Tarih: 01.10.2018 18:52

Dünya Çocuklar Günü ve dünyanın mülteci çocukları...

Facebook Twitter Linked-in

Çocuklar umudun, mutluluğun, geleceğin temsilcisi, dünyanın en saf varlıkları...Tüm tehlikelerden bihaber korunmaya muhtaç kendi dünyasının pembe düşlerinin sınırında yaşayan insanlığın geleceği...

Bugün 1 Ekim 2018 Dünya Çocuk Günü olarak kutlanıyor. Dünya Çocuk Günü nedir, ne zaman kutlanır sorularının yanı sıra gelin dünya çocuk gerçeğine Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonunun (UNICEF) verileri ile bir göz atalım...


Dünya çocuk günü nedir?

Dünya Çocuk Günü 1925 yılında Cenevre?de 54 ülkenin katılımıyla gerçekleşen Çocukların Refahı için Dünya Konferansından sonra Uluslararası Çocuk Günü kutlanması kararlaştırılmıştır. Bu konferansta yoksulluk, çocuk işçiliği, eğitim gibi dünya çocuklarının sorunlarına dikkat çekilmiştir. Konferansın ardından bir çok ülke çocukların sorunlarına ilişkin kamuoyu oluşturma adına belirledikleri bir günü Dünya Çocuk Günü olarak kutlamaktadırlar. Dolayısıyla bu günü her devlet farklı günler de kutlamaktadır.


UNICEF, ?Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu? 1954 yılında aldığı bir kararla Ekim ayının ilk Pazartesi gününü Dünya Çocuk Günü ilan etmiştir.

1 Haziran tarihi 21 ülke tarafından en yaygın kutlanan Dünya Çocuk günü tarihidir. 1 Haziran 2018 yılında Cuma gününe denk gelmektedir. Türkiye Cumhuriyetinde ise 23 Nisan da kutlanmaktadır.


Veriler ışığında dünya çocuk gerçeği

Dünyamızın saf ve masum ve geleceğimizin aydın yüzleri çocuklarımızken, diğer yandan şüphesiz dünya üzerinde en çok zarar gören, acı çeken ve yitirilen varlık da yine çocuklar oluyor... Savaşlar, doğal afetler ve göçler...Dünya üzerinde yaşanan her türlü acı ilk onları, onların küçük ve savunmasız bedenini vuruyor, onların yaşam, eğitim ve eğlenme hakkını ellerinden alıyor...

Savaş, açlık, fakirlik, çatışma, iç karışıklık... Bu gibi sebepler en çok çocukların hayatını etkiliyor. Maruz kaldıkları olumsuzluklar ve insanlık dışı muameleler sonucu bugün milyonlarca çocuk kendi evinde, kendi vatanında yaşayamıyor, eğitim göremiyor ve yaşıtları gibi sağlıklı koşullarda hayatlarını sürdüremiyor.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonunun (UNICEF) verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 28 milyon çocuk savaş, istikrarsızlık, iç çatışma, gıda yetersizliği ve daha iyi bir yaşam arayışı gibi nedenlerle yaşadıkları bölgelerden farklı yerlere göç etmek zorunda kaldı.  28 milyon yerinden edilmiş çocuk; mevcut çatışmalar, zulüm ve kötü yaşam koşullarından kaçıyor.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonunun (UNICEF) verilerine göre yine bu çocukların 12 milyonu mülteci ve sığınmacı statüsünde bulunuyor.


Her 200 çocuktan 1'inin mülteci olduğu günümüz dünyasında ayrıca her yıl 70 bin devletsiz çocuk doğuyor.

Bunun yanı sıra 2015 ve 2016'da ülkelerinden göç etmek zorunda olan 80 ülkede kayıtlı en az 300 bin çocuğun ailesinden ayrı olduğu biliniyor.

Dünya genelinde çocukların yüzde 91'i ilköğretim düzeyinde eğitim alabiliyorken mülteci ve sığınmacı çocukların yüzde 61'i ilköğretim imkanına sahip. Öte yandan, ortaokul düzeyinde dünya ortalaması yüzde 84 iken mülteci ve sığınmacı çocukların yalnızca yüzde 23'ü ortaokula gidebiliyor.

Güney Sudan, Etiyopya, Kenya... Milyonlarca mülteci çocuk

Afrika'da çatışmalar, insan hakları ihlalleri ve işkencelerin yanı sıra gıda yetersizliği nedeniyle çocuklar aileleriyle başka bölgelere göç etmek zorunda kalıyor.


Kıtadaki yaklaşık 7 milyon yerlerinden edilen kişi, mülteci ve sığınmacının 4 milyon kadarını çocuklar oluşturuyor.

Afrikalı bu çocukların önemli bir bölümünü, Güney Sudan'daki istikrarsızlık yüzünden Etiyopya, Kenya, Sudan ve Uganda'ya göç edenler oluşturuyor.

Somali'den göç eden çocuklar ise Cibuti, Etiyopya, Kenya gibi ülkelerde yeni bir yaşam mücadelesi verirken Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ndeki topluluklar arasındaki çatışmalardan ötürü çocuklar çevre ülkelere göç ediyor.

Mülteci çocukların yargılandığı yer: Amerika

Amerika kıtasında ise yerlerinden edilmiş, mülteci ve sığınmacı 6,3 milyon çocuk bulunuyor.

Özellikle Orta Amerika ülkelerinden Kuzey Amerika'ya göç eden kişilerin yüzde 43'ünü çocuklar oluşturuyor. Bu çocukların göç destinasyonu ise ağırlıklı olarak ABD ve Kanada oluyor.


Ancak bölgedeki göçmen çocukların karşılaştığı birçok yapısal sorun bulunuyor. ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin ülkenin güney sınırlarından yasa dışı yollarla içeri girerken yakalanan göçmenlerin çocuklarını yargılama sürecinde alıkoyma uygulaması bunun bir örneğini oluşturuyor.

Asya'nın çocukları da mülteci...

Nüfusu kalabalık olan Asya ülkelerinde ve Ortadoğu'da da göç etmek zorunda olan 18 yaş altı toplam 12 milyon çocuk bulunuyor.

Asya dünyada en fazla mülteci, sığınmacı ve yerlerinden edilmiş çocuğa ev sahipliği yapıyor.

Bölgede en çok göç veren ülkeler arasında bulunan Afganistan'dan kaçmak zorunda kalan çocukların çoğu Pakistan ve İran'da yeniden hayata tutunmaya çalışıyor.

Öte yandan bölgede Myanmar ordusu ve Budist milliyetçilerin zulmünden kaçan yaklaşık 700 bin Arakanlı Müslümanın 385 bini çocuklardan oluşuyor.


Ortadoğu'nun mülteci çocukları

Ortadoğu'da Suriye, Irak ve Yemen en çok göç veren ülkeler olarak ön plana çıkıyor. Ülkelerindeki kaostan kaçan çocukların birçoğu Türkiye, Ürdün, Pakistan, Lübnan gibi ülkelere göç ediyor.

Suriye savaşı nedeniyle son yıllarda Türkiye en çok göç alan ülkelerden biri oldu. Suriye'deki savaş yüzünden Türkiye'ye yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli geldi. Suriyelilerin yanı sıra Irak, Afganistan gibi diğer ülkelerden gelenlerle Türkiye'deki 3,9 milyon kişinin 1,7 milyonunu çocuklar oluşturuyor.

Avrupa'da en çok mülteci Almanya ve Sırbistan'da

Avrupa, çoğunluğu Suriyeli, Afgan ve Iraklı olmak üzere toplamda 5,4 milyon yerlerinden edilmiş, sığınmacı ve mülteci çocuğa ev sahipliği yapıyor. Avrupa'da en fazla mülteci ve sığınmacı çocuk Almanya ve Sırbistan'da bulunuyor.

Ekseriyeti Ortadoğu ülkelerinden gelen, Akdeniz ve Balkanlar üzerinden Avrupa'ya ulaşmaya çalışan mülteci ve sığınmacıların karşı karşıya kaldıkları sorunların ardından 2015-2016 dönemi Avrupa'da 'mülteci krizi' olarak anılıyor.

Bu dönemde yaklaşık 2,5 milyon çocuk yeni bir yaşam umuduyla ailesiyle veya tanıdıklarıyla hayati riskler alarak Avrupa'ya göç etti. Bu çocukların birçoğu ise Akdeniz üzerinden Yunanistan, İtalya ve İspanya'ya geçmeye çalışırken hayatlarını kaybetti.

Bunun yanı sıra Ukrayna'daki siyasi kriz de birçok çocuğun Rusya, Belarus ve Polonya'ya göç etmesine neden oldu.

Yerlerinden edilen, mülteci ve sığınmacı çocukların karşılaştıkları en büyük sorunlar arasında ailelerinden ayrı olmak, gerekli korunma ve bakımdan mahrumiyetin yanı sıra eğitim, sağlık ve psikolojik destek gibi bulundukları ülkelerin kamu hizmetlerine ulaşımda yaşadıkları sıkıntılar bulunuyor. 


İnsan ticaretinin kucağındaki 'çocuk'

Göç etmek zorunda kalan çocukların karşılaştıkları en büyük problem insan ticareti yapan çetelerin kurbanları olmaları. Bu kurbanların yaklaşık yüzde 28'ini mülteci ve sığınmacı çocuklar oluşturuyor.

Sahraaltı Afrika, Orta Amerika ve Karayipler gibi bölgelerde ise insan ticareti kurbanı çocuk oranı yüzde 64'e kadar çıkabiliyor.


Milyonlarca çocuk eğitimden uzak

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF, çatışmaların ya da doğal afetlerin etkilediği ülkelerde yaşayan 5 ile 17 yaş arası her üç çocuk ve gençten 1?i okula gitmiyor. Bu da 104 milyon çocuğun okula gitmediği anlamına geliyor.

UNICEF tarafından hazırlanan yeni rapora göre bu sayı tüm dünyada okul dışı çocuk sayısının üçte birinden fazlasını oluşturuyor.

Tüm dünyada, 5 ile 17 yaş arasında olup okula gitmeyen çocuk ve genç sayısı toplam 303 milyonu buluyor.


Mülteci ve sığınmacı çocuklarla ilgili veri yetersiz


Dünyada mülteci ve sığınmacı çocukların mevcut durumu ve yaşadıkları problemlerle etkin mücadele edilmesinin önündeki en büyük engellerden birini konuyla ilgili sağlıklı verilerin bulunmaması oluşturuyor.

Bu kapsamda BM, 'Göç eden çocukları korumak daha sağlam veriyle başlar' temasıyla yerlerinden edilen, sığınmacı ve mülteci statüsündeki çocuklarla ilgili veri edinilmesinin nasıl olabileceği ve pratikte bu verilerin nasıl kullanılabileceğiyle ilgili farkındalık yaratmak için yayımladığı broşürle, ilgili kurum ve kuruluşları gerekli adımları atmaya çağırıyor.

Tüm önlem, çağrı ve farkındalık kampanyalarına rağmen ne yazık ki dünya üzerindeki savaş ve gerilim şiddetini her geçen gün arttırıyor, tabloyu daha da siyaha boyuyor...


kaynak: haberturk/yenisafak

haber: enpolitik.com / Melek S. Tunç




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —