Tarih: 30.08.2018 19:30

'Kendi iradesiyle yolunu çizen Türkiye'yi tahammül edemiyorlar'

Facebook Twitter Linked-in

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Harp Okulları Mezuniyet Töreni'ne katıldı. 

Törende konuşan Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tüm Harp Okulları'nı Milli Savunma Üniversitesi'nin bünyesinde toplayarak yeniden yapılandırdıklarını anımsatarak, bu sebeple 2016 ve 2017 yıllarında Harp Okulları'ndan Türk öğrenci mezun edemediklerini belirtti. Subay ihtiyacını karşılamak için temel askerlik ve subaylık anlayışı kazandırma eğitimlerini başlattıklarını ifade eden Erdoğan, 'Böylece geçtiğimiz yıl Kasım ayında ve bu yılın Temmuz ayında yaklaşık 3 bin teğmeni TSK'mıza kazandırdık. Aynı şekilde üniversitemize bağlı Astsubay Meslek Yüksekokullarımız da mezunlarıyla ordumuzun insan gücüne katkılarını sundular. Bugün ise yeniden yapılandırma sonrası Harp Okullarımızın ilk mezunlarını veriyoruz. İnşallah yarın Balıkesir'e gidecek, astsubaylarımızın mezuniyet töreninde onlarla ve aileleriyle birlikte olacağız. Milli Savunma Üniversite'miz önümüzdeki eğitim yılında 6 bin 125 Türk ve 22 ülkeden 661 misafir askeri öğrencisiyle yeni eğitim öğretim yılına başlayacak' diye konuştu. 

'Askeri okullar kapanması bir yana kapasitesi ve faaliyet alanı genişledi' 
Böylece 15 Temmuz'un ardından başlayan yeniden yapılanma sürecinin büyük ölçüde tamamlanmış olacağını ve Harp Okulları'nın tam kapasiteyle faaliyetlerini yürütür hale gelmiş olacağına dikkat çeken Erdoğan, 'Bazıları askeri okullar kapatıldı diye propaganda yapıyor. Halbuki işte burada olduğu gibi Harp Okullarımız, Astsubay Meslek Yüksekokullarımız faaliyetlerini sürdürüyor. Sadece artık günümüz şartlarında ihtiyaç kalmadığı için askeri liseler kapatıldı. Şu anda üniversitemizin toplam öğrenci sayısı 9 bin 500'ün üzerindedir. Sadece bu yıl üniversitemize bağlı okullara 4 bine yakın yeni öğrenci alınacak. Görüldüğü gibi askeri okullar kapanması bir yana kapasitesi ve faaliyet alanı daha da genişleyerek ülkemize hizmet etmeyi sürdürüyor' şeklinde konuştu. 

'Tabi en az bunun kadar önemli bir başka husus da askeri okullarımızdaki eğitim öğretimin içeriğidir' diyen Erdoğan, şunları kaydetti: 

'TSK'mızın personel ihtiyacını karşılamak konusundaki reformumuzu tabelayla sınırlı tutarsak kendi kendimizi kandırmış oluruz. Asıl buradaki zihniyeti değiştirmek mecburiyetindeyiz. Türkiye'nin sürekli darbe ve cunta üreten, vesayetin aracı haline gelen değil ülkesini ve milletini en iyi şekilde savunacak bir orduya ve insan gücüne ihtiyacı vardır. Milli Savunma Üniversite'mizin bu doğrultuda çok önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini biliyorum. Ancak içerik konusunda henüz arzu ettiğimiz seviyeye gelemediğimizi düşünüyorum. Kurumsal açıdan yeniden yapılanma sürecini önemli ölçüde tamamladığımıza göre artık tüm enerjimizi ve zamanımızı içerik üzerinde yoğunlaştırabiliriz. TSK'mızı sadece silahıyla, sadece insan gücüyle, sadece fiziki performansıyla değil aynı zamanda hayata, dünyaya, ülkemize üstlenilen sorumluluklara bakış açısıyla da en ileri düzeye ulaştırmak noktasında kararlıyız. İnşallah önümüzdeki dönem bu doğrultuda çok önemli reformlara imza atılacak bir dönem olacaktır. Türkiye'nin diğer tüm kazanımları gibi Milli Savunma Üniversitesi ile kurduğumuz yeni sistemden de geriye dönüş kesinlikle mümkün değildir.' 

