Belediyecilik hizmetinde beklentiler ne? Muzaffer Yurttaş yazdı...

Belediyecilik hizmetinde beklentiler ne? Muzaffer Yurttaş yazdı...

24 Haziran seçimi ile yeni bir döneme giren Türkiye, 31 Mart 2019'da belediye başkanlarını seçmek için sandık başında olacak... Sitemiz Enpolitik.com için gündemi kaleme alan Muzaffer Yurttaş, memur belediye başkanı döneminin geride kald?

24 Haziran seçimi ile yeni bir döneme giren Türkiye, 31 Mart 2019'da belediye başkanlarını seçmek için sandık başında olacak... Sitemiz Enpolitik.com için gündemi kaleme alan Muzaffer Yurttaş, memur belediye başkanı döneminin geride kaldığını ifade ederek, öne çıkanları sıraladı.

 Muzaffer Yurttaş'ın yazısının tamamı şöyle:

Mahalli İdareler seçimleri yaklaşıyor. Yavaş yavaş aday adayları arzı endam eylemeye başladılar. Önümüzdeki süreçte başka ne gibi gelişmeler olacak? Partilerin tavırları ne olacak? Yerelde ittifaklar olacak mı? Hepsini zaman gösterecek.

Seçilen başkanlar koltuğa oturmak için seçilmiyorlar. Onlar şehrin emini olacaklar ve gece gündüz demeden ev ev dolaşarak halka hizmet edecekler. Fedakar olacaklar, koltuk yerine şantiyeleri ve sokak ve caddeleri mekan edinecekler.

Zafer mücadele ve yürek ister, cesaret ister. Siyaset ateşten gömlek gibidir, göreni ısıtır, giyeni yakar. Onu giymek fedakarlık ister. Şairin dediği gibi ?İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal, hamallık ki sonunda ne rütbe var ne de mal, yalnız acı bir lokma zehirle pişmiş aştan ve ayrılık atadan, vatandan, arkadaştan? hitabına mazhar olan yöneticileri zor ve meşakkatli bir serüven bekliyor. Amaç birilerini bir yerlere ve koltuğa oturtmak değil, aşkı ve liyakati olanı göreve getirmektir.

Memur belediye başkanı dönemi geride kaldı. Sosyal belediyecilik, vizyoner belediyecilik, proje belediyeciliği dönemi başlamıştır. Halkımız risk alan, istihdam oluşturan, toplumun ve yatırımcının önünü açan bir belediye başkanı istiyor.

Felsefesiz, ruhsuz, büyümek için büyüyen şehirde huzur arayan yığınlar asla huzur bulamayacaktır. Bir şehirde huzur, emniyet, estetik yok ise orada insanlar mutsuzdur. Kurulan şehirler ruhu olan ve yaşayan, canlı şehirler oluşturulmalıdır. Bütün unsurları ile insanı yaşatmayı hedefleyen şehirler, nitelikli insanı ve yatırımı cezbederek kalkınmaya ivme katar.

Yerel demokrasiyi vatandaş artık beş senede bir belediye başkanını seçen bir sorumluluktan ibaret görmüyor. Aksine ?Ben seçtim ama birlikte yöneteceğiz? edasıyla hareket etmektedir. Kadını, genci, yaşlısı kararlara katılmak istemektedir. ?Büyüklerimiz bilir? diyen anlayışın yerini ?benim de söyleyecek sözüm var? diyen bir anlayış almıştır. Şeffaf, paylaşımcı, danışan, paylaşan, kararları birlikte alıp halka onaylatan belediyecilik anlayışı daha çok takdir toplamaktadır.

Kentsel dönüşüm bina kurmak değil, yaşam kentleri kurmak, mahalle kurmak, yeşil alan, sosyal alan kurmaktır. AVM kültürü yerine, kapalı çarşı modelini oluşturmak ve insanı, ruhunu, yerliyi koruyan bir model oluşturulmalıdır.

Çağımızın yeni şehir modellerinden ilham almamız şarttır. Akıllı şehir, kültür şehri, slow city veya sakin şehir, yeşil şehir gibi her bir model örnek alınabilir. Evrensel modelleri dikkate alıp kendi özgün modelimizle sentezleme becerisini göstermeliyiz. Osmanlı, Selçuklu mimarisini modern mimari ile sentezlemeliyiz.

Vatandaş artık yola, suya alışmış ve onlara karnı toktur. Sosyal yaşam alanları, ruhunu rahatlatacak mekanlar talep ediyor. Vatandaş artık balık istemiyor, balık tutabileceği alanlar ve istihdam alanları istiyor. Sanatı, kültürü kentin bir parçası haline getiren ve kendileri ile yaşayan bir belediye başkanı istiyor. Gereğinde bisiklete binen, kendileri ile birlikte eşofmanının giyip spor yapan, acılarını ve sevinçlerini paylaşan belediye başkanını istiyor.

Manisa?nın çözüm bekleyen pek çok sorunu var. Yollar yapılacak, kentsel dönüşüm tamamlanacak, yeni konutlar inşa edilecek, tarih gün yüzüne çıkartılacak, ata yadigarı eserler restore edilecek, çarşılar canlandırılacak, Pazar yerleri daha modern hale getirilecek, iş sahası ve istihdam alanları açılacak yani yapacak çok iş var. Gediz nehri temizlenecek, sulama sistemleri kapalı devreye alınacak, yeni organize sanayiler kurulacak, büyük parklar açılacak, millet kıraathaneleri yapılacak.

Halkımız iyi değil en iyiyi, çalışanı değil verimli ve insan orjinli çalışanı seçmesini biliyor. Halka inen, gönlüne giren, topluma danışan ve birlikte yönetme ve ekip ruhuna inanan adaylar daha şanslı olmaya başladı. Her şey insan için!