Dermatoloji Uzmanı Şaşoğlu, 'Saçın yüzde 10'una kadar olan dökülme, kabul edilebilir bir dökülmedir. Fakat yüzde 10 ve üzeri dökülme söz konusu ise bu, saç dökülme hastalıkları içine girer.' dedi.
Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Meral Şaşoğlu, uzun yıllardır saç dökülmesi konusunda çalışmalar yürüttüğünü belirterek, her bir saç telinin bir ömrü olduğunu, bunun da 2-4 yıllık bir süreyi içerdiğini söyledi.
Saçın dökülme evresinin, her bir telin kendine özgü olan süreçlerden meydana geldiğini dile getiren Şaşoğlu, bireylerde yaklaşık 100 bin saç kökü bulunduğunu, bu köklerdeki saç telinin her birinin farklı zamanlarda dökülme döngüsüne girdiğini, normal seyir içinde sağlıklı bireylerde her 10 saç telinden 3'ünün aynı döngüde döküldüğünü ve yerine mutlaka yeni saçın geldiğini anlattı.
Şaşoğlu, böyle olduğu için de kimsenin saçındaki eksilmeyi fark etmediğini belirterek, 'Eğer 10 saç telinden 3'ünden fazlası dökülüyorsa dikkatli olunmalıdır. Yani başımızdaki 100 bin tel saçın yüzde 10'una kadar olan dökülme, kabul edilebilir bir dökülmedir. Fakat yüzde 10 ve üzeri dökülme söz konusu ise bu, saç dökülme hastalıkları içine girer.' diye konuştu.
Prof. Dr. Meral Şaşoğlu, saç dökülmesinin, erkek tipi ve genel dökülme olarak iki şekilde ele alınabildiğine işaret ederek, erkek tipi dökülmede genetik faktörlerin, genel dökülmede ise demir, çinko, magnezyum, B12 eksikliği, enfeksiyon, sinüzit, bağırsak paraziti gibi sorunların söz konusu olabildiğini aktardı.
Troid bozukluklarının da erkek tipi saç dökülmesine neden olabildiğini ifade eden Şaşoğlu, bu durumun hem dökülmenin hem de tedavi şeklinin belirlenebilmesi için hassasiyetle incelenmesi ve uygun testlerin bu süreçte yapılması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Şaşoğlu, saç dökülmeleri konusunda 4 yılı laboratuvarda olmak üzere 12 yıldır çalıştıklarını ve bu kapsamda bir formül geliştirdiklerini anlatarak, şunları kaydetti:
'Saçın dökülmesindeki sebep-sonuç ilişkilerini ve nasıl tedavi edilir düzenini oluşturmak için 8 yıl masa başında çalıştık. 4 yıla yakın da laboratuvarda, oluşturduğumuz formüller üzerinde çalışmalar yürüttük. Bunun sonucunda saç dökülmesinin kader olmadığını, önlenebileceğini, saç köklerinin ölmediğini, bu saç köklerinin hormonal baskının ortadan kalkmasıyla yeniden çalışacağını ortaya koyduk. Saçın doğal dökülme süreci, aslında saçın doğal dinlenme sürecidir. İşte burada genetik yatkınlığı olan bireylerde hormonların ve genlerin etkisiyle saçtaki hücreler yenilenemiyor. Biz genlerle oynayamadığımızdan, buradaki hormonları durduracak tamamen bitkisel, doğal ve yan etkisiz bitki özleri kullandık. Bu çalışmamızla saç köklerinin çalışabildiğini gördük. Sonuç olarak gördük ki kellik kader değil.'
Saç kökünün dökülme sırasına göre yeniden çalışma süresinin de değiştiğine dikkati çeken Şaşoğlu, bu sürenin kişiye göre değiştiğini, 6 ila 14 ay aralığında olduğunu anlattı.
Meral Şaşoğlu, saç yağlanmasının şiddetinin hastalığın şiddetiyle orantılı olduğunu tespit ettiklerini vurgulayarak, 'Dedik ki 'Sizin saçınızın yağlanması durduğu, sıfırlandığı an kökte yeni saç yapımı başlıyor. Tabii ki dökülme de yüzde 100 duruyor ve hücreler hormonal baskıdan kurtulmuş olacağından yeniden saç üretilebiliyor.' ifadelerini kullandı.