KOAH?ın ve ilişkili risk faktörlerinin bilinirliğinin artırılması için afiş yarışması düzenlendi.
Girne Amerikan Üniversitesi tarafından düzenlenen yarışmada, Asena Aktaş isimli öğrenci birinci oldu. GAÜ Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hatice Sütçü, 21 Kasım Dünya KOAH günü ile ilgili yaptığı açıklamada, günün; KOAH hastalığını tanıma ve önemini kavrama günü olduğunu söyleyerek, bu gündeki etkinliklerle KOAH farkındalığını arttırmanın amaçlandığını ifade etti.
Prof. Dr. Hatice Sütçü,?Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) zararlı gaz ve partiküllere karşı havayolları ve akciğerin artmış kronik inflamatuar (iltihabı) yanıtı ile ilişkili ve genellikle ilerleyici özellikteki kalıcı hava akımı kısıtlanması ile karakterize, yaygın, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü 2012 yılında, dünya genelinde 3 milyondan fazla kişinin KOAH nedeniyle öldüğünü ve tüm ölümlerin %6?sının nedeni olduğu, 40 yaş üstü bireylerde prevalansının %11,7 (8,4-15) olduğunu bildirmiştir. KOAH prevalansını arttıran en önemli risk faktörü sigara dumanıdır. Gelişmiş ve yüksek gelirli yaşlı nüfusa sahip ülkelerde prevelans artmakta olup, 2030 yılına kadar yılda 4,5 milyon insanın KOAH ve komplikasyonları nedeniyle öleceği tahmin edilmektedir?dedi.
KOAH için risk faktörleri
KOAH için en önemli risk faktörünün sigara içmek olduğunu söyleyen Sütçü, ?KOAH orta ve daha büyük yaştaki kişileri etkiler. olgularının %80-90?ından sorumlu-dur. Pipo, nargile gibi diğer tütün ürünleri, marihuana ve pasif sigara içiciliği aynı şekilde riski arttırmaktadır.Mesleki tozlar: Organik, inorganik tozlar, zehirli kimyasallar ve dumanlara maruziyet riski arttırır. Çiftçi, marangoz, tekstil, temizlik, boyama ve yemek sektöründe çalışanlar risk altındaki gruplardır? diyerek bulgular hakkında bilgi verdi.
Belirti ve bulgular
Sütçü, ?Hastalarda en fazla dispne/solunum güçlüğü, öksürük ve balgam çıkarma görülür. Dispne yıllar içinde giderek artar, önceleri eforla ortaya çıkarken, sonraları günlük yaşam aktivitelerini engelleyecek boyuta ulaşır. Dispneyle bağlantılı aktivite intoleransı, yorgunluk, uyku ve beslenme bozuklukları, kilo kaybı, depresyon görülür. Akut ataklar/alevlenmeler sırasında enfeksiyona bağlı olarak balgam miktarı artar, pürülan görünüm olabilir. Çoğunlukla hastalar kış aylarında sık solunum yolu enfeksiyonu geçirir?dedi.
Tanı ve tedavi
Prof. Dr. Hatice Sütçü şunları kaydetti:
?KOAH?nın tanı ve değerlendirmesinde spirometri (solunum fonksiyon testleri) gereklidir ve doğru şekilde yapılması son derece önemlidir. KOAH tedavisinde temel amaç; nefes darlığı ve diğer belirtilerin azaltılması, alevlenmelerin önlenmesi ve tedavisi, akciğer fonksiyonlarının en iyi düzeyde tutulup, hastanın yaşam kaybını azaltmaktır. Bu nedenle hastalığın ilerlememesi için en etkili girişim, en önemli risk faktörü olan sigaranın bıraktırılmasıdır. Hastanın, sigarayı azaltarak değil birden bırakması gerekir. Ayrıca diğer zararlı toz ve gazlardan, kirli havalı ortamlardan, solunum yolu enfeksiyonu olan bireylerden uzak durması, aşırı soğuk havalarda dışarı çıkmaması önerilir. Tedavi, hastalığın alevlenme ve stabil döneminde hastanın gereksinimlerine göre belirlendiğini söyleyerek ?İlaç tedavisinde nefes açıcı (bronkodilatör) ve kortikosteroid ilaçlar inhalasyon/solunum yoluyla kul-lanılmaktadır. KOAH hastalarına, enfluenza/grip (her yıl ekim-kasım aylarında) ve pnömokok aşısı uygulanabilir. Pnömokok aşısından önce Konjuge Pnömokok Aşısı sonra Polisakkarit Pnömokok Aşısı (bağışıklık sistem bozukluğu olanlarda en az 8 hafta ara ile, 65 yaş üzeri olanlarda ise 1 yıl sonra) uygulanmalıdır. KOAH hastalarının yaşamlarını, hastalıklarına rağmen sürdürmeleri, egzersiz kapasitelerini korumaları çok önemlidir. Bu nedenle hastaların rehabilitasyon programlarına alınarak egzersiz kapasitelerini arttırmaları sağlanır. Bu amaçla, üst ekstremite egzersizleri, diyafragmatik ve büzük dudak solunum egzersizleri ve gereğinde sekresyonların atılması için postüral drenaj gibi yöntemler uygulanır. Ayrıca hastalar düşük karbonhidrat ve bol protein ağırlıklı, vitamin ve omega 3 içeren bir diyet almalıdır.'