Her gün farklı bir hava durumuna maruz kalan vücut gibi gözlerin de bu değişime adapte olmaya çalıştığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Sezin Aykaç, havayla birebir temas halinde olan gözlerin sağlığına özellikle bu aylarda çok dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Kış aylarında virüs ya da bakteri kaynaklı enfeksiyonlar sebebiyle göz iltihaplarına sıklıkla rastlandığını ifade eden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Sezin Aykaç, soğuk algınlığı, grip, bademcik iltihabı gibi hastalıkların da solunum yollarını etkileyerek zararlı mikropların gözlere kolaylıkla bulaştığını söyledi. Özellikle çocukların dikkat etmesi gerektiğine değinen Aykaç, 'Soğuk ve kuru havalar gözlerde kaşıntıya, sulanmaya, kızarıklığa sebep olarak konjonktivit dediğimiz mikrop kapmasına davetiye çıkarıyor. İş yerleri, okul, sinema, alışveriş merkezleri, toplu taşıtlar gibi kapalı ve kalabalık ortamlar göz enfeksiyonu riskini arttırmaktadır. Özellikle adenovirüse bağlı boğaz ve göz enfeksiyonları bu gibi ortamlarda çok kolay bulaşabilir. Hapşırırken, öksürürken mutlaka mendil kullanmalı, eller sık sık yıkanmalı, kalabalık ortamlardan uzak durulmalı, odalar sık sık havalandırılmalı, klimaların bakımı yaptırılarak filtreleri değiştirilmeli, virüs özellikle direnci düşük kişileri enfekte edeceğinden beslenme, dinlenme ve uykuya özen gösterilmelidir? dedi.
Soğuk algınlığı, grip, bademcik iltihabı gibi hastalıklarda özellikle gözlerde kızarıklık ve çapaklanmayla kendisini belli ettiğini ifade eden Op. Dr. Sezin Aykaç, batma ve ışığa hassasiyet gibi bulgularla da ortaya çıktığını söyledi. Aykaç, 'Bunları hissettiğimiz zaman hemen muayene olmalıyız. Özellikle kasım-şubat ayları arasında etkisini artıran hava kirliliği de göz sağlığını olumsuz etkilemektedir. Havadaki kimyasal maddeler göz yaşında eriyip, göz yüzeyinde kuruluğa yol açarak reaksiyonu başlatır. Göz yüzeyinde kurumaya bağlı göz yanması şikayetine kış aylarında sıklıkla rastlanır? diye konuştu.
Kış aylarına özgü bir diğer göz şikayeti ise soğuk ve rüzgarın yol açtığı yaşarma olduğuna dikkat çeken Aykaç, 'Aslında tezat görünse de bu yaşarmanın nedeni de yine göz kurumasıdır. Rüzgar göz yüzeyini kurutuyor. Bu kurutucu etkiye, göz yaşı bezleri daha fazla göz yaşı üreterek cevap veriyor. Bu duruma ?refleks yaşarma? deniyor. Aslında bu yaşarma, gözün normal bir savunma mekanizmasıdır. Rüzgardan korunmak için rüzgarlı havalarda geniş çerçeveli gözlükler kullanılmalı. Bol su içerek gözün yeterli nemlenmesini sağlanmalı. Kapalı yerlerde hava kapalı sistemle temizleniyor ve ısıtılıyor. Bu da havadaki nemin azalmasına, bunun sonucunda da göz kuruluğuna sebep olabilir. Göz sağlığınız için nem oranını yüzde 45 civarında tutmalı. Özellikle karlı bölgelerde yeri kaplayan kar beyaz rengiyle güneş ışınlarını katlanarak yansıttığı için yaz kadar etkili olabilir. Güneş gözlüğü hem rüzgar karşısında hem de toz karşısında mekanik bir engeldir. Bilgisayar kullanırken gözleri normalde kırptığımızdan daha az kırpıyoruz. Öyle ki dakikada 10-15 olan kırpma sayısı, bilgisayar karşısında 5-6?ya düşüyor. Bu da göz yüzeyinden buharlaşmayı artırıyor'şeklinde konuştu.