Sitemiz enpolitik.com yazarlarından Ahmet Rauf Akay, bugünkü köşe yazısında CHP'deki dengeleri ve Muharrem İnce'yi kaleme aldı.
24 Haziran seçimlerinin hemen ardından kameralar karşısına geçip 'Bir daha asla aday olmayacağım' diyen Muharrem İnce'nin sözüyle yazısına giriş yapan sitemiz enpolitik.com köşe yazarı Ahmet Rauf Akay, İnce'nin beklentileri karşılayamayacağını kaydetti.
İnce'nin yanıldığının altını çizen Akay 'Söz'ün anlamsızlığı ve İnce' başlıklı yazısında şöyle belirtiyor:
'İNCE?nin kurultay talebi siyasette -söz- diye bir şeyin olmadığını bir defa daha gösterdi. Seçimden sonra bir çok aday veya aday adayından -kendilerine verilen sözlerin yerine getirilmediğine dair- yakınmalar dinledim. Hemen her partiden siyasetçi sözün ayağa düştüğünden şikayet ediyor.
Bunun son örneği Muharrem İnce?dir. İnce, CB adaylık sürecinde çıktığı TV?lerde Kılıçdaroğlu?ndan sitayişle bahsetmiş, bir daha asla karşısında aday olmayacağını söylemişti. Seçimin üzerinden üç gün geçmeden aynı İnce Kılıçdaroğlu?nu devirmek için harekete geçti. Yeterli imza sayısını bulabilirlerse CHP?yi kurultaya götürecekler.
İnce?yi harekete geçiren CB seçiminde partisinden fazla oy alması. Bu oyun kendisiyle birlikte CHP?ye akacağını düşünüyor. Bence yanılıyor, çünkü partisinin oyundan az oy alan başka CB adayları da var. Akşener partisinden 3 puan, Demirtaş partisinden 4 puan az oy aldı. Bunun anlamı bu oyların İnce?ye gittiğidir. Yani milletvekili seçiminde partisine oy veren seçmenin bir kısmı CB seçiminde muhalefetin en güçlü adayı olan İnce?yi seçti. Yarın muhtemel bir seçimde bu oylar yine kendi partisini tercih edecektir. İnce?den CHP?yi sıçratmasını bekleyenler yanılıyorlar. Sadece polemik yaparak liderlik olmaz. Toplumsal sorunlara parmak basmayan, vatandaşın nabzını tutamayan, bugünün değil dünün siyasetini yapanlar toplumu tercih değiştirmeye ikna edemezler.
Muhalefetin soracağı ilk soru CB Erdoğan nasıl başarılı oldu sorusudur. Günümüzde toplumsal merkez değişmiştir. Merkezi artık liberal değerler oluşturmuyor, yeni merkez milliyetçilik ve muhafazakarlıktır. Bunu ıskalayan hiçbir parti hiçbir hareket başarılı olamaz. CB Erdoğan bu dönüşümü gördüğü için muhafazakar kimliğinin yanına milliyetçiliği de ekleyerek bu toplumsal merkezi konsolide etmiştir. Muhalefet ise tam tersi bir yol izleyerek milli ve manevi değerleri geri plana iten bir siyaset dilinde ısrar etmiştir. Akşener?in yüzde 20?lerde başladığı yolculuğu yüzde 10?larda bitirmesi bu yanlış dil seçiminin bir neticesidir.
Her yenilgi beraberinde tartışmaları, parti içi kavgaları getirir. Bu defa da kural değişmedi, CHP yenileşme talepleri ile karşı karşıya kaldı. Doğru bir muhalefet iktidar için de bir şanstır. Pozitif eleştiri yapan, yol gösteren, denetleyen, yeri geldiğinde frenleyen bir muhalefet iktidarın daha dikkatli, daha özenli davranmasına neden olur. Ama doğru muhalefet Demirtaş?ı mahpusta ziyaret edip, terör örgütüne zeytin dalı uzatmak değildir. Milli meselelerde, iktidarı, muhalefeti ile ortak tavır göstermek gerekir. Gerisi herkesin kendi değerler dünyasına bağlıdır.
İnce kendini sözünü yutarak yola çıkıyor bakalım sonu ne olacak. Sözünü yutan diğerleri de ciddi ve yıpratıcı bir eleştiri ile karşı karşıyalar. Galiba siyasete önce ahlak getirilmesi gerekiyor.'