?Askerlik ve onunla ilgili tüm faaliyetler toplumların gelişmesinin, güçlenmesinin temel alt yapısıdır? 
Erdoğan, tarihçilerin Türk milletini 'asker millet' veya 'ordu millet' olarak tanımladığını ifade etti. Buradaki askerlik vurgusunun birilerinin iddia ettiği gibi Türk insanının başka bir işe yaramayacağını ifade etmediğini vurgulayan Erdoğan, 'Tam tersine asker millet kavramı milletimizin ezanı, bayrağı, vatanı, devleti söz konusu olduğunda topyekun kıyama kalkan bir millet olduğunu anlatıyor. Günümüzdeki tecrübelerden de biliyoruz ki askerlik ve onunla ilgili tüm faaliyetler toplumların gelişmesinin, güçlenmesinin temel alt yapısıdır. Buradan elde edilen sonuçlar ticaretten eğitime diğer alanlara uyarlanarak toplumların hedeflerine ulaşmalarına katkıda bulunuyor. Bizim de bu sistemi etkin bir şekilde çalıştırmamız şarttır. Esasen bu hakikatin örneklerini kendi tarihimizde de görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Malazgirt'te 947 yıl önce kazandığımız büyük zaferin yıl dönümünü 10 binlerce kardeşimizle kutladık. Malazgirt'ten yaklaşık 1 asır sonra Anadolu'nun ve Balkanların her yerinde izi olan Sarı Saltuk'un önderliğinde Dobruca'dan başlayarak bölgeye yerleşen Türkmenler asker millet oluşumuzun en bariz örneğidir. İlk etapta 12 bin kişiyle başlayan bu yerleşim tarım ve hayvancılıktan ticarete, şehirlerin imarından eğitime kadar geniş bir alanda sonuçlar doğurarak gelişmiştir. Daha Osmanlı kurulmadan Selçuklu devrinde yaşanan bu hadise bize gönüller fethedilmeden toprakların fethedilemeyeceğini gösteriyor' ifadelerini kullandı. 

'Ordumuzun yerli ve milli vasfını güçlendireceğiz' 
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 
'Bizim ordularımız başındaki komutanından en son safındaki erine kadar bu inançla savaşıyordu. Onun içinde bin yıllardır milletimizin bileği bükülmüyor. Küllerinden hep yeniden doğmayı başarıyor. Ecdadımızı tarihteki emperyalist ve barbarlar ordulardan farklı kılan insana bakış açısıdır. Bugün Afganistan'dan Kosova'ya, Suriye'den Somali'ye kadar dünyanın dört bir yanında görev yapan askerlerimizin diğer ülkelerin askerlerinden farklı olarak öncelikle bölge halkının gönlünü kazanıyor olması boşuna değildir. Askerimizi nerelere gidersek gidelim oranın halkı tarafından sevildiğini görürüz. Türk Silahlı Kuvvetlerimizi subayından erine kadar tüm askerleriyle içlerinden çıktığı milletimizin hasretlerine uygun şekilde güçlendirmeye devam edeceğiz. Ordumuzu FETÖ ve PKK başta olmak üzere ülkemizin ve milletimizin düşmanı terör örgütlerinin tasallutundan kurtarmakla kalmayacağız, her yönüyle yerli ve milli vasfını güçlendireceğiz. Bu konuda Milli Savunma Üniversitesi'ne ve komuta kadememize güveniyoruz.' 

'Heveslerini her seferinde kursaklarında bıraktık' 
Tarihin bu coğrafyada yaşamanın bir bedeli olduğunu gösterdiğini ifade eden Erdoğan, bu bedelin de sürekli tehdit altında olmak, sürekli teyakkuz halinde olmak olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin gündeminin sürekli terör saldırıları, bölgesindeki insani krizler ve mağdurların ve mazlumların sıkıntıları olmasının kendilerinin tercihi olmadığını aktaran Erdoğan, 'Köksüz insanlar gibi köksüz toplumlarda rüzgarın önünde savrulmaya mahkumdur. Rüzgarın önünde bir savrulmaya başladınız mı kendinizi nerede bulacağınızı ancak Allah bilir. Geçtiğimiz 200 yıldır Anadolu, daha önce nerede yaşamış olursa olsun ecdadımızın son sığınağı, son limanı, son vatanı olmuştur. Balkanlar'dan Kafkasya'ya, Kuzey Afrika'dan Kırım'a kadar nerede başı dara düşen bir kardeşimiz varsa istikametini Anadolu'ya çevirmiştir. Bununla birlikte Anadolu'dan başka gidecek yerimiz olmadığı gerçeğini de hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadık. Çanakkale Savaşı'nda, İstiklal Harbi'nde, 15 Temmuz'da tüm gücümüzle vatanımızı savunduk. Anadolu'yu Türk'ten ve onunla eşdeğer gördükleri Müslüman?dan temizlemek için yanıp tutuşanların heveslerini her seferinde bu inançla kursaklarında bıraktık' dedi. 

