Tarih: 24.10.2018 12:10

Diyabet Göz Sağlığını Vuruyor

Facebook Twitter Linked-in

Diyabetin insülin eksikliğine veya etkinliğinin azalmasına bağlı kan şekerinin yükselmesi ile karakterize bir hastalık olduğunu söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ahmet Hamdi Şentürk, diyabetin; göz, böbrek ve damar sistemi başta olmak üzere birçok organda hasar oluşturabileceğine dikkat çekti.

Diyabete gelişmekte olan ülkelerde daha sık rastlandığını ifade eden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ahmet Hamdi Şentürk, diyabetin bazı organlara zarar verebileceğini söyledi. Op. Dr. Şentürk, özellikle diyabetin; göz, böbrek ve damar sisteminde hasar bırakabileceğini ifade ederek, 'İnsüline bağlı tip 1 ve insüline bağlı olmayan tip 2 olmak üzere iki çeşit diyabet vardır. Diyabet tüm dünyada özellikle de gelişmekte olan ülkelerde salgın boyutuna ulaşmıştır. Bu oran son yıllarda hızla artış göstermektedir. Diyabetli hastalarda katarakt daha sık ve genç yaşlarda görülür. Görme sinirini etkileyebilir, göz kaslarında felçlere yol açarak göz kaymasına ve kapak düşüklüğüne neden olabilir' diye konuştu.

Diyabetin görmeyi tehdit ettiğini dile getiren Atagöz Göz Hastalıkları Dal Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ahmet Hamdi Şentürk, diyabet hastalarına önemli uyarılarda bulunarak, 'Diyabetin en önemli komplikasyonu retina tutulumudur. Görme noktasında (makula) ödem, retinada kanamalar ve kanamaya eğilimli yeni damar oluşumları meydana gelebilir. Diyabet hastalarının yüzde otuzunda herhangi bir evrede yüzde onunda ise görmeyi tehdit eden Diabetik Retinopati saptanmaktadır. Diyabette glokom yani göz içi basıncının artması daha sık meydana gelir. Hastalarda yavaş ilerleyen görme azalması veya ani görme olabilir. Bununla birlikte hastaların gözünde hasar başlamasına rağmen görmeyle ilgili hiçbir şikayetleri olmayabilir. Bu da diyabetli hastaların muayenelerinin diyabet uzmanı ile birlikte göz doktoru tarafından yapılmasının önemini göstermektedir. Diabetik Retinopati taramasının yılda bir kez yapılması ile Diabetik Retinopatiye bağlı körlüklerde dört kat azalma meydana gelmektedir. Diyabet süresi, tipi, hipertansiyon varlığı, genetik, cinsiyet, retinopati evresi değerlendirilerek muayene etme sıklığı belirlenmelidir. Hasta riskli gruptaysa yılda bir kez değil daha sık aralıklarla kontrol edilmesini öneriyoruz' şeklinde konuştu.

Görmelerinde azalma olmadan muayene olun uyarısı

Op. Dr. Şentürk, sözlerine şöyle devam etti:

'Eğer retinopati gelişmiş ise artık bu aşamada göz doktorları körlüğü engellemek için kişiselleştirilmiş düzenli göz muayeneleri ve koruyucu tedavilere başlanmalıdır. Retinadaki hasarın belirlenmesinde Fundus Flöresein Anjiyografi (FFA), Optik Koherens Tomografi (OCT) gibi görüntüleme yöntemleri ayrıntılı bilgi verir ve tedavi yönteminin belirlenmesinde yol gösterir. Retinopati tedavisinde Argan Laser, göz içi ilaç enjeksiyonları gibi çeşitli yöntemlerle yeni damar oluşumları ve görme noktasında görmeyi azaltan ödem giderilebilir. Tüm bunlara rağmen göz içine kanama olursa ameliyat ile bu kan temizlenmelidir; ancak tüm tedavi yöntemlerine rağmen görme artması istenilen düzeyde olmayabilir. Bu sebeple hastalar görmelerinde azalma olmasını beklemeden göz doktoruna muayene olmalıdır. Erken evrede tespit edilen lezyonlar daha etkin ve güvenli bir şekilde tedavi edilebilir. Kan şeker düzeyi, hipertansiyon, kanlipid seviyesi kontrolü ve diğer tetkiklerin de kontrol altında tutulması önemlidir.'




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —