Unutulmaya yüz tutmuş geleneğe can suyu: Aşıklar Bayramı...

Unutulmaya yüz tutmuş geleneğe can suyu: Aşıklar Bayramı...

Kültürümüzün en mühim ögelerinden biri hiç kuşkusuz Âşıklık Geleneği? Anadolu'da hep var olmuş, ama belli bölgelere sıkışmış, sesi cılızlaşmış bu gelenek 1966'dan beri 'Aşıklar Bayramı' etkinlikleri ile sürdürülmeye çalı?

Kültürümüzün en mühim ögelerinden biri hiç kuşkusuz Âşıklık Geleneği? Anadolu'da hep var olmuş, ama belli bölgelere sıkışmış, sesi cılızlaşmış bu gelenek 15 Ekim 1966'dan beri 'Aşıklar Bayramı' etkinlikleri ile sürdürülmeye çalışılıyor...

İlk defa 1966 yılında Konya'da düzenlenmiş olan Aşıklar bayramı, unutulmaya yüz tutmuş, eski etkinliğini yitirmiş aşıklık geleneğini yeniden canlandırmayı amaçlayarak günümüze kadar ulaşmıştır.


Bu şenliklerin ilki Sivas Halk Şairleri Bayramı adıyla Ahmet Kutsi Tecer?in öncülüğünde 5 Kasım 1931?de Sivas? ta gerçekleştirildi. 

Bu şenlikte birçok yerel âşık tanıtıldığı gibi Âşık Veysel de aydınlar tarafından fark edildi. 

Aynı türden bir şenlik 30 Ekim 1964?te gene Sivas?ta İbrahim Aslanoğlu tarafından düzenlendi, ilk bayrama katılamayan birçok âşıkla, aradan geçen zamanda yetişen yeni âşıkların bir araya gelmesi sağlandı.


Konya Âşıklar Bayramı?nm ilki 7-9 Ekim 1966?da Türkiye?nin çeşitli yörelerinden gelen 28 âşığın katılmasıyla gerçekleştirildi. Âşıklar atışma, lebdeğmez (dudakdeğmez), en güzel memleket şiir ve türküsü, hikâyeli türkü, güzelleme, doğmaca şiir ve türkü, muamma vb dallarda yarıştılar. Sonraki yıllarda Karacaoğlan, Köroğlu, Emrah, Dertli ve Şem?î gibi ünlü âşıklar adına ödüller kondu.

Bayram günlerinde Konya?da birkaç kez folklor, halk edebiyatı ve yöreden yetişmiş ünlü kişiler üzerine bilimsel toplantılar da düzenlendi. Bunlardan folklor ve halk edebiyatıyla ilgili seminer (1975) ve kongre (1984) özellikle önemlidir.

Konya Âşıklar Bayramı, âşıkların ve âşıklık geleneğinin yeniden ilgi görmesine, canlılık kazanmasına vesile olmuş, Efkârî, Müdamî, Murat Çobanoğlu, Şeref Taşlıova, Yaşar Reyhani, Halil Karabulut, Mevlüt İhsanı, Abdülvahap Kocaman ve Mustafa Ruhanî gibi âşıklar bu bayramlarda kazandıktan başarılarla ün sağlamışlardır.

XX. yüzyıl âşık edebiyatının oluşmasında Konya Aşıklar Bayramı?nın etkisi büyüktür. Abdulvahap Kocaman, Murat Çobanoğlu, Sefil Selimî, Halil Karabulut, Âşık Hasretî, Şeref Taşlıova, Âşık Feymanî, Hacı Karakılçık, vb. kendilerinin yetişmesinde ve tanınmasında Konya Âşıklar Bayramı?nın payını hemen hemen her ortamda dile getirmişlerdir.

Konya Aşıklar Bayramı bir dönem Selçuk Üniversitesi tarafından düzenlenmiş, daha sonra tekrar Konya Kültür ve Turizm Derneği ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı?na devredilmiştir. Son 10 yılda ise çeşitli sebeplerden dolayı, âşıklar bayramı düzenli olarak yapılamamaktadır.

(Denizli Aşıklar Bayramı'ndan bir kare)


Günümüz âşıklarına ve şiirlerine değer veren, onları maddi ve manevi bakımından destekleyen birkaç belediyemiz ve gerçekleştirdikleri Aşıklar Bayramı şöleni şunlar:

Bunların başında Tarsus Belediyesi gelmektedir. Karaca Oğlan Şelale Şiir Akşamları Aşıklar Bayramı başlangıçta ulusal düzeyde iken daha sonra uluslararası bir boyut kazanmıştır.Bursa Yıldırım Belediyesi son beş yıldır temmuz ayının ilk haftasında yaptığı bayramı geleneksel hâle getirmiştir. Başlangıçta ulusal boyutta olan bu bayram da daha sonra uluslararası bir hüviyete bürünmüştür.Kars Belediyesi Murat Çobanoğlu?nun anısına düzenlediği âşıklar bayramını geleneksel hâle getirmiştir. Her yıl nisan-mayıs aylarında düzenlenen âşıklar bayramına Türkiye?nin dört bir yanından gelen yüzlerce âşık katılmakta ve çeşitli dallarda yarışmaktadırlar.Osmaniye Belediyesi Âşık Feymanî adına düzenlediği Osmaniye Âşıklar Bayramı?nı son beş yıldır aralıksız olarak sürdürmektedir.Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkanlığı ise son üç yıldan bu yana yine âşıklar bayramı düzenlemektedir.


Bekir Salim, Feyzi Halıcı?dan bir şiir ve Çobanoğlu-Müdami?den bir atışma ile Aşıklık Geleneği ve bayramına selam ederiz: 


ETTİLER DOST NAZARINDA? (*)

Ettiler dost nazarında, esir, göze, kaşa beni, sorgusuz can pazarında,

Yazdılar en başa beni.

Boyum yüce arşa-değin, gücünüz yeterse eğin! Meyil vermiş bellemeyin,

Acı pişmiş aşa beni.

Efkârım zor gelir dile, sözüm, sohbetim mert ile, nice onulmaz dert ile,

Koydunuz baş başa beni.

Yok bu işte sayım, suyum, gönülden olmalı uyum, ben toprağın tohumuyum,

Ekmeyiniz taşa beni.

Ateş değse çam dalına, demir döner at nalına, kızgın haset mangalına,

Yapmayınız maşa beni.

Kimler düşüme girdiler, dal misali devirdiler, gam yüküydüm çevirdiler

Gözden akan yaşa beni. (Feyzi Halıcı)



ÇOBANOĞLU ? MÜDAMÎ ATIŞMASI:


Müdamî çok büyük bir âşık? Hatta bir deyim var: Yeni yetişen âşıkların güzel şiirler söylemeleri durumunda teşvik için, ?Maşaallah, Müdamî ustalığına vasıl olmuşsun.? derler? O zaman Çobanoğlu da daha çok genç? Feyzi Halıcı bir yaşlı kurtla bir genci kapıştırmaktan apayrı bir haz duyardı:

MÜDAMİ:

Çobanoğlu eyle yoluna dikkat,

Sapa yerden gidip tozlanmayasın.

Burası Konya?dır ayağın denk at,

Kokuşup sonradan tuzlanmayasın.

ÇOBANOĞLU:

Âşık Müdamî, ben uyarım yola,

Sen kendin ağır tut hızlanmayasın.

Posof?lu hayranın çok var mecliste,

Onlara güvenip yüzlenmeyesin.

MÜDAMİ:

Bura er meydanı şaşırmak da var,

Çelme atıp yere düşürmek de var,

Aşk odunda bağrı pişirmek de var,

Köze düşüp cız cız cızlanmayasın.

ÇOBANOĞLU:

Sen bu şişmanlıkta aşkı nidersin?

Közde kebap bulsan alıp yudarsın.

Yar peşine hayal kurup gidersin.

Kır-bayırda gezip yozlanmayasın.

MÜDAMİ:

Boyun çok uzamış aklını bilmem.

Ağlatırsam gözün yaşını silmem.

Ham tosun harmanda doğru çekmez gem;

Müdam moduluyla bizlenmeyesin.

ÇOBANOĞLU:

Çobanoğlu gönül kırmam yaparım.

Cenabı Mevla?dır daim siperim.

Yaşça büyüğümsün elin öperim.

Gel barışak dersem nazlanmayasın.

*************************************************

USTA SÖZÜ

Mevlâm kanat vermiş uçamıyorsun.

Şu nefsin elinden kaçamıyorsun.

Ruhsatî dünyadan geçemiyorsun;

Topraklar başına vay deli gönül.

Âşık Ruhsatî

*****************************************************

BİR DÖRTLÜK

Küçük kızıma on ikinci yaş doğum günü hediyesi:

Boşuna yapıyorlar güzellik yarışması,

Yorulmaya ne hacet, birinci baştan belli.

Mümkün mü bir rakibin böylesini aşması;

Zahir, Bekir?in kızı, kirpikten, kaştan belli?

Bekir Salim

********************************

MUAMMA (*)

Ne çok zayıf ne şişman,

O mucidin adı ne?

Bulduğuna bin pişman,

Olduğu icadı ne?

(*) Lütfen muammalara şiirle cevap veriniz.

******************************************

DÖRTLÜK TAMAMLAMA

Yüz yıldır milyonlar hizmet ediyor.

Bu kadar emek hiç boşa çıkar mı?

???????.

???????.


kaynak: .nkfu.com/turkedebiyati.org/medium.com

haber: enpolitik.com/ Melek S. Tunç