İnternet gazetemiz enpolitik.com yazarlarından Necmettin Evci, ABD Başkanı Trump'ın Suudi Arabistan için sarf ettiği tehditvari sözleri gündemine aldı. Bugünkü köşesinde
ABD Başkanı Trump'ın, Suudi Arabistan'a yönelik sarfettiği ?Biz sizi korumazsak iki hafta dayanamazsınız? sözlerini hatırlatan Evci, 'Ne acı, ne hazin bir durum. Müslüman bir ülkeyi bir gâvur koruyor; üstelik Müslümanlara karşı koruyor!' dedi.
Evci'nin, 'ABD?nin korumasında izzet arayanlar' başlıklı yazısının tamamı şöyle:
'ABD Başkanı Trump?ın, devlet adamına yakışmayan savruk üslup ve lakayt bir edayla Suudî Arabistan için söylediğini haber bültenlerinde duydunuz. ?Biz sizi korumazsak iki hafta dayanamazsınız? diyor açıkça tehdit ediyor, şantaj yapıyordu.
Suudîler korunmalarının karşılığı olarak ABD?ye yüz milyarlarla ifade edilen miktarlarda para vermeliydiler. Bu paraların verilmemesi, ABD?nin desteğini çekmesi ile başlayan felaketin habercisi olurdu. Ne acı, ne hazin bir durum. Müslüman bir ülkeyi bir gâvur koruyor; üstelik Müslümanlara karşı koruyor!
Bir ülke başka bir ülkeyle ekonomiden, güvenliğe birçok alanda anlaşma ve işbirliği yapabilir. Bu devletler politika ve kültür olarak birbirlerine çok farklı hatta düşman da olabilir. Ne ki, bu iki ülke arasındaki ilişki normal diplomatik sınırlar içinde ve siyasetin doğasıyla açıklanamayacak ölçüde efendi, köle ilişkisine benzemektedir. Zaten bu bilinen gerçek, Trump?ın bu mahalle kabadayısı edasıyla söyledikleriyle bir kez daha açığa çıkmıştır.
ABD, bütün dengeleri, teamülleri ayakaltına alarak racon kesen, haraç toplayan bir külhanbeyi tutumu takınmakta, Suudî Arabistanın da buna en ufak karşı koyacak mecali yok gözükmektedir. Suudî Arabistan yakayı fena kaptırmıştır. ABD?ye boyun bükmüş, teslim olmuştur. Esir gibidir. ABD karşısında kişiliği, özgürlüğü, şahsiyeti kalmamıştır. Zelil bir durumdadır. Bu tablo bütün ümmeti derinden üzmektedir.
Trump göreve başlar başlamaz Arap ülkelerine özellikle Suudî Arabistan ve Mısır?ın hainlerini de yanına alarak beyaz küreye el koyduğunda, Siyonist plan işlemeye başladı. O sıralar ne anlama geldiği tartışılan bu hareketin bir gizli anlaşmanın azgın gösterisi olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor. Katar, yemen ve Sudan?a yapılan operasyonlar, daha da ağırlaşan Suriye ve en önemlisi Kudüs olayları, İslâm coğrafyasında işgalin artırılacağının, yeni emperyalist dizaynlarla ümmetin daha da parçalanacağının startı olmuştur. Türkiye sahada ve masada bu planın işlemesine engel olmaktadır.
Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirliği, kılıçlarını kuşandıkları Siyonistler tarafından hangi vaatlerle kandırıldılar, tahmin etmek zor değildir. İsrail?e yakın, Müslümanlara özellikle de Filistinlilere uzak durmaları her şeyi açıklıyor. Kâfirle bir olup Müslümanlara savaş açmaları karşılığında belki, toprak, belki itibar belki para vaat edilmiştir. Hadi bunları bilmiyoruz diyelim; ama Suudîlerin, kâfirlere kayıtsız koşulsuz bağlanmalarının mükâfatı olarak yüz milyarlarca dolar paralarına resmen el konulduğunu bilmeyen kalmadı. O sıralar katalogdan silah satışı yapılarak üç yüz milyar dolardan fazla paralarına el koydular. Bitti mi? Daha sonra Arabistan?ın en büyük petrol şirketi Aramco?ya el koymak istediler. Bildiğim kadarıyla bu şirketin New York borsasında hisselerinin halka arz işlemi başlatıldı bile. Yaklaşık iki trilyon dolar değerinde bir varlıktan söz ediyoruz. Nasıl olduysa Kral Selman ?Bu kadar da olmaz? diyerek bu işlemi durdurdu. Trump?ın kızgınlığı ?Biz sizi korumazsak iki hafta dayanamazsınız? demesinin sebeplerinden biri de bu gelişme olmalıdır.
ABD?nin efendi, Arabistan?ın tutsak, rehin veya köle olduğu ilişki, son derece onur kırıcıdır, asla kabul edilemez. Suudîler, içinde Kâbe ve Mescid-i Haram başta olmak üzere Müslümanların kutsal mekânları, şehir ve beldeleri olan bir coğrafyanın hadimi olmaları gerekirken açık bir ihanet içindedir. Hazreti Peygamber?le İslâmın son tebliği yapılan mekânlarda Ebu Cehillerle, Firavunlarla iş tutmak en hafif ifadeyle anlaşılır gibi değildir. Bu gaflet değildir. Yanılgı sınırlarını aşmış kasıtlı bir ihanet hareketidir. Bu ihaneti reva görenler aşağılık ve zelil durumdadır. Dünyalık çıkarlar için ahretlerini tehlikeye atmışlardır. Müslümanların acılarına duyarsız oluşları, üstelik İslâm düşmanları ve zalimlikleri açık olan güçlerle ittifak kurmaları sonunda dünyalık bir çıkar da elde edememişlerdir. Müslümanların, ümmetin serveti ABD ve İsrail?e peşkeş çekilmektedir.
Şu rezalete, zillete ve sefalete bakınız; hem paramızı alıyorlar, hem o paralarla bizi öldürüyorlar, hem müslümanı müslümana kırdırıyorlar ve hem de kalkıp azarlıyorlar! Tahtını korumak için seçtiğin yolda imanını, onurunu, haysiyetini koruyamaz duruma düştün. İnsan onurunun düşeceği başka bir çukur olabilir mi?
Sen Müslüman kardeşine karşı gâvurla işbirliği yaparsan çukurdan başka bir yüksekliğin de olamaz. Oysa tarihî dinî, coğrafî, insanî ilkelere uygun olarak, Müslüman kardeşlerinle birlik olsan izzetin de ikbalin de artacak. İzzeti, şerefi kâfirlerin, zalimlerin iltifat etmesinde ararsan er geç telef olursun. O dayanamayacağın iki hafta bir gün kaderin olur. Geri dönüşsüz yollar, dönülmez akşamlar başlamadan yanlışlıktan dönülmeli, İslâm birliği ve kardeşliği etrafında güç birliği yapılmalıdır.'