Türk Kızılayı Adana Şube Başkanı Ramazan Saygılı, ?Ne kadar çok kök hücre bağışçısına ulaşırsak nakil bekleyen hastaların umudu artar? dedi.
Saygılı, 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, löseminin iyileşme oranının, günümüzde gelişen tıp teknolojisi sayesinde erken teşhis ve etkili tedavi yöntemiyle yüksek olduğunu bildirdi.
Saygılı, löseminin, çocukluk çağında en sık görülen kanser türü olduğunu belirterek, tedavisinin hasta ve yakınları için zor bir süreç içerdiğini hem manevi hem de maddi açıdan hasta ve yakınlarını zor durumda bıraktığını söyledi. Saygılı, ?Erken teşhis her hastalıkta olduğu gibi lösemi için de önemlidir. Hastanın durumuna göre uygulanan farklı tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Buna rağmen bazen tek çare kök hücre naklidir. Türk Kızılayı olarak TÜRKÖK Projesi kapsamında kök hücre bağış çalışmalarını sürdürüyoruz? dedi.
Saygılı, TÜRKÖK Projesinin, bu hastalıkla mücadele konusunda çok ciddi bir çalışma olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
?Kök hücre bağışçı olmak isteyen bir kişinin öncelikle 18-50 yaş aralığında ve sağlıklı (Hepatit B, Hepatit C ve Sifiliz hastalığı geçirmemiş olan, kronik hastalığı bulunmayan, kanser, HIV ( AIDS ) tanısı almamış olan kişiler) bir kişi olması gerekmektedir. Bağışta bulunan kişilerden alınan 3 tüp kan TÜRKÖK Doku Tiplendirme Laboratuvarında testlerden geçirilir ve bilgileri Kemik İliği Bankasına aktarılır. Bu bilgiler kişi 55 yaşına gelene kadar saklanmaktadır ve sistemde kalmaktadır. Doku uyuşması olduğu taktirde de bağışçı ile irtibata geçilerek kan verme işlemine benzer bir şekilde anestezi ve cerrahi müdahale olmadan kan içinde ki kök hücrelerin ayrıştırılması şeklinde toplama işlemi yapılır.?
Saygılı, Adanalıların kök hücre bağışı konusunda duyarlı olduklarını ancak daha fazlasına ihtiyaç bulunduğuna dikkati çekerek, ?Ne kadar çok kök hücre bağışçısına ulaşırsak nakil bekleyen hastaların umudu artar. Bunun için vatandaşlarımıza bir kez daha kök hücre bağışında bulunmaları konusunda çağrıda bulunuyorum? diye konuştu.
Ramazan Saygılı, bu hastalığın pençesinde kıvranan çocukların ailelerinin çoğu zaman işinden gücünden geri kalması nedeniyle, beslenme ve giyim ağırlıklı sosyal yardım desteği sağladıklarını kaydetti.