'Kendi yolunu kendi iradesiyle çizen Türkiye'ye tahammül edemiyorlar' 
Erdoğan, Türkiye'yi Anadolu'nun sadece bekçisi olarak görenler, asla sahibi olarak kabul etmeyenlere inat Türkiye'ye dört elle sarıldıklarını söyledi. Türkiye'yi korumak için gerekli kırmızı çizgilerin sınırlarda değil daha ötesinde başlaması gerektiğini gördüklerini ve buna göre bir politika izlediklerini dile getiren Erdoğan, terörle mücadeleyi Suriye ve Irak'ta sürdürmelerinin sebebinin bu olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Kimi zaman terle, kimi zaman kanla yoğurduğumuz bu topraklar artık bizim ilelebet vatanımızdır. Bir ayağımızı buraya sıkı sıkı basacak, diğeriyle tüm dünyayı dolaşacağız. Böylece kendimizle birlikte kardeşlerimizin, dostlarımızın, umudunu bize bağlamış herkesin yanında yer almak, yarasını sarma, elimizi uzatma imkanı bulacağız. İşte bu Türkiye'yi kabullenmek istemiyorlar. Böyle bir Türkiye'ye tahammülleri yok. Geçmişte uzunca bir süre hep tabi olan, hep takip eden Türkiye'ye alıştıkları için kendi yolunu kendi iradesiyle çizen Türkiye'ye tahammül edemiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar büyük ve güçlü Türkiye'nin önünde duramayacaklar. Bize bin kere diz çöktürdüklerini zannetseler de biz bin kere ayağa kalkmaya devam edeceğiz' diye konuştu. 

'Yarınki Türkiye bugünkünden daha güçlü olacak' 
Erdoğan, bugünkü Türkiye'nin 20 yıl öncesinin Türkiye'sinden kat ve kat daha güçlü, daha müreffeh ve daha muktedir olduğunun altını çizerek, 'İnşallah yarınki Türkiye bugünkünden daha güçlü, daha müreffeh ve daha muktedir olacaktır. Yeter ki Rabiamızı sıkı sıkıya sahip çıkarak hayata hakim kılalım. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bunun için de bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız' dedi. 
Kara Harp Okulu birincisi Teğmen Mehmet Kaya ise mezun olan teğmenler adına yaptığı konuşmada, 'İster 1071?den bu yana ülkemize saldırılarını devam ettiren dış güçler olsun, isterse onların 15 Temmuz?da yüce milletimize kurşun sıkacak kadar gözü dönmüş hain iş birlikçileri olsun, bir gerçek gün gibi ortadadır ki bizi yenemezler, bizi yenemeyecekler. Güzel yurdumuzu ve yüce milletimizi tehdit etmeye cüret edecek tüm düşmanlar karşılarında bizleri bulacaktır. TSK?nın en genç subayları olarak, yedi iklim, üç kıtada at koşturan, barışı, istikrarı, güvenliği sağlayan, atalarımızdan bizlere miras kalan milli, manevi ve mesleki değerlerimizden aldığımız güçle ülkemize, milletimize ve demokrasimize kasteden başta FETÖ olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadelede bayrağı devralarak yüce Türk milletinin gücüne gücümüzü ekleyeceğiz' şeklinde konuştu. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Kara Harp Okulu birincisi Teğmen Mehmet Kaya, Hava Harp Okulu birincisi Teğmen Güner Seven ve Dehiz Harp Okulu birincisi Teğmen Yavuz Aydın?a diplomalarını verdi ve tebrik etti. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —