Mustafa Güçlü yazdı: 'Kravatlı soysuzlardan hesap sorulsun'

Mustafa Güçlü yazdı:

Sitemiz enpolitik.com yazarlarından Mustafa Güçlü, terör örgütü PKK'nın alçakça tuzak kurduğu asker eşi ve bebeği bağlamında ele aldığı yazıda PKK ve FETÖ sempatizanlarının kamu, iş dünyası ve siyaseten temizlenmesi gerektiğini

Sitemiz enpolitik.com yazarlarından Mustafa Güçlü, terör örgütü PKK'nın alçakça tuzak kurduğu asker eşi ve bebeğinin şehadeti bağlamında ele aldığı yazısında PKK ve FETÖ sempatizanlarının kamu, iş dünyası ve siyaseten temizlenmesinin ne derece elzem olduğuna dikkat çekti. 

Güçlü, 'Uşaklar ve efendileri kazdıkları kuyuda boğulacaktır' başlıklı yazısında şunları kaydetti: 

'Tarihin en önemli vasfı döngüsel bir mahiyette süreklilik gösteren bir yapıya sahip olmasıdır. Tarihin bu özelliğini ünlü sosyal bilinci İbn-i Haldun toplum nazariyesinde izah etmiştir. Aşırı özgüvenle hareket eden toplumların zaafiyetlerine nasıl kör kalarak gerilediklerini ve fetih ruhu ile hareket eden toplumlarla nasıl yer değiştirmek zorunda kaldıklarını tafsilatlı bir şekilde izah eder. Bugün Amerika'nın güç zehirlenmesi yaşayarak nasıl bir bataklığa doğru sürüklendiğini bile fark edemeden hareket edişinin tezahürlerini genelde Ortadoğu özelde ise Türkiye?ye karşı takındıkları tutarsız politikalarında müşahade etmekteyiz. İşte bu manzara tamda İbn-i Haldun?un toplum nazariyesinde ifade ettiği hakikate tekabül etmektedir. Tarihin işleyen döngüsel kaderi tecelli edecek herkes hak ettiğini muameleyi görecektir. Bu noktada Türk milleti olarak üzerimize düşeni yaparak tarih sahnesinde hak ettiğimiz konumu elde etme gayreti içinde olmalıyız.

Emperyalist Avrupa?nın gayri meşru çocuğu haydut Amerika?nın son yıllarda Türkiye Devletine karşı açıkça pervasız bir şekilde açığa vurduğu düşmanlığının en son geldiği nokta İçişleri  ve Adalet Bakanımıza karşı takındığı tavırdır. Aslında gelinen süreç  siyonistlerle işbirliği içinde olan evanjelist zihniyet tarafından yönetilen Amerika?nın  Türkiye Devletine tahakküm etme noktasında  politika geliştirebilme açısından ne kadar aciz bir konuma düştüğünün göstergesidir. Amerika?nın bu tutuma karşı gayet soğukkanlı bir üslup ve strateji ile cevap verilmesi gereklidir. İşe ilk önce ağababalarına güvenerek Türk Milletinin verdiği maaşlarla geçimlerini sağlayan ancak efendilerinden aldıkları emirlerle hainlikten geri durmayan kamudaki kravatlı soysuzlardan hesap sorarak başlanmalıdır. Kamudaki gerek PKK sempatizanı gerek FETÖ artığı kriptoların bir an önce tespit edilerek ivedilikle işine son verilmelidir; daha sonrasında iş dünyasında ve siyaset arenasında aynı ivedilikle operasyonlara devam etmelidir. Zira hainlere karşı devlet merhametini lüzumsuz yere devreye sokmak kamu vicdanında da derin yaralar açacaktır. Bu durum ise her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz birlik ve beraberlik ruhunu zedeleyecektir. Bugün millet olarak dayanışma içinde olmamızı sağlayacak en büyük irade adalet çerçevesinde oluşturulacak siyasi politikalardır.   

Muhalefeti ve iktidarı ile teröre karşı ortak bir siyasi irade ortaya koymak güçlü Türkiye?nin inşası için toplumun tüm kesimlerinin üzerine düşün asli bir görev ve sorumluktur. Bu kapsamda ülkemizi kuşatma altına almak isteyen dış güçlere ve onların maşası konumundaki içimizdeki işbirlikçi hainlere karşı etkili bir duruş göstermeliyiz. Asla ve asla iç siyasi hesapların içine girerek milli birliğimizi ve beraberliğimizi zedeleyecek söylemlerle gerek PKK gerek FETÖ?ye nefes alacak yaşam alanı açmaktan vazgeçilmelidir. Milletin beklediği adalet çerçevesinde içimizdeki hainlere karşı etkili mücadele verilmesi ve ülkemizin üzerine kara bulut gibi çökmeye çalışan dış güçlere karşı onurlu bir mücadeledir. Bu istikamette eksikliklere rağmen rayına doğru girmeye başlayan bir süreçte bitmişliğin ve tükenmişliğin verdiği çaresizlikle on bir aylık evladımızla birlikte annesini katleden hainlere ve onların ağababaları Amerika'nın, Bakanlarımıza karşı takındığı tavra sivil ve siyasal toplum kenetlenerek gereken cevabı vermelidir.'