Sitemiz enpolitik.com köşeyazarlarından Ahmet Rauf Akay, gündemin çok tartışılan konu başlığı 'andımız'a değinerek, konuyu ulus-devlet ve bölücü terör örgütü PKK ile birlikte ele aldı.
Sitemiz enpolitik.com köşeyazarlarından Ahmet Rauf Akay, gündemin çok tartışılan konu başlığı 'andımız'a ilişkin yazarak, konuyu ulus-devlet ve bölücü terör örgütü PKK ile birlikte ele aldı.
'Andımız'ın kaldırılmasının biraz da ulus devlete itiraz olduğunu kaydeden Akay, ' PKK da ulus-devlete karşı çıkıyor. Çünkü onu kendi ideallerinin önünde en büyük engel olarak görüyor. Ama öte taraftan aynı PKK Zazaca'ya karşı çıkıyor, onu Kürtçe'nin türevi veya diyalektlerinden biri olarak görmek istiyor. Kendi ulus-devletini kurmak için ulus-devlete karşı çıkıyor.' dedi.
İşte Akay'ın 'Andımız' başlıklı bugünkü yazısının tamamı:
'Danıştay?ın andımızla ilgili kararı son haftanın en önemli gündem maddelerinden birini oluşturdu. İYİ Parti lideri Akşener ile MHP Genel Başkanı kararı savundular. AK parti cephesinden ise yargıya dönük eleştiriler geldi.
Andımız, belki normal bir süreçte kaldırılsa bu kadar gürültü çıkarmazdı. 2013 yılında çözüm sürecinin bir parçası olarak kaldırıldı ve toplum tarafından PKK?nın bir talebi ve ona verilen bir taviz olarak algılandı. Gerçekten de çözüm süreci olmasaydı, muhtemelen andımızla ilgili bir karar da olmayacaktı.
Bütün bu tartışmaların nedeni, siyasetin toplumsal mutabakatı gerektiren konularda -ben yaptım oldu- zihniyeti ile hareket etmesinden kaynaklanıyor. Halbuki daha katılımcı, daha kapsayıcı bir yöntem izlense belki bugünkü ölçüde bir tepki söz konusu olmayacaktı.
Bir diğer nedeni de, iktidar partisinin bazı mensuplarının Türklük söz konusu olunca aldıkları tavırdır. Bir AK parti milletvekilinin Türk olmaktan kurtulduk şeklindeki beyanı hala arşivlerde duruyor. Milliyetçiliği, ırkçılıkla, şövenlikle suçlayan beyanlar da unutulmadı. Bu tip açıklamalar iktidar partisini milletin gözünde Türklükle problemli bir konuma iter. Tepkiler biraz da bu şüphe ve menfi imajdan kaynaklanıyor.
Bu tip konuları siyasetçilerden ziyade eğitimcilerin, padegogların tartışması gerekir. Ama bizde siyasetçiler her şeyi bildiklerine inandıkları için uzmanlardan destek almaya gerek görmezler. Muhalefet, andımızı Türk kimliği oluşturmanın araçlarından biri olarak görüyor. İktidar ise totaliterizmin bir sembolü olarak değerlendiriyor.
İmparatorlukların yıkılmasından sonra dünya, ulus-devletler sistemine geçti. Ulus-devlet, ulusla devletin örtüştüğü tezine dayanır. Bu bir etnik örtüşme değil, kültürel örtüşmedir. Devletin sınırlarını oluşturan coğrafyada aynı kültürün hâkim kılınmasını, ayrışma potansiyeli taşıyan farklılıkların terbiye edilmesini amaçlar.
Çağımızda devletler, kültürel çoğulculuktan bahsetmelerine rağmen toplumu homojenleştirmek için her çareye başvurmuşlardır. Muhalefetin endişesi, bu tip uluslaşma araçlarının yavaş, yavaş devre dışı bırakılmasıdır. Bu endişeyi anlamak lazım, bir işaretle hemen sokağa dökülüp bürokratik veya oligarşik vesayetten bahsetmek meseleyi çözmez. Bu zevat keşke PKK'nın akıl almaz talepleri karşısında da aynı duyarlılığı gösterseydi.
Şunu unutmamak lazım, andımızın kaldırılması biraz da ulus-devlete itirazla ilgilidir. Bazıları sanıyor ki ulus dağılınca yeniden imparatorluk olacağız, biz Türklüğümüzü geri çekince Arab'ı, Acem'i bayrağımızın altına gelecek. Öyle bir şey yok. Bu, ham hayaldir. Ulus -devlet dağılırsa yerini imparatorluk almaz, küçük kabile devletleri alır. Çağımızda hep böyle oldu, bundan sonra da muhtemelen böyle olacaktır. Ulus -devlete karşı çıkanlar kabile devletlerine bölünmemizi isteyenlerdir. PKK'da ulus-devlete karşı çıkıyor. Çünkü onu kendi ideallerinin önünde en büyük engel olarak görüyor. Ama öte taraftan aynı PKK Zazacaya karşı çıkıyor, onu Kürtçenin türevi veya diyalektlerinden biri olarak görmek istiyor. Kendi ulus-devletini kurmak için ulus-devlete karşı çıkıyor.
Andımızın Türk kimliği oluşturmada, çocukların bilinçaltına tesir etmede ne kadar faydası vardır bilemem, bildiğim şudur, milletleşme sürecini akamete uğratacak her siyasi tasarruf bu ülkeye zarar verir. Paylaştığımız değerler ne kadar çok olursa o kadar güçlü millet oluruz. Öcalan'a sayın demenin suç olmaktan çıkarıldığı bir ülkede andımızın kaldırılması ile ilgili tasarrufu vatandaşa anlatmak zordur.'