Elazığ?da bulunan Harput Kalesi?ndeki surların yapımında kalker taşı kullanıldığını belirten FÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Aytaç, uzaktan bakıldığında surlar beyaz göründüğü için halk arasında ?Süt Kalesi? denildiğini ve bu konuda anlatılan ?kalenin yapımında kuraklıktan dolayı süt kullanıldığı? hikayesinin zamanla efsane haline geldiğini aktardı.
Tarihi Harput Mahallesi?nde M.Ö. 8. Yüzyıl?da Urartu Krallığı tarafından yapılan Harput Kalesi, diğer adıyla ?Süt Kalesi? olarak biliniyor. Efsaneye göre, kalenin yapımında kuraklıktan dolayı süt kullanıldığı ve surlarının bu yüzden beyaz olduğu anlatılıyor.
Yazılı kaynaklarda kalenin yapımıyla ilgili süt kullanıldığına dair bilgi olmadığını aktaran FÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Harput Kalesi Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç, çocuklara anlatılan ve sonra efsaneleşen bu olayların edebiyat ürünleri olduğunu söyledi.
'Beyaz surlar olduğundan Süt Kalesi olarak geçmiştir'
Mitolojinin teknolojiden önceki dönemler açısından insanları bilgilendirme yönünden çok kullanılan bir edebiyat türü olduğunu belirten FÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Aytaç, ?Harput?ta da bir çok efsane vardı. Bunlardan birisi de kalenin Süt Kalesi oluşuyla ilgiliydi. Efsaneye göre, Harput Kalesi surları yapılırken kuraklık olduğu, o kuraklıktan dolayı su bulunmadığından harç karışımının yapılmadığı söylenir. Harç için buradaki sürülerden elde edilen sütün kullanıldığı, bundan dolayı da kalenin surlarının sütle yapıldığı ve adının da süt kalesi olduğuna inanılmaktadır. Harput Kalesi?ndeki surların yapımında genellikle kalker taşı kullanılmıştır. Bu ocaktan çıktığında beyaz olan taş, zamanla hava ve güneşle temas ettiği için rengi biraz sarımtırak hale gelmiştir. Ancak yeni çıkan ocak taşları beyazdır. Uzaktan bakıldığında da çok beyaz surlar olduğundan halk arasında Süt Kalesi olarak geçmiştir. Zamanla da bu efsane olmuştur. Kalede yaşanan fetihler sırasındaki o olaylar, hep bu Süt Kalesi?yle bağdaştırılarak hikaye haline getirilmiştir. Bu bakımdan Harput?un yerleşmesi ve hikayeleri bizim açımızdan önem arz etmektedir? dedi.
'Eskinin efsanelerini, şimdinin çizgi filmi olarak ifade edebiliriz'
Yazılı kaynaklarda kalenin yapımıyla ilgili süt kullanıldığına dair bilgiler olmadığını aktaran Aytaç, ?Bizde en eski kayıtlar 12. Yüzyıl?daki Selçuklu ve Artuklu kayıtları. O dönemde ve sonrasında geçen olayların hepsinde kale ile ilgili bağlantılar var. Zindana Belek Gazi?nin haç kontunu hapsettiği, onu kurtarmak için yapılan girişimler, IV. Murat dönemindeki esir edilen komutanların zindanlara atılması geçiyor. Efkaf defterlerinde kaledeki görevlilerle ilgili bilgi var. Ama yapımında süt kullanıldığına dair bilgi yok. Bu çocuklara hikayelendirilen ve sonra efsaneleşen olaylar biraz edebiyat ürünleridir. Hayal ürünüdür ama hayatımızın da bir parçasını oluşturmaktadır. Eskinin efsaneleri şimdinin çocukları için çizgi filmleri olarak ifade edebiliriz? diye konuştu.
Süt Kalesi ile ilgili anlatılan efsaneler
Efsaneye göre, Harput Kalesine, Süt Kalesi denmesinin ilginç bir hikayesi vardır. Kalenin temelleri atılır. Kale duvarları yükselmeye başlar. Ancak o yıl başlayan su kıtlığına bir çare bulunamaz. Aynı yıl bu su kıtlığının aksine hayvanların sütleri oldukça boldur. Zamanın hükümdarı emir verir. Harç için süt kullanılacaktır. Hayvanlar sağılır. Harç süt ile karılır, kale tamamlanır.
Başka bir efsaneye göre ise kalenin pek çok dehlizi vardır. Bu dehlizlerden birinde güzellerden güzel bir kız yaşarmış. Ancak büyülü olduğundan sürekli kendisi için yaptırılan bir altın köşkte uyumaktaymış. Yalnız her yıl bir kez uyanır ?Süt Kalesi yıkıldı mı, katırlar kuzuladı mı, dere hamamının yerinde yeller esiyor mu' diye sorar, sonra yeniden uykuya dalarmış.