İletişim alanında doktora yapmış, MÜZDAK Başkanı, sitemiz Enpolitik köşe yazarı, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı (İTÜ TMDK) Sanatçı Öğretim Üyesi Dr. Göktan Ay ile müziğimizin sorunları ve yanlış uygulamalarını masaya yatırdık.
Sorularımıza içtenlikle yanıt veren Göktan Ay ile gerçekleştirdiğimiz röportaj şöyle:
Enpolitik: Güncel bir gelişme ile başlayalım: Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu geçen hafta açıklandı. Nasıl buldunuz?
AY: Müziğin eğitim ve sanat/kültür olarak iki ayağı var. O nedenle ?müzik eğitimine de? çok önem veriyorum. Maalesef dağ fare doğurdu ve her zaman her yere çağrılan isimler, bu kurulda da yer aldı. ?Bu ülke yeni isimler yetiştirmiyor galiba!..Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu'na M.Özçay ve H.Hümeyra Şahin hariç, tahmin ettiğim isimler atandı. Ama; müzik alanı akademisyeni, müzik alanı devlet sanatçısı yok!...45 Konservatuar, 80 GSF, 80 GSL,25 Eğitim Fak. Müzik Bölümü adına üzüldük!. Maalesef; popüler kültür/sanat yine kazandı. Yeni, atak, genç bir bir kadro olmadı. Cumhurbaşkanımız; bir yandan Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi'ni kuruyor, devlet katında sanatçılara ödüller veriyor -oh müziğimize değer verdi diyoruz-, diğer yandan müzik akademisyenlerini, devlet sanatçılarını, müzikbilim insanlarını/yazarlarını gözardı ediyor...Anlamakta güçlük çekiyoruz...
Enpolitik: Zamanını boş geçirmeyen bir kişiliğiniz var, görüşmeyeli neler yaptınız?
AY: Ben; ?herkesin boş vakti olsun, ama boşa harcayacak vakti olmasın? diye düşünürüm. Hekimler, Alzeimer adaylarına, ?Her gün, küçük de olsa yeni bir şeyler öğrenin? dermiş, ama ben sağlıklı her kişinin, her gün ?yeni bir şey öğrenmesinin gerektiğine? inanmaktayım.
25.İstanbul Türk Müziği Festivali?ni konser ve sempozyumla gerçekleştirdik. Bütün katılımcılara, Müzdak?ı oluşturan dernek ve vakıflara, üniversitelere, TRT sanatçılarına, bilim insanlarına teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanlığı veya Kültür Bakanlığından ÖDÜL bekliyoruz.
Sempozyum bildiri kitabı bugünlerde e-kitap olarak yayınlanacak. Bu arada Ankara Müzik ve GS Üniversitesinin Haziran ve Eylül Çalıştaylarına davet üzerine katıldık.
Enpolitik: Köşe yazılarınızda önemli konulara değiniyorsunuz, paylaşım nasıl? Dönüş alıyor musunuz? Uygulamada değişim oluyor mu?
AY: Akademisyen ve kültür insanlarının takip ettiği bir kitlem oluştu. Enpolitik?te 5.000 civarında okunuyorum. Bu sayının günümüz bazı köşe yazarlarının üstünde olduğu görülüyor. Her şeyin kuralına göre olmasını, kuralsızlığın sonuç getirmediğini biliyorum. Kişilere karşı veya yanında değilim. Ama, yanlış yapılınca da yazmak durumundayım, kimse küsmesin, bilimde/sanatta küskünlük olmaz. Biz bir gemideyiz, doğruları bularak daha iyiye/kaliteye/dil birliğine ulaşacağız.
Dönüşler; maalesef yazının yorumlarına değil, benim e-mailime geliyor, neden çekiniliyor anlamıyorum. Rumuzla da yazılabiliyor. Ben; ?en akıllıyım, en iyi/doğru ben düşünüyorum? demiyorum. Ancak, okuduğumu ?net/tarafsız anlama özelliğim? oluştu. Bunu sahnede, etkinliklerde de hissediyorum .Geçenlerde bir yazım üzerine YÖK adına Prof. Dr. M.Şişman hocamdan bir açıklama geldi. Yazı içeriği ile ilgili bazı konularda anlaşamasak bile yayımladım, iyi de oldu. Zaten, Mehmet Hocam; çok anlayışlı, paylaşımcı, cevap verici ve ulaşılır bir kişilik. Aynı, çabayı diğer YÖK üyelerinde göremiyorum.
Enpolitik: Müzikte; güncel, yanlış uygulamalara örnek verebilir misiniz?
AY: Ankara?da çalıştayın konusu; ses sistemleri, terminoloji v.b. idi. Yani, biz Türk müziği mensupları dilde, anlatımda, terminolojide anlaşamıyor. Ses sistemi üzerinde son yılların en önemli sempozyumunu, benim İTÜ TMDK Yön.Kurl.Üyesi ve sempozyum sorumlusu olduğum (2008) İTÜ TMDK?da Ses Sistemleri üzerine yapmıştık. (Türk Müziği?nde Uygulama-Kuram Sorunları ve Çözümleri Uluslararası Çağrılı Kongre Bildirileri,2008,Kültür A.Ş. Yay.) Ama, yayınları kimse okumuyor, bildirilerden ders çıkarmıyor, notlar almıyor. Sonra; bildiğini okuyor, oysa geçmişte söylenenler, yazılanlar var. Müzik/sanat, hayat gibi; devamlılık ister.
Geçtiğimiz gün Kültür ve Turizm Bakan Yard. Prof.Dr.Haluk Dursun dedi ki; ?Bugüne kadar birçok çalıştay/şura yapılmış. Ama, bunları kimse takip etmiyor, yayınları okumuyor. Bari, şura sonuçlarını okusalar, o da olmuyor? (SET Çalıştay açış konuşması/16.11.2018)
Dolayısıyla, kurumlar da görevini yapmıyor. Unvanlı müzikologlarımız var, ama hala terminolojide anlaşamıyoruz. Çünkü; ciddi yayın yok, kimse kendinden başkasını ciddiye almıyor. ?Kendi bildirisi? en iyisi, ?kendi kitabı? en iyi kitap, kendi düşüncesi ?en doğru olan?; böyle yürünür mü? Kısaca; ?ben?lik duygusu sanatı öldürüyor!..
Son günlerde bize gönderilen üç örnek üzerinde durarak konuşalım;
1/Bir konservatuarın yapmaması/olmaması gereken bir afiş! Ne demek müzik orkestrası? 2018 yılında, 45 konservatuar var diye öğünülürken -ki, ben öğünmüyorum- tarihimizde de yoktur sanıyorum; bu dil, bu terminoloji!
Çünkü; ?Orkestra?, İtalyanca kökenli bir kelimedir ve bütün sözlüklerde manası şudur: ?Yaylı, üflemeli ve vurmalı çalgılar topluluğu? Yani, müzikle ilgilidir. Yani, ?müzik? olmazsa ?orkestra? olmaz!
2/ Diğer örnekte ?terminolojide yanlışlar? yapılmış ki, İTÜ TMDK?dan sonra kurulmuş, başarılı projeler yapmış bir konservatuarımız.
?Geleneksel Türk Sanat Musıkisi, Seçki Eserler Dinletisi? başlığında üç yönden farklı düşünüyorum;
A- ?Musıki? kelimesi kurumun adında olsa da, artık ?müzik? kullanılıyor. Zaten DTMK, ders programlarında; ?Temel Müzik?.?, ?Türk Müziği Solfej??, enstrüman yerine ?Çalgı? ve konservatuvar dergisinde ?müzik? kelimesini kullanarak ?doğru dilde/terminolojide? olduğunu göstermiş. Peki, neden afişte bu dil kullanılmamış? diye arkadaşlara sormak gerekiyor!..
B-Seçki; ?seçilmiş, önemsenmiş, öne geçmiş v.b.? anlamlara geliyor. Yani, ?seçki? dediğinizde, o kişi ya da malzemeyi öne çıkarmış oluyorsunuz. Peki, bu dil/kelime, Türk müziğinde kullanılan-yaygın-gelenek olmuş mu? Elbette hayır? O zaman kullanmak niye? (Seçki, bir şeylerin içinden seçmek anlamında kullanılamaz)
Dostum Dr. Halil Altınköprü?den telefonla öğrendiğim kadarıyla, konserde; ?farkı formlardan eser seçimi? yapılmış, ama bu, o eserlerin seçkin olduğunu göstermiyor?Onun yerine; ?özel form örnekleri, formlardan örnekler, Türk müziğinde şarkı formları, Türk müziğinde formlar özel konseri v.b.? olabilir ve doğru olurdu?
C- Değerli müzik insanlarımız, artık; Geleneksel Türk Müziği, Geleneksel Türk Halk Müziği, Geleneksel Türk Halk Oyunları, Alaturka Türk Müziği, Osmanlı Müziği, Osmanlı Türk Müziği, Makam Ayağı, Makam Dizisi v.b. gibi yanlış terimleri kullanmamakta/yazmamakta anlaşalım ve müziğimizi kirlilikten kurtaralım. Bir yerden başlayalım? Çünkü; TSM,THM,THO; geleneği ?tarihi- toplumsallığı-devamlılığı olan müziklerdir. Geleneksellik; o müziklerin içinde vardır, doğaldır, bunu başlığa taşımak son derece yanlıştır.
D-Ayrıca, genel olarak; ?sanat? kelimesini kaldırıp, ?Türk Müziği ve Türk Halk Müziği? dediğimizde, daha doğru bir iş yapmış olabiliriz.
3/ Bir kitap yayımlanmış. Yazan müzik insanı değil.
Uğur Baydu çok geniş düşünmüş. Ne kadar kelime varsa içine doldurmuş.
Müzik terminolojisi böyle yazılmaz. Kullanılmayan terminoloji (vokalci, viyolonselci), kullanılmayan makam (Acemli yegah, acem rast)gereksiz yere açıklanmış. Yanlış açıklamalar (Telli çalgılar, ?tırmıklanan teller? diye bir açıklama olmaz), (akord: ?Bir çalgıyı doğru ses vermesi için??,ne kadar doğru? Böyle bir tanım yok!..), yanlış yazılım var (akord etmek, doğrusu akort etmek?tir.) Bir terimden çok fazla çoğaltma var (Ağıt?tan 4, akorttan 8 kelime), Türkü adları terminoloji değildir (Et koydum tencereye, et aldım dirhem ile, Alıda verin, Alageyik), eserde; dipnot ve kaynakça yok.. Bu eser, kaynak kitap olarak alınıp, tezlere girerse bir çok yanlışta taşınmış olacak. Dikkat etmek gerek!
Enpolitik: Yeni dönemde siyasetten beklentileriniz neler?
AY: Kültür Bakanlığını bir türlü bağımsız yapamadık. Turizm gibi bir alanla birleşmekmiş olmaktan, sinerji doğmuyor. Kültür alanı eziliyor ve öteleniyor. Artık, bunu görmek lazım. İlk 100 gün, kültürde hiçbir gelişme yaşanmamış, hiçbir sorun çözülememiştir. Maalesef, yönlendirme siyasilerden geliyor ve yönetenler üst makamlara; ?olur efendim, doğru söylüyorsunuz efendim, ne kadar iyi düşünüyorsunuz, harikasınız vb.? deyince ilerleme sağlanamıyor. Kültür ve Turizm Bakanı Sn. M. Ersoy; çalışıyor, sürekli ülkeyi tarihi yerleri geziyor, toplantılar yapıyor? Sn.Cumhurbaşkanımız; ?önümüzdeki dönem kültür, sanat ve eğitime öncelik vereceğiz? diyor, ama aylar geçiyor, atamalar yapılıyor ama, yılan hikayesine dönen, TİP sözleşmesi ile çalışan Devlet Sanatçılarının, özlük haklarında bile, hala iyileştirme sağlanamadı.(Konservatuarlar 400, Bakanlık 1350 kişi) Hala ikramiyeler maaşa katılamadı (TRT sanatçılarına uygulandı ve sorun kalmadı),ek gösterge rakamı 6400 olmadı. Son önerge ile Daire Başkanları ve Öğretmenler 3600 olacak (olsun elbette),ama Devlet Sanatçıları 3600?de mi kalacak? Yeni dönem TİP sözleşmesinde bu hallolmalı. Bunu, son verilen önerge içine alıp; Hükümetimizin ve Sn.Bakanın mutlaka halletmesi gerek ki, üretici (sanatçı) ?üretimde hız kazansın, beklenti içinde olmasın.?
Pazar günü Bakan Sn.Mehmet Ersoy TV programına çıktı. İki saat sohbet etti;
'Turizm', 'Turizm Liseleri', 'Çince ve Almancayı seçmeli yapacağız', 'Turizm Kolejleri kuracağız', 'turistte 40 milyonu amaçlıyoruz' vb. dedi, 'Kültür'de ise, sadece 'AKM projesini 2021?de bitirmeyi düşünüyoruz.' dedi...
Gerçekten, başarılı bir 'Turizm Bakanı' oldu!
Ama, bu zengin ülkeye, donanımlı bir ?Kültür Bakanı? da lazım!
Bu konuda son sözüm:
MEB Müzik, Güzel Sanatlar ve Spor Genel Müdürlüğü?nün kurulmasına öncülük edilmelidir. Yetenekli çocuklarımız artık zayi olmasın!..
Kültür Bakanlığı mutlaka bağımsız olmalıdır.
Kültür'de; ?yapılmayanlar' masaya yatırılmalı ve 'neden' yapılamadığı, 'nasıl' ve 'kimlerle' yapılacağı belirlenerek atamalar yapılmalıdır.
Enpolitik: Yeni projeler var mı?
AY: Evet...
1/26.İstanbul Türk Müziği Festivalinin yapılıp yapılmayacağına karar veremedik. Mübarek Ramazan ayı ve Ramazan Bayramı bizi bölüyor,6 Mayıs?ta Ramazan başlıyor. Ya; az bir etkinlik ve sempozyum, ya sadece sempozyum, ya da bu sene ara vereceğiz.
2/Bir Bakanlığa bağlı olarak; Türk Müziği Ses Sanatçıları, Türk Müziği Çalgı Sanatçıları ile ilgili bir projeye başlıyoruz. Ülkemizde ilk olacak, başarabilirsek çok şey değişecek? Ama, içerik konusunda bilgi veremiyorum. Olgunlaştıkça, ilerleme sağlandıkça kamuoyuna açıklama yapacağız.
3/ Üniversitelerimizde görev yapan akademisyenler, çeşitli alanlarda yazılar yazarak, ilgili dernek ve sendikalar raporlar yayımlayarak; sorunları ve çözümleri dile getirmektedirler. Ancak, görüldüğü kadarıyla çok fazla olumlu bir netice alınamamıştır. Bizler, vatanına-milletine bağlı, kurumlarımızın ve özellikle üniversitelerimizi, toplumunun en önde kurumları olarak görmekte, kurumsallaşmaya önem vermekte ve ?gençlerimizin çok değerli bilgilerle donanımlı olarak mezun olması? için; liyakat, etiklik ve üretime önem vermekteyiz. Bu amaçla, paydaşlara/yetkililere birinci elden sorunları aktarmak, birlikte çözümler üretmek, çözüm yollarını tartışmak amacıyla, 08 Aralık 2018?de Akademi Beyoğlu?nda; ?Yükseköğretim Akademisyenleri?nin Güncel Sorunları Çalıştayı? düzenledik.
Enpolitik: Müzik insanlarına söylemek istedikleriniz var mı?
AY: Müzik alanına; beste, çalgı, aranjör, ses, kompozitör, şef, araştırmacı, derlemeci v.b. emek vermiş, tüm arkadaşlarımdan, işini iyi yapanlara saygım sonsuz. Mümkün olduğu kadar seslerini olumlu duyurmaya çalışıyorum. Çok bilgi akışı var, ama bazılarını yayımlayamıyorum, geneli ilgilendiren konuları yazıyorum, bana kırılmasınlar.
Her sabah, güncel olmak için; vaktin olduğunca basını tarıyor, müzik, sanat, eğitim haberlerini, yazılarını okumaya çalışıyorum.
Enpolitik: Teşekkürler?