i çok ciddi biçimde rahatsız ediyor.
İşlerine karışan ve mazlumları koruyan bir Türkiye'yi istemiyorlar.***Tam da bu yüzden...
Seçimde 'dışarısı' da yarışıyor.
Fetöcüsü, Natocusu, Brüksel kuyrukçusu, Washington meftunu, diplomatik misyonlar, medyatik ajanlar, vd...
Hepsi ittifak halinde çalışıyor.
Kaybedecekler.
Türkiye kazanacak.
Türkiye'nin geleceği kazanacak.'