TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Ticaret Borsaları Konsey Toplantısı?nda tarımsal üretim hacminde hedefin yüzde 4 büyüme olduğunu açıkladı.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Ticaret Borsaları Konsey Toplantısı?nda tarımsal üretim hacminde hedefin yüzde 4 büyüme olduğunu açıkladı.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ticaret Borsaları Konsey Toplantısı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ile TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu?nun, katılımıyla TOBB?da gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 'Tarımsal üretim hacminde Avrupa?da 1?inci ve dünyada 7?nci sıraya çıktık. Bu sene de hedefimiz, büyümede yüzde 4?ün üzerine çıkmak' dedi. Hisarcıklıoğlu, 2016 senesinin ilk Ticaret Borsaları Konseyi?nde, iki değerli bakanın katılımıyla gerçekleştiğini belirterek 'Onlarla birlikte, tarımdaki üretim hacmimizi, küresel rekabet gücümüzü nasıl artıracağımızı istişare edeceğiz. Her iki Bakanımız da konularına gayet hakimler. Hem camiamızı, hem piyasayı yakından biliyor ve tanıyorlar. Bizimle aynı dili konuşuyorlar, aynı hissiyata sahipler. Sağolsunlar, göreve gelir gelmez, hızlı bir çalışma temposu başlattılar. Reel sektör dostu bir çalışma tarzı benimsediler. Sıkıntılarımızı, sorunlarımızı bizzat kendileri dinliyorlar. Bunların çözümü noktasında da, hem Bakanlarımızla, hem de çalışma arkadaşlarıyla, bakanlık bürokratlarımızla devamlı bir araya geliyoruz. Birlikte istişare edip, birlikte çözüm arıyoruz. Bu da iş dünyamıza büyük moral veriyor. Camiam adına başta Sayın Bakanlarımız olmak üzere, vekillerimize, müsteşarlarımıza, bürokratlarımıza, teşekkür ediyorum.2016 yılında bizleri yoğun bir çalışma gündemi bekliyor. Küresel piyasalarda her gün yeni bir çalkantı yaşıyoruz. Dünya ekonomilerinde belirsizlik devam ediyor. Avrupa?da ekonomik büyüme bir türlü kalıcı olamıyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, Türkiye ekonomisi ve reel sektörümüz, sağlamlığını gösteriyor. Geçen sene itibariye yüzde 4 civarında bir büyüme yakaladık. 720 bin kişiye özel sektör olarak yeni istihdam sağladık' dedi.
Euro/dolar paritesindeki gerileme sonucu, dolar bazında ihracatımızın yüzde 9 azalmış gözüktüğünü bildiren Hisarcıklıoğlu, 'Ama miktar bazındaki ihracatımızı, 2015?de önceki seneye göre yüzde 1,5 artırmayı başardık. Böylece, Türkiye?nin dünya ticaretinden aldığı pay binde 8,7 seviyesine ulaştı. Özel sektör olarak ülkemize yatırım yapmaya da devam ettik. Makine ve teçhizat yatırımlarımız 2015?de 63 milyar euroya ulaştı. Tarımsal üretim hacminde Avrupa?da 1?inci ve dünyada 7?nci sıraya çıktık. Bu sene de hedefimiz, büyümede yüzde 4?ün üzerine çıkmak. Bu noktada tarım sektörümüzün önemi ortaya çıkıyor. Zira tarım başka alanlara benzemez. Her şey yolunda giderken, tarımın önemi tam anlaşılmaz. Allah yokluğunu göstermesin. Tarımın değeri, stratejik önemi, ancak yokluğunda anlaşılır. Tedbir almazsak, bugün daha ucuz diye her ürünü ithal etmeye kalkarsak, gelecekte boğazımızdan dışa bağımlı hale geliriz. Gıda güvenliğimiz de tehlikeye girer. Peki, bugün ithalat daha ucuz diye ne yapalım, üretimi bırakalım mı? Elbette hayır. Bu ülke coğrafyasındaki gerçeklerin farkında olarak, binlerce yıllık kültürel değerlerimizi bilerek, tarımda verimi nasıl artırırım, nasıl daha iyi bir sistem kurarım, bunun peşinde olalım. Tarımı, ekonomik bir üretime dönüştürelim. Ekonomi disiplinini katalım. Maliyet, rekabet, verimlilik, kar, ölçek gibi kavramları işin içine sokalım. İşte, milli tarım politikamız; bu tasavvuru oluşturmak, bunun kurumsallaşmasını sağlamak, bu yönde düzenleme ve uygulama yapmak olmalı. Bugün tarım, Türkiye?nin önemli sektörlerinden birisi. Sadece ekonomik değil, kültürel kodları da olan, bir hayat tarzıdır. Dahası tarım, ülkemizin kalıcı servet alanıdır. Ama biz elimizin altındaki bu serveti kullanamıyoruz' şeklinde konuştu.
Avrupa ile Gümrük Birliği?ne girildiğini belirten Hisarcıklıoğlu, 'Böylece sanayimiz değişti, küresel sisteme entegre oldu. Ama tarım aynı kaldı. Bunun olumsuz sonuçlarını bugün hepimiz hissediyoruz. Dünyada gıda fiyatları düşüyor. Ama Türkiye?de artıyor. İlginçtir, bundan üretici de faydalanamıyor. Herkes şikayet ediyor. Şehirlerde yaşam daha pahalı hale geliyor. Gıda sanayinin rekabetçiliği olumsuz etkileniyor. Zira birçok üründe verim artmış olsa da hala AB düzeyinin altında. Bunun yansımasını ihracatta görüyoruz. Bizden çok daha küçük yüzölçüme sahip Danimarka, Polonya, Belçika, Hollanda bizden daha fazla tarımsal ihracat yapabiliyor. İşletme ölçeklerinin küçük olması da ayrı bir sorunumuz. Şehirleşme ve kontrolsüz arazi kullanımı yüzünden, Türkiye?nin ekilebilir alanı her sene azalıyor. Tarımsal girdilerin büyük kısmını dışarıdan alıyoruz. Gübre, ilaç ve makinaların çoğu ithal. Döviz kurlarındaki artışın en çok olumsuz etkilediği sektörlerin başında tarım geliyor. Öte yandan bizde 5,5 milyon kişi tarımda çalışıyor gözüküyor. Tarımda çalışan kişi başı üretimimiz yıllık 10,500 dolar civarında. Fransa, İtalya, İspanya?da ise 50 bin dolarlarda. Yani bizdeki üreticiden 5 kat daha fazla üretip kazanabiliyorlar. Peki, oradaki çiftçinin fazladan 2 kolu mu var? Hayır. Aradaki fark, daha iyi tasarlanmış bir sistemin getirdiği farktır. Tarımı ülkemiz için yeni bir fırsat ve gelir alanı görmeliyiz. Bizdeki 5,5 milyon üretici, Avrupa standardında üretim yapabilse, tarımsal üretim hacmimiz şu anki 60 milyar dolar düzeyinde kalmaz. 275 milyar dolara yükselmiş olur. Yani bir anda ülkemiz milli geliri 275 milyar dolar artar. Kişi başı gelirimizse 2,700 dolar daha fazlalaşır' ifadelerini kullandı.
'Özetle, bugün ülkemiz tarımında yaşanan sıkıntıların kaynağı dönemsel ve geçici değil, yapısaldır' diyen Hisarcıklıoğlu, 'Sistemin tamamını bütüncül bir şekilde yeniden düşünmek gerekiyor. Tarım sektörüne, tarımsal desteklere, ticarete yeni bir bakış açısı kazandırmalıyız. Türkiye?de kişi başı ortalama gelir, son 15 senede, 3 bin dolardan 10 bin dolara çıktı. Ama 10 bin dolardan 25 bin dolara çıkarmak için faklı şey yapmamız lazım. Yüksek teknolojili üretim altyapısını geliştirmeliyiz.Tarım sektörünü küresel rekabete uyumlu hale getirmeliyiz. Yani sanayideki gibi tarım sektörünü de dönüştürmeliyiz. TOBB olarak, ticaret borsalarımızla birlikte, tarım sektörünü daha da geliştirecek projeler ve çalışmalar yürütüyoruz. Borsalarımızın görüş, öneri ve sıkıntılarını, siyasi iradeye iletiyoruz, çözüm yolları arıyoruz. Geçtiğimiz sene Nisan ayında Ankara?da, Sayın Başbakanımız ve bakanlarımızla birlikte, 8. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası?nı yapmıştık. Burada tarım sektörüyle ilgili tespitlerimizi ve taleplerimizi ilettik. Hükümetimiz, bunlardan pek çoğuna öncelik verdi. Mesela gübre ve yemde KDV oranı düşürüldü. Bu sayede çiftçimize, üreticimize yaklaşık 3 milyar lira destek geldi' dedi.
Tarımsal desteklerin 81 ile yaygınlaştırıldığını dile getiren Hisarcıklıoğlu,'Faruk Çelik Bakanımızın liderliğinde, et ve süt gibi, geçmişten gelen sıkıntıların biriktiği alanlarda, önemli adımlar atılıyor. Coğrafi işaretler konusunda, Oda ve Borsalarımız daha aktif hale geldiler. Türkiye genelinde tescilli coğrafi işaret sayısı 200?e yaklaştı. Gaziantep?in baklavasından sonra, Aydın Ticaret Odamız, Aydın İnciri?ni AB nezdinde tescil ettirdi. Daha sırada Aydın Kestanesi, İnegöl Köftesi, Malatya Kayısısı, Afyon Sucuğu ve Pastırması var. AB onayı için bekliyorlar. Uluslararası tescil, ürünlerimizin küresel anlamda markalaşmasında büyük önem taşıyor. Bakın İtalya bu tescil sayesinde, sadece Parmesan peynirinden yılda 1.5 milyar ? kazanıyor. Bu açıdan bakınca, ülkemiz müthiş potansiyele sahip bir coğrafyada.Biz TOBB olarak, Odalarımız ve Borsalarımızla birlikte, tarımdaki dönüşümün gerçekleşmesi için Sayın Bakanlarımız ile çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Sıkıntılar noktasında, elbette en büyük önceliğimiz, memleketin tamamında huzur ve güven ortamının güçlendirilmesidir. Çünkü huzur olursa ticaret olur. Ticaret olursa refah ve zenginlik gelir. Hükümetimizin, reel sektörün ihtiyaçlarına duyarlı yaklaşımını biliyoruz. Bu kapsamda attığı adımları, 25 Öncelikli Dönüşüm programını ve 2016 Eylem Planını önemsiyor ve olumlu buluyoruz. Kamu ve özel sektör el birliği içinde çalışarak, yüksek büyüme temposunu yeniden ülkemize kazandıracağız. Bizler TOBB camiası olarak şuna inanıyoruz. Türkiye büyük bir ülkedir. Her sorunu aşacak güçtedir. Yeter ki, birliğimizi, istikrarımızı muhafaza edelim. İnşallah bugünkü istişaremiz de hayırlara vesile olur' sözleriyle konuşmasını noktaladı.