Kırşehir?de bulunan ve 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi?ne giren 12. yüzyıldan kalma Cacabey Gökbilim Medresesi?nin kubbesi çürüyor.
Kırşehir?in simgesi durumundaki Cacabey Gökbilim Medresesi?nin 2010 yılı itibari ile odaları ve kubbesi tadilattan geçirilmesine rağmen yapı meydana gelen rutubet nedeniyle dökülmeye başladı. 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi?ne giren tarihi eserin geçmişle gelecek arasında köprü oluşturduğunu ifade eden Elektrikçiler Odası Başkanı Kenan Kerimoğlu, medresenin eski haline kavuşturulmasının Kırşehir?in tarihi açısından önemli olduğunu söyledi. Kerimoğlu, ?Cami olarak kullanılan, geçmişte medrese olan bir ilin övünç kaynağı Cacabey Camii, Kırşehir?e yakışmayacak şekilde bakımsız ve düzensiz hali söz konusudur. Caminin durumunu görsel ve yazılı basında defaaten ifade ettiğimizde bazı insanlar tepki gösterdi. Bu cami ve eserin hayatta kalabilmesi için Anıtlar Yüksek Kurulunun harekete geçerek yapılması gereken tamiratlar konusunda ivedi göreve geçmesini bekliyoruz. Bu tarihi eser elimizden kaybolmasın istiyoruz. 12. yüzyıldan bu güne kadar bu eser nasıl gelmişse bundan sonra da bu eser temsil hakkı ile Selçuklu Devleti?nin bir eseri olarak dünyaya anı olarak kalmalı, kış mevsimi nedeniyle yağmur yağdığında tepesinden su aktığını görmekteyiz. Bu durum soğukla birleştiğinde cami duvarında çatlaklar oluşturuyor. Kırşehir olarak bizi temsil ettiğine inandığımız astronomi biliminin yapılmasını sağlayan bu eserin ne şartta olursa olsun gerekli çalışmanın yapılarak tarihe yeniden kazandırılmasını istiyoruz? dedi.
?1272 yılından bu yana ayakta olan yapı Kırşehir?in simgesi?
Kırşehir?de insanlara 1272 yılından bu yana varlığı ile tarihi eserin birçok mesaj vermekte olduğunu anlatan Türkiye Yazarlar Birliği üyesi Araştırmacı Yazar Ufuk Cengiz ise, 'Bizler menderesinin verdiği mesaja kısık gözlerle bakıyor ve tamamını göremiyoruz. 13. asırda Cacabey buraya ölümsüz bir eser nakşetmiş. Cacabey?den sonra gelen nesillerin göğe bakması istenilmiş, Cacabey ve çağdaşları Ahi Evran, Hacıbektaş, Yunus Emre gibi o dönemin manevi gönül mimarları istikbalin göklerde olduğunun farkında olmuşlar. Medresenin üç tarafına üç füze figürü ile ateşlenmemiş, yeni ateşlenmiş ve ateşlenip yükselişe geçmiş şekilde işleyerek kendilerinden sonra gelecek nesillere bir ışık bırakmışlar. Rasat kuyusu ile içerisindeki suya kubbeden yansıyan yıldızların ışığına bakarak dünyanın konumunu ve yıldızların konumlarını tespit etmişler. 13. asırda taşları üst üste koyarak inşa ettikleri bu yapıya rağmen bizler 21. yüzyılda yaşayan insanlar olarak ecdadımız diye her fırsatta övündüğümüz insanların bizlere bıraktıkları eserlerin kıymetini bilemiyoruz. Medresede içler acısı bir hal var. Geçtiğimiz yıllarda restorasyon çalışmaları yapılmıştı. Çok sağlıklı bir çalışma olmadığı da ortada, yağmur yağdığı zaman kubbesinden aşağıya su damlıyor. Kubbedeki beton harcı da tamamen kabarmış durumda' dedi.
Öte yandan, Kırşehir Belediyesi tarafından hazırlanan proje ile tarihi medresenin yanına tarihi işlevini anlatmak üzere Açık Hava Astronomi Müzesi yapılıyor